14. Hukuk Dairesi 2018/5577 E. , 2019/7637 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada davacı vekili tarafından birleştirilen davada davalılar aleyhine 24.12.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i, ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 14.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-birleştirilen davada davalılar vekili, davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava davacılar vekili, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... kadastral parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin paydaş olduğunu, dava konusu taşınmazda Döşemealtı Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerince iptal edilmesi sonrasında kadastral parselin ihyası talepli olarak açılmış davanın kabul ile sonuçlanıp kesinleşmesi akabinde Döşemealtı Belediyesince eski hale ihya işleminin yapıldığını ancak, kadastral parselde hak sahibi olmayan davalıların eski hale ihya işlemi ile paydaş olarak gösterildiğini ileri sürerek davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Birleştirilen dosyada davacı ... vekili, müvekkilinin 525 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin taşınmazı kullanımının engellendiğini, taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi talepli 23.06.2011 tarihinde dava açıldığını, ortaklığın giderilmesi davasının açılış tarihi olan 23.06.2011 tarihinden 23.06.2012 tarihine kadar işlemin 1 yıllık ecrimisil bedeli olarak toplam 7.000,00TL ecrimisil bedelinin müvekkiline ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesi ve müdahalelerine son verilmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın taleplerine yanıt vermediğini belirterek 1 yıllık ecrimisil toplamı bedeli olan 7.000,00TL"nin 15.06.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini ve davalıların müdahalesinin men"ini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davalılar vekili, müvekkillerinin sadece kendilerine ait olan yeri ekip biçtiklerini, davacının tapu kaydında paydaş olarak gözükmesinin belediyenin geri dönüşüm işlemini hatalı yapmasına bağlı olduğunu belirterek açtıkları tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenilmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar birleştirilen davada davalılar vekili, davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin diğer, davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hemen belirtilmelidir ki, dava açıldığı sırada peşin nispi harcın yatırılması gerekir. Tapu iptali ve tescil talepli asıl davada davacıların dava değerini 10.000,00TL olarak gösterdikleri ve bu değer üzerinden harcını yatırdıkları, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu bilirkişiler marifetiyle dava konusu taşınmazların değerinin tespit ettirildiği anlaşılmaktadır. Harcın keşifte belirlenen değer üzerinden tamamlanmaması ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapılmadan hüküm kurulması halinde vekalet ücretine harçlandırılan dava değeri üzerinden hükmedilmesi gerekir. Mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesine rağmen kendini vekille temsil ettiren davalı yararına davalıların payına tekabül eden taşınmazın değerinin 1.299.200,00TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden belirlenen 62.376,00TL tutarında nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dava reddedildiğine göre, davalı yararına harçlandırılmış dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş, bu sebeple asıl dava yönünden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
Birleştirilen dava yönünden yapılan incelemede ise; dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; birleştirilen davada davacı ..."nin 15.06.2012 tarihinde noterde düzenlenen ihtarname ile birleştirilen davada davalıların dava konusu taşınmazlardaki payını kullanmamaları için davalıları ihtar ettiği anlaşılmaktadır. Davaya konu 525 parsel sayılı taşınmazın tarla niteliğinde olduğu kayden sabittir.
Hal böyle olunca; somut olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, birleştirilen davada davacının ibraz ettiği 15.06.2012 tarihli ihtarnamenin birleştirilen davada davalılara tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ tarihi veya ihtarda tanınan süre varsa öngörülen tarihten itibaren tarla niteliğindeki taşınmazlar bakımından ecrimisil hesabı yapılması ve dinlenen tanık beyanlarına göre birleştirilen davada davalılara ihtarname çekilmek suretiyle men edildikleri halde davacı ..."nin payına el atıldığı tanık beyanları ile de tespit edildiğine göre müdahalenin men"ine karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yanılgılı değerlendirmeyle birleştirilen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar-birleştirilen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacılar- birleştirilen davada davalılar vekilinin diğer, davalı-birleştirilen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.