10. Hukuk Dairesi 2012/5758 E. , 2013/3779 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Olay tarihinde, işveren firmanın altı adet uçak sığınağı inşaatı şantiyesinde, altı nolu uçak sığınağının sol ön banketinin toprak dolgusunun yüzeyinde tesviye işlemi yapmakta olan kazalı ..., aniden fırtına çıkması ile beton zemin üzerinde bulunan 5 metre yükseklikteki tekerlekli demir iskelenin birden üzerine devrilmesi sonucu iskele altında kalarak malul kalmıştır.
Hükme esas alınan, inşaat mühendisi ve maden mühendislerinden müteşekkil üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen her iki kusur raporunda; kazada %100 oranında kaçınılmazlığın etken olduğu bildirilmiştir.
506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinde düzenlenen işveren sorumluluğu, “kusur sorumluluğu” niteliğinde olup, anılan maddede işveren sayılan sınırlı durumlardan; yani kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketinden sorumlu tutulmuştur.
İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü işverenler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilecek niteliktedir. Ancak kaçınılmaz dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler yerine getirildiği halde iş kazası veya meslek hastalığı gerçekleşebilmektedir ki; bunlar “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen
zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu olarak tanımlanabilir. Bu gerçekten hareketle 506 sayılı Kanun’un 26/1’inci maddesine 06.08.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun’un 28’inci maddesi ile; “İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” hükmü eklenmiştir. Bu düzenleme gereği; kaçınılmazlığın varlığı durumunda işverenin rücu tazminatı sorumluluğunu aynı oranda sınırlandırması gerekecektir.
Davaya konu zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği işyerindeki hangar önündeki ayakları kilitli halde meyilli beton üzerinde duran iskelenin hortum şeklindeki fırtınanın etkisi ile 20 metre sürüklenerek toprak zemine geldiğinde devrildiği ve arkası dönük halde çalışan kazalının iskele altında kaldığı,ani fırtına ekisi ile gelişen olayda yegane önlemin iskelenin ayaklarının kilitlenmesi olup bu önlemin işverence alındığı bildirilmişse de hükme esas alınan kusur raporunda olaya etken olabileceği belirtilen faktörlerden hangilerinin sigortalının kazalanmasında etken olduğu belirlenmiş değildir. Bu nedenle sigortalının yaptığı işin özellikleri, rüzgarın niteliği, saatteki hızı, süresi de değerlendirilmek suretiyle buna göre davalı şirkete ait işyerindeki çalışma koşulları yönünden meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan kusur raporu alınarak, sigortalı ve işveren kusur oran ve aidiyetleri ile varsa kaçınılmazlık oranı yukarıda açıklanan esaslar dâhilinde gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.