Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/463
Karar No: 2019/5435
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/463 Esas 2019/5435 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, zorunlu trafik sigortalı bir aracın yaya müşterilere çarpması sonucu murislerin vefatıyla ilgili olarak maddi tazminat istemi üzerine açılmıştır. Davacı, müvekkilinin murislerin eşi ve babası olduğunu ve 10.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar vermiştir. Ancak hükmün gerekçesi somut olayla ilgisi olmayan başka bir olayı da içerdiği için ve kendi içinde çelişkili olduğu için Yargıtay tarafından bozulmuştur. Madde 388, 389 ve 294/3 HUMK ile 6100 sayılı HMK'nın karşılık 297/1-2 maddelerine göre mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
17. Hukuk Dairesi         2017/463 E.  ,  2019/5435 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya murislere çarpması sonucu murislerin vefat ettiğini, müvekkilinin murislerin eşi ve babası olup destekten yoksun kaldığını, 3. kişi konumunda olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 30/06/2016 tarihli kısa kararda “açılan davanın reddine” karar verilmiş, hükmün gerekçesinde ise ‘‘...tüm dosya kapsamına göre davacıların kazada ölen ..."ın desteğinden yoksun kalan üçüncü kişiler sıfatıyla iş bu davayı ikame ettikleri, müteveffa Yasin Yılan"ın kazadaki kusur oranının davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"na göre aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ..., işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı ... şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri kabul edilmelidir.” denilip sonraki paragrafta ise “Somut olayımızda davacıların destekleri yayalar meydana gelen kazada %100 (tam) kusurludur. Davalı ... şirketine KZMMSP ile sigortalı araç sürücüsünün ise kazada atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.’’ denilmiştir. Hükmün gerekçesi somut olayla ilgisi olmayan başka bir olayı da içerip kendi içinde çelişkili olup taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, ... Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
    Bu durum HMK"nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi