Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2863
Karar No: 2018/1714
Karar Tarihi: 22.02.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2863 Esas 2018/1714 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/2863 E.  ,  2018/1714 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

    KARAR

    1-Davalı vekili tarafından her ne kadar Yerel Mahkemeye hitaben tavzih talebinde bulunulmuş ise de Yargıtay tarafından değerlendirilip onanan ilamlara karşı Yerel Mahkemelerce tavzih kararı verilemeyeceği dolayısıyla tavzih talebi Dairemizce değerlendirileceğinden, ... 1. İş Mahkemesinin 16.11.2016 T 2913-787 E, 2014-496 K sayılı tavzih talebinin reddi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 17.01.2016 T 2016-253 E, 2017-42 K sayılı kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA , davalı Kurum vekilinin tavzih talebinin kabulü ile, Dairemizin 14.04.2016 T 2015-12741 E, 2016-6718 K sayılı mahkeme kararının onamasına ilişkin kararının kaldırılarak Mahkemenin 18/09/2014 gün ve 2013/787 E, 2014/496 K sayılı ilk hükmü tekrar incelenmelidir.
    2-Davalı Kurum vekilinin tavzih talebine gelince, bilindiği üzere; hükümlerin tavzihi, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK.) m.305, (HUMK.m.455)’te; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” denilmektedir.
    Yukarıda belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hâkim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
    Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir(YHGK.’nun 14.6.1967 gün ve 1967/9–462 E. 300 K.sayılı ilamı).
    Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da, hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz. İlamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir.
    Özellikle belirtilmelidir ki, hâkim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip, bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi, hüküm verirken unutmuş olduğu vekâlet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dâhil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice; tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (YHGK.’nun 05.11.2014 gün ve 29013/10–1258 E. 2014-838 K.sayılı ilamı)
    Öte yandan Yargıtay’ın istikrar kazanmış görüşüne göre maddi hata kazanılmış hak oluşturmaz.
    Somut olayda; mahkemece verilen hükümde davacının davasının reddine karar verilmiştir. Bunun doğal sonucu olarak davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Davanın reddedilmesine rağmen davacı lehine vekalet ücreti verilmesi usulen mümkün değildir. Buna karşılık mahkemece sehven “… vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine”, denilmiş ve bu suretle birbiri ile çelişkili bir hüküm fıkrası oluşturulmuştur.Çelişki hüküm fıkrasının 1.bendinde davanın reddine karar verilmesi, hem de “davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi” gerekirken “davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ” suretiyle oluşturulmuştur. Dolayısıyla açık maddi hata olduğu ortadadır. Tavzih usulü uygulanarak sehven oluşturulan bu maddi hata düzeltilmeli, tarafların sıfatında meydana gelen çelişki düzeltilerek hükmün doğru şekilde yorumlanıp icra edilmesi sağlanmalıdır.
    O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan tavzih talebi kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ :1-... 1. İş Mahkemesince verilen 18/09/2014 gün ve 2013/787 E, 2014/496 K sayılı kararının onanmasına ilişkin Dairemizin 14/04/2016 gün ve 2015/12741 Esas- 2016/6718 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
    2- Yukarıda açıklanan nedenlerle; ... 1. İş Mahkemesinin 18/09/2014 gün ve 2013/787 E, 2014/496 K sayılı kararının hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan ""Karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına yerine ""Karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 22.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi