8. Hukuk Dairesi 2017/12286 E. , 2017/9143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, hacze konu forkliftin davacıya ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, 7.8.2009 da borçludan satın aldığını ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçları ödememek ve zaman kazanmak için borçlu ile 3.kişinin muvazaalı hareket ettiklerini, haciz mahallinde borçluya ait evrakların bulunduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece: haciz adresi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği adreslerin farklı olması, haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi veya çalışanının bulunmaması, borçluya ait herhangi bir evraka rastlanmaması nedeniyle mülkiyet karinesinin davacı 3. kişiye ait olup, kanıt yükünün alacaklı tarafta olduğu, davalı alacaklı tarafın yasal karinenin aksini kanıtlayacak herhangi bir kanıt sunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. Maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında takip alacaklısı yasal hasım olmakla birlikte, takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dâhil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Yargıtay’ın ve Dairemiz"in istikrar kazanan uygulaması da bu yöndedir.
Somut olaya gelince, yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK"nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiştir. Davacı 3.kişi vekili, dava dilekçesinde borçluyu taraf olarak göstermiş,ne var ki mahkemece davalı borçlu adına duruşma gününü bildirir tebligatın bila ikmal iade edilmesine rağmen borçluya yeniden tebligat yapılmamıştır.
Bu koşullarda yapılması gereken borçluya davayı takip ederek delillerini sunma, 6100 sayılı HMK’nun 321. maddesine uygun biçimde davaya ilişkin son diyeceklerini de bildirme olanağının tanınması gerekir.
Bu durum Anayasa’nın 36. maddesi ile teminat altına alınan ve 18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih, 89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de kazanmış bulunan.....nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da bir gereğidir.
Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.
Kabule göre de; davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen forkliftin davacının dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulmaması da eksiklik olarak görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.6.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.