11. Hukuk Dairesi 2020/2864 E. , 2020/5757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.06.2017 tarih ve 2015/141 E- 2017/765 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 30.01.2019 tarih ve 2018/392 E- 2019/107 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davacı bankaya devredilen Esbank T.A.Ş. ile dava dışı Tuber Çelik Sanayi A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalının kefil olarak imzaladığını, dava dışı şirketin kullandığı ihracat kredisine ilişkin taahhütünü yerine getirmediğinden davacı banka tarafından krediler nedeniyle istisna edilen KKDF, BSMV ve faizin vergi dairesine yatırıldığını, yatıralan bu miktarın ödenmesi için çekilen ihtardan sonuç alınamadığı için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davalının ihracat kredisi kullanılması yönünde kefalet vermediğini, bilirkişinin öncelikle borcun kaynağını ortaya çıkarması ve davalının kefalet sorumluluğunun limitinin belirlenmesi gerektiğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık süresi içinde açılmadığını, davaya konu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçların 1994-1995 tarihlerinde Esbank A.Ş. ile yapılan protokolle kapatıldığını, davacı alacağının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2015/141 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında alınan bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davalıdan 184.014,72 TL eksik faiz ve BSMV talep edildiğinin saptandığını ileri sürerek 184.014,72 TL"nin 13.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek %93,50 temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl borçluya kullandırılan ihracat kredisi nedeniyle gerekli kapama işlemleri yapılmadığından kredi kullandırımı esnasında istisna tutulan KKDF ve BSMV"nin tahsili gerektiği, davacı banka tarafından bahsedilen KKDF ile BSMV ödemelerinin ilgili vergi dairesine yapıldığı, söz konusu meblağın davalının kefalet sorumluluğu ve limiti içerisinde bulunduğunun kredi ve kefalet sözleşmesinden anlaşıldığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2013/16176 esas sayılı dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 106.199,19 TL asıl alacak, 96.565,41 TL işlemiş faiz ve 4.828,27 TL BSMV olmak üzere toplam 207.592,87 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %93,5 temerrüt faizi ve faizin %5"i gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20 oranında 41.518,57 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2016/159 esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile 175.689,78 TL işlemiş faiz, 8.324,94 TL BSMV olmak üzere toplam 184.014,72 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, faize faiz yürütülmesi talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, faiz alacağına yönelik birleşen davada faize faiz yürütülemeyeceğinden ayrıca faize karar verilmemesinin doğru olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf isteğinin esastan reddine, noter masrafına yönelik dekontun süresi içinde dosyaya sunulmadığı gibi icra dosyasında takip talebine de eklenmediği gözetildiğinde davacı vekilinin bu yöne ilişkin talebinin yerinde olmadığı ancak icra takibinin 05.07.2012 tarihinden önce başlatılmış olması nedeniyle takdir edilecek icra inkar tazminatının %40 olması gerekirken %20 olarak belirlenmesinin hatalı olduğu, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf isteğinin bu yönden yerinde olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak asıl davanın kısmen kabulüne ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle istinaf konusu yapılmayan hususların temyiz itirazında dile getirilemeyecek olmasına ve istinaf mahkemesince 13.08.2007 tarihli takiple ilgili icra inkar tazminatı oranının yükseltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10.591,26 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.