Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6027
Karar No: 2022/7122
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6027 Esas 2022/7122 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6027 E.  ,  2022/7122 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 13. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.09.1980-15.01.2014 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, davalı Şirketin 2012 yılının Mayıs ayından itibaren Ekim 2013’e kadar işçilerin ücretini ödemediğini, 08.10.2013-09.10.2013 tarihlerinde işçilerin ödenmeyen ücretlerinin ödeneceği ancak ödemenin yapılması için “protokol” başlıklı belgeyi imzalamalarının söylendiğini, tüm işçilerin işyerine çağrılarak güvenlik bölümünde ayaküstü işbu protokollerin imzalandığını, protokolde Mayıs 2012-01.03.2013 tarihleri arasında ödenmeyen ücretlerin 6 taksit hâlinde ödeneceği, 01.03.2013 - 30.09.2013 tarihleri arasındaki dönemde ise işçilere iş verilmediği için davacının çalıştırılmadığı günlerin ücretlerinin yarısının ödeneceğinin beyan edildiğini, bu protokolün geçersiz olduğunu ve müvekkilinin protokol ile bağlı olmadığını, her ne kadar işbu belge “protokol” başlıklı olsa da hukuki anlamda bir protokol olmadığını, zira bu belgenin tarafların anlaşması- uzlaşması ve tam bir mutabakata varılması sonucu oluşturulan bir metin olmadığını, protokolün davalı tarafın biriken ücretleri ödeme ve işe devam edebilme şartı olarak imzalamayı zorunlu tuttuğu bir belge olduğunu, protokolü imzalamayan birtakım işçilerin iş sözleşmelerinin feshedildiğini ve biriken ücretlerin ödenmediğini, davalı işverenin Ekim 2013 tarihinde imzaladığı protokole dayanarak geriye dönük olarak 01.03.2013 - 30.09.2013 tarihleri arasındaki dönem için ücretlerin yarısını ödemesine ilişkin şartın mutlak surette geçersiz olduğunu, söz konusu protokolün 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde geçersiz oluğunu iddia ederek eksik ödenen ücret alacağı ile kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, hak düşürücü süre ve husumet itirazları olduğunu, müvekkili Şirketin ağır bir ekonomik krizden geçtiğini, 2011 yılından itibaren ekonomik olarak geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini, 2012 yılında çok ciddi irtifa kaybettiğini ve 2012 yılı Mayıs ayında da üretimin durma noktasına geldiğini, üretimi tamamen durmuş ve hukuki anlamda da iflasına sadece günler kalmış bir Şirket olduğunu, dava konusu protokole baskı tehdit ile imza attırıldığı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, davacı işçi ve diğer işçiler tarafından kendi istek ve rızaları ile karşılıklı olarak bu protokolün imzalandığını, müvekkili Şirket tarafından davacıya bu protokol hükümlerine göre ödeme yapıldığını, bu protokol ve ibraname kapsamında davacının kıdem tazminatı, yıllık izin ve ücret alacağı da bulunmadığını, davacıya ödeme yapılarak müvekkili Şirketin ibrasının sağlandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça iradesinin fesada uğratılarak protokolün imzalatıldığı ve protokolün bu nedenle geçersiz olduğu ileri sürülerek, bu sebeplerle eksik ödenen ücretler talep edilmiş ise de dosya kapsamına sunulan protokolün taraflarca imzalandığı ve taraflar arasında imzalanan protokol hükümleri, davacı tarafından imzalanan muvafakatname - feragatname başlıklı belge birlikte nazara alındığında davacının işbu belgeler imzalanırken iradesinin hile ya da korkutma yoluyla sakatlandığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, kaldı ki irade fesadı hâllerinin ileri sürülmesi için 6098 sayılı Kanun'da öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, bu şekilde geçerli kabul edilen protokol hükümleri uyarınca iş ilişkisinin askıda olduğu ve davacının ücret alacağının bulunmadığı, ancak davacı işçinin çalıştığı süre içinde yıllık ücretli izinlerinin tamamını kullandığı hususunun davalı işveren tarafından yazılı bir belge ile ispat olunamadığı, bu şekilde davacının 469 gün yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, yine davacıya kıdem tazminatının eksik ödendiği, askıda olan iş sözleşmesi ve haklı fesih sebeplerinin olmayışı nazara alındığında davacıya bakiye kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle fark ücret talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı ile davalı arasında 2013 yılı içerisinde protokoller imzalandığını, bu protokollerin aynı zamanda ibraname olduğunu, buna göre davacıya ödeme yapıldığını, buna rağmen bu konuda inceleme yapılıp karar verilmesinin hatalı olduğunu, kök ve ek raporların denetime elverişli olmadığını, protokol ve ibranamenin varlığına rağmen yine de bir hesaplama yapılacak ise askıda kalan sürelerin çalışma süresi olarak kabul edilmemesi ve yıllık izin sürelerinin de fiilen çalışılan döneme göre hesap edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, iş sözleşmesinin askıda bulunduğu sürenin hizmet süresinden sayılmayarak, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretine hükmedilmesinde ve kararın gerekçesinde hatalı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle ve ayrıca cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı süresinde sundukları zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, yıllık izin ücretinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ıslah tarihi itibarıyla bu sürenin geçmiş olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında 2013 yılında imzalanan protokol hükümlerinin geçerli olup olmadığı, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesabında davacının iş akdinin askıda olduğu dönemin dışlanıp dışlanmadığı ve yıllık izin ücretinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 inci maddesinin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinin son cümlesi ve 40 ıncı maddesi.

    2. 6098 sayılı Kanun'un 132 nci ve 420 nci maddeleri.

    3. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi.

    3. Değerlendirme
    1. Davalı işveren vekilince temyiz dilekçesinde, ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulundukları bu itibarla yıllık izin ücretinin ıslah tarihi ile zamanaşımına uğradığından söz edilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemelerince 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmasına karşın davalının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenen istinafa başvuru dilekçesinde belirtilen sebebi istinaf sebepleri arasında bildirmediği anlaşılmıştır.

    2. Hükme esas alınan hesap raporlarının içeriği ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taraflar arasında 09.10.2013 tarihinde imzalanan protokol hükümlerinin geçerli kabul edildiği ve bu kapsamda fark ücret alacağı talebinin reddedildiği, davacının iş sözleşmesinin askıda olduğu dönemin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesabında dikkate alınmadığı anlaşılmış olup temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kararın gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmış; temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    07.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi