10. Hukuk Dairesi 2011/18224 E. , 2013/3694 K.
"İçtihat Metni"
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. ... ile 1.... adına Av. ... 2.... Genel Sigorta A.Ş. ... Genel Sigorta A.Ş. adına Av. ... 3.... aralarındaki dava hakkında ... . İş Mahkemesinden verilen 31.05.2011 günlü ve 2007/212-2011/392 sayılı hükmün, davacı ve davalılardan ... Genel Sigorta A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Davalılardan ...’a (tebligatlarda ve karar başlığına soyadı hatalı olarak Ongun yazılmıştır) dava dilekçesi “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresinden, cezaevinde olduğu belirtilerek, sevkedildiği cezaevi adresinde bizzat; birleşen dava dosyasında ise, “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresinden, cezaevinde olduğu belirtilerek, sevkedildiği cezaevinden çıktığının belirtilmesi üzerine, mahkemeye iade edilip, “... Mah. ... Cad. No:35 ...” adresinde, geçi olarak çarşıya gittiği belirtilerek, birlikte sakin olduğu belirtilen kuzeni ...’a tebliğ edildiği; kusur raporunun, “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresine, Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre, gıyabi hükmün de, tebligatın çıkarıldığı “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresinden “tanınmadığı” belirtilerek iade edilmesi üzerine, Mahkeme yazı işleri müdürü tarafından mernis adresinin güncellenmediğine ilişkin tutanak tutularak, daha önce hiçbir tebligatın yapılmadığı “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresine doğrudan Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir.
Anılan davalıya ilişkin olarak daha önce, “... Bulvarı ... Sok. No ...” adresine yapılmış bir tebligaın bulunmadığı gözetildiğinde, gıyabi hükmün anılan adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliği usulsüz olduğu gibi; 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” Düzenlemesi gözetildiğinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Mahkemece, gıyabi hükmün, anılan davalıya, birleşen dava dilekçesinin tebliğ edildiği “... Mah. ... Cad. No:35 ...” adresine usulünce; bu adreste bulunmadığın anlaşılması ve yeni adresinin de belirlenememesi durumunda, nüfus idaresinden kayıtlar getirtilerek, adres kayıt sistemlindeki adresine, Tebligat Kanununun 21/2. Maddesine göre; adres kayıt sisteminde de kayıtlı olmadığının anlaşılması durumunda, birleşen dava dilekçesinin tebliğ edildiği “... Mah. ... Cad. No:35 ...” adresine, Kanunun 35. Maddesine göre tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra;
2- Dosya içeriğinden, davalılardan ... Genel Sigorta A.Ş. vekilinin 22.09.2011 günlü temyiz dilekçesini sunarken peşin (1/4 =) 920,00 TL nispi temyiz harcı yerine, 18,40 TL maktu harç yatırdığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. Maddesindeki atıf gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin ödenmemiş veya eksik ödenmiş olduğunun sonradan anlaşılması durumunda, karar veren hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde ödenmesi veya eksikliğin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
Davada ise, yukarıda sözü edilen kanun ve içtihadı birleştirme kararı hükmüne aykırı olarak, temyiz yoluna başvuran davalılardan sigorta şirketinin vekili tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Böyle olunca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, şayet temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse davalılardan sigorta şirketinin vekiline tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan geri gönderilmek üzere; dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 01.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.