Esas No: 2015/10441
Karar No: 2015/12790
Karar Tarihi: 07.12.2015
Karara İtiraz - Hakimlerin Karı Koca Olması - Kanun Yararına Bozma - Yargıtay 18.. Ceza Dairesi 2015/10441 Esas 2015/12790 Karar Sayılı İlamı
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık tarafından karara esas yönünden yapılan itiraz üzerine, itiraz mercii olan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22/04/2014 tarihli ve 2014/133 değişik iş sayılı itirazın reddine dair kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2014 gün ve 291555 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Bilecik Sulh Ceza Mahkemesinin 24/02/2014 tarihli ve 2014/94 esas, 2014/128 sayılı kararını veren hakim ile bu kararı itiraz mercii olarak inceleyen hakimin karı-koca oldukları, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 30/2. maddesinin "Hâkim, tarafsızlığım şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir." hükmü ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 46/1. maddesinde "Karı -koca, ikinci derece dahil kan ve sihri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamazlar." hükmü göz önünde alındığında kararı veren hakim ile bu kararı itiraz mercii olarak inceleyen hakimin karı koca olmasının hâkimin tarafsızlığından şüpheye düşürecek hallerden olduğu değerlendirilerek davadan çekinilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık hakkında, Bilecik Sulh Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık tarafından karara yapılan itiraz üzerine, dosyanın itiraz mercii olan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, itirazın reddine karar verildiği, itiraz mercii olan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin, itiraza konu kararı veren Bilecik Sulh Ceza Mahkemesi hakiminin eşi olduğu, bu nedenle itiraz mercii olarak, tarafsızlığını şüpheye düşürecek hal bulunması nedeniyle davadan çekinmesi gerekirken itirazı inceleyip karar vermesinin hukuka uygun olmadığının Adalet Bakanlığı tarafından ileri sürüldüğü anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
İtiraz mercii olan Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin, itiraza konu kararı veren Sulh Ceza Mahkemesi hakiminin eşi olmasının, CMK’nın 30/2. maddesi kapsamında çekinme sebebi olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Konuya ilişkin yasal mevzuat incelendiğinde; 2802 sayılı Kanun’un 46/1. maddesinde; “Karı - koca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamazlar.”
5271 sayılı CMK'nın 30. maddesinde;
“(1) Hâkim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.
(2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.” hükümleri yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, hakimin davaya bakamayacağı hallerin düzenlendiği CMK’nın 22. maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerin bulunması nedeniyle, davaya bakan hakimin çekinmesi durumunda, CMK’nın 30/1. maddesi uyarınca merciin, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirmesinin yasal bir zorunluluk olmasına karşın, CMK’nın 30/2. maddesine göre, hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verecek ve çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkemeyi görevlendirecektir.
Kanun koyucu CMK’nın 30/2. maddesindeki durumda, hakime çekinmesinin somut olaya uygun olup olmadığını değerlendirerek, karar vermesi için takdir hakkı tanımıştır.
Somut olayda itiraz mercii olan Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi hakiminin, Sulh Ceza Mahkemesi kararını incelerken, kararı veren hakimin kendisinin eşi olduğunu bilmekte ancak bu durumun, tarafsızlığını şüpheye düşürecek hallerden olmadığını değerlendirdiği anlaşılmaktadır. Keza sanık tarafından da hiçbir aşamada bu sebeple hakimin reddi talep edilmemiştir. Bu takdir hakkı kullanılarak yapılan değerlendirme sonucu verilen kararın, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi hukuka uygun görülmemiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22/04/2014 tarihli ve 2014/133 değişik iş sayılı kararının, takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 07/12/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.