13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3315 Karar No: 2018/11075 Karar Tarihi: 22.11.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3315 Esas 2018/11075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı eczacı, kendisiyle protokol imzalayan kurum tarafından hakkında yapılan cezai işlem nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş. Ancak, davalı kurum açısından konu tahsil davasına dönüşmüş ve mahkeme, davacının alacağı olan 34.155,64 TL'nin davalı tarafından tahsil edildiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir. Mahkeme, kabul edilmeyen 2.868,8 TL hakkında bir karar vermeden davanın tümü hakkında kabul kararı verdiği için kararın bozulması gerektiğine hükmetmiştir. Kanun maddeleri HMK'nın 297. maddesinin 1/c ve 2. bendleridir.
13. Hukuk Dairesi 2016/3315 E. , 2018/11075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı; eczacı olduğunu, kuruma fatura edilen 31 adet reçetenin arkasında yer alan imzaların reçete sahiplerine veya ilaçların teslim edildiği yakınlarına ait olmadığının tespit edildiği gerekçesi ile hakkında cezai işlem uygulanarak toplam 37.024,44 TL"nin alacaklarından mahsup edileceğinin bildirildiğini, ancak işlemin beyana istinaden yapıldığını ve imza incelemesi yapılmaksızın tesis edilen işlemin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek anılan cezai işlem nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında söz konusu miktarın davacıdan tahsili üzerine dava istirdat davasına dönüşmüştür. Davalı, Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bozma üzerine davanın kabulü ile 34.155,64 TL alacağın davalı kurumca mahsup edildiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı idare tarafından aralarındaki protokolün 6.3.3. maddesi kapsamında uygulanan 37.024,44 TL cezai işlem nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemiş; davacının talebi, yargılama sırasında söz konusu miktarın davalı tarafından tahsil edilmesi nedeni ile tahsil tarihi itibari ile Kanun gereği istirdat davasına dönüşmüştür. Alınan bilirkişi raporunda, yalnız hasta yakınlarından biri tarafından reçete konusu ilaçların alınmadığı, diğer hastalara ait reçetelerdeki ilaçların davacının eczanesinden alındığı ve kullanıldığı gerekçesi ile davacının 34.155,64 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiş; Mahkemece, buna uygun olarak davanın kabulü ile 34.155,64 TL alacağın davalı kurumca mahsup edildiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki; davacının başlangıçtaki talebinin 37.024,44 TL"lik cezai işlem yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin olması karşısında, Mahkemece kabul görmeyen 2.868,8 TL hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden davanın tümü hakkında kabul kararı verilmesi HMK"nın 297. maddesinin 1/c ve 2. bendlerine aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.