Esas No: 2022/7123
Karar No: 2022/7332
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7123 Esas 2022/7332 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7123 E. , 2022/7332 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik kapsamında alt işveren tarafından kamu işveren sendikasına verilen yetkilendirmenin geçerli olduğunun tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davaya konu Yüksek Hakem Kurulu kararının, öncelikle İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 sayılı Kanun'la (6552 sayılı Kanun) 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun (4735 sayılı Kanun) 8 inci maddesine eklenen fıkraya, 22 Ocak 2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'e ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na (6356 sayılı Kanun) aykırı olarak alındığını, hukuka aykırı bu toplu iş sözleşmesinin uygulanmasının toplu iş sözleşmesinin tarafı T.Sağlık-İş Sendikası tarafından 04.12.2017 tarihi itibariyle talep edildiğini ve 1 aylık süre 04.01.2018 itibariyle dolduğundan, bu toplu iş sözleşmesi niteliğindeki Yüksek Hakem Kurulu kararının uygulanması hâlinde (6552 sayılı Kanun uyarınca fiyat farkını alabilecek konumda iken bunu sırf davaya konu hukuka aykırı karar nedeniyle alamayacak olması nedeniyle) telafisi imkânsız maddi zararlara uğrayacağını ve iflas etmesinin kaçınılmaz olacağını belirterek Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının toplu iş sözleşmesi niteliğindeki kararının ve toplu iş sözleşmesinin uygulanmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 09.11.2017 tarihli ve 2017/1955 Esas, 2017/2855 Karar sayılı toplu iş sözleşmesi niteliğindeki kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile buna ilişkin toplu iş sözleşmesinin başlangıç tarihinden itibaren geçersizliğine; 6552 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi ile 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesine eklenen fıkralar (3. fıkra) ve bu Kanun uyarınca çıkartılan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik uyarınca, davacı iş ortaklığı tarafından yapılan 31.07.2017 tarihli yetkilendirmenin geçerli olduğunun tespitine; davalı ... Sendikasının yetkilendirmeyi kabul etmeyerek toplu iş sözleşmesi yapma imkânı bulunmadığına dair 07.08.2017 tarihli ve 13-Y.B/5906 sayılı işlemin iptaline; yetkilendirmenin Kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun olması nedeniyle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin davalılar T. Sağlık - İş Sendikası ile ... arasında yürütülmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sendika tarafından davacı iş ortaklığına ait işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 6356 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespit başvurusunda bulunulduğunu, Bakanlıkça verilen yetki tespit yazısına 6356 sayılı Kanun'da öngörülen süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığından Bakanlıkça müvekkili Sendikaya yetki belgesi verildiğini, yetki belgesine istinaden, toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanması için çağrıda bulunulduğunu, davacı tarafından “toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yürütülmesi için diğer davalı ...'e yetki verildiğinin, çağrı yazısına cevap verilemeyeceğinin” bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili Sendika tarafından görevli makama müracaat edilerek toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başlayacağı yer, gün ve saatin belirlenmesinin talep edildiğini, görevli makamca belirlenen toplantıya işveren tarafının katılmadığını, akabinde düzenlenen uyuşmazlık tutanağına istinaden arabulucu tayini için düzenlenen toplantıya da işveren tarafının katılmadığını, müvekkili tarafından kanuni prosedürün devam ettirildiğini, sonuç olarak toplu iş sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlandığını, davaya konu toplu iş sözleşmesine ilişkin olarak yürütülen ve tesis edilen işlemlerin, kanuna, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet sebebiyle reddi gerektiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca davalı Sendikaya verilen yetki belgesinde, davaya konu işyerinin 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi kapsamında olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını, bu nedenle müvekkili Sendikanın davacı işveren adına toplu iş sözleşmesi yapma imkânı bulunmadığını, müvekkili Sendikanın yapmış olduğu işlemin mevzuat gereği olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.01.2020 tarihli ve 2019/296 Esas, 2020/55 Karar sayılı kararıyla ... İş Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.07.2020 tarihli ve 2020/1382 Esas, 2020/1595 Karar sayılı kararıyla özetle;
“...
Somut olayda davacı tarafın iddiasının, davalı tarafın cevabının, taraflarca ibraz edilen ve mahkemece celp edilen kayıt ve belgelerin bir bütün halinde Dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemesi sonucunda, Dairemizce verilen 21/03/2019 tarih 2019/39 Esas 2019/543 Karar sayılı kararında davaya bakmakla yetkili olan mahkeme sorunu çözüme kavuşturulduğundan ve ilk derece Mahkemesince kaldırma kararına uygun karar verildiğinden uyuşmazlıkta ... İş Mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu sabit olup davacı istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır...” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.01.2021 tarihli ve 2020/8806 Esas, 2021/1772 Karar sayılı kararında özetle;
"...
İnceleme konusu davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6552 sayılı Kanun ile değişik 4735 sayılı Kanun'un ve 6356 sayılı Kanun'un uygulanmasından kaynaklanan karma nitelik arz etmektedir. Bu cümleden olarak, somut olayda sadece 6356 sayılı Kanun'dan kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Bu itibarla uyuşmazlığın karma niteliği nazara alındığında, somut olayda yetkili mahkemenin 7036 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği ve bu anlamda ... İş Mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu açıktır...” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde;
“...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Davalı ...-İş Sendikasına verilen yetki belgesinde, davaya konu işyerinin 4735 sayılı Kanun'un 8. Maddesi kapsamında olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı, ... Sendikasının, davacı İşveren adına toplu iş sözleşmesi yapma imkânı bulunmadığı, davalı ...-İş Sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Davalı ... Sendikasının tesis etmiş oldukları işlemlerin mevzuat gereği olduğu, Yüksek Hakem Kurulu tarafından 6356 sayılı Kanunun 51. Maddesi hükümlerince 09.11.2017 tarih, 2017/1955 E. 2017/2855 K. Sayılı kararı ile karara bağlanan ve iptali istenen toplu iş sözleşmesinin yasal mevzuata uygun olarak bağıtlandığı...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar temyiz dilekçesinde; 6552 sayılı Kanun'un emredici 13 üncü maddesi ve Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik hükümlerinin açık ve net olduğu, yetkilendirmeye ilişkin işin bir kamu ihalesine ilişkin olduğu, kamu idaresi tarafından yapılan hizmet alımına ilişkin sözleşmeye dayalı olduğu, kamu işveren sendikasının tüm bu hükümlere aykırı hareket ederek Kanun'a ve Yönetmelik'e uygun olarak yapılmış yetkilendirmeyi hiçe sayarak kanuna ve hukuka aykırı bir gerekçeyle toplu iş sözleşmesini yapmaktan imtina ettiği, Kamu İş Sendikasının ret işleminde belirttiği nedenin açıkça Kanun'a, Yönetmelik'e Kamu İhale Kanunu Sözleşmesine, kamu ihalesi hizmet alım sözleşmesine, ihale dosyasına, tüm maddi gerçeklere aykırı olduğu gerekçesiyle ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle temyiz yoluna başvurarak kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik kapsamında alt işveren tarafından kamu işveren sendikasına verilen yetkilendirmenin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 10.06.2021 tarihli ve 2021/5609 Esas, 2021/10086 Karar sayılı kararında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik kapsamında alt işveren tarafından toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütmesi için kamu işveren sendikasının yetkilendirilmesinin usul ve esasları ile sonuçları şu şekilde açıklanmıştır:
"...
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun’un 41. ve devamı maddelerinde belirtilen usule göre yetki belgesinin alınmasından sonra yapılacak çağrı ile toplu görüşme süreci başlayacaktır. Toplu görüşme sürecinde taraflarca anlaşma sağlanması durumunda toplu iş sözleşmesi bağıtlanacak, aksi halde ise arabuluculuk aşaması ve daha sonra ise grev aşaması gündeme gelecektir. Anayasanın 54. maddesinin üçüncü fıkrasında da, grev ve lokavtın yasaklanabileceği hallerin kanunla düzenleneceği belirtildikten sonra devam eden fıkrada da, grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözüleceği ifade edilmiştir.
Hukukumuzda, yukarıda belirtilen düzenlemeler doğrultusunda, toplu görüşme süreci işçi sendikası ile işveren sendikası yahut sendika üyesi olmayan işveren arasında yürütülecek ise de 4734 sayılı Kanun çerçevesinde “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmesi” ile faaliyet gösteren alt işveren işyerleri yönünden kısmen ayrıksı düzenlemeler öngörülmüştür.
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun sekizinci maddesine 6552 sayılı Kanun ile eklenen fıkraya göre “4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
Madde doğrultusunda düzenlenen ve 22.01.2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik” ile de uygulamanın esasları ayrıntılı olarak tanzim edilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile getirilen sisteme göre “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmesi”nin söz konusu olması durumunda asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütülerek sonuçlandırılması öngörülmüştür.
Kanunun gerekçesinde de, düzenlemenin amacının, belirtilen alt işveren işçilerinin de diğer işçiler gibi, Anayasada yer verilen sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olduğunun açık olduğu, ancak ihale mevzuatının mevcut düzenlemelerinin, uygulamada söz konusu işçilerin Anayasal haklarını kullanmasını engellediğini, son yıllarda bu işçilerin söz konusu haklarını kullanmaya başladıklarını, alt işveren yahut idare ile toplu iş sözleşmesi imzaladıkları, ancak toplu iş sözleşmesi nedeniyle elde edilen ücret ve sosyal haklarının kamu ihale mevzuatındaki hükümler nedeniyle akim kaldığının görüldüğü ve bu gerekçelerle alt işveren işçilerinin toplu sözleşme hakkının temini olduğu hususu ifade edilmiştir. Nitekim uygulamada da, alt işveren tarafından toplu iş sözleşmesi bağıtlansa dahi, hizmet alım sözleşmeleri ve kamu ihale mevzuatı sebebiyle, idarece fiyat farkının temini söz konusu olamadığından, işçilerin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarının akim kaldığı müşahade edilmektedir. Bu itibarla, belirtilen aksaklıkların giderilmesi amacıyla, kamu işveren sendikasının, üyelik ilişkisi bulunmayan alt işvereni temsilen toplu iş sözleşmesi yapma ehliyetine sahip olması 6356 sayılı Kanun ile öngörülen sisteme getirilen önemli bir istisnadır (BAŞBUĞ, ...: “Alt İşveren ile Toplu İş Sözleşmesi Yapılması ve 6552 sayılı Kanunla Getirilen Üçlü Toplu İş İlişkisi Sistemi”, İş ve Hayat, Yıl 2 Sayı 3, s.126).
Diğer taraftan 6552 sayılı Kanun ile öngörülen düzenlemeler ve istisnai sistemin getirdiği yeni hukuki durum karşısında, kamu kurum ve kuruluşları ile alt işverenler arasında bağıtlanan her “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmesi”nin farklı alt işveren işyeri olarak kabul edilmesi ve her birinin ayrı ayrı işyeri toplu iş sözleşmesi konusu olması gerekmektedir (BAŞBUĞ, s.126). Zira, 6552 sayılı Kanun ile öngörülen sistem ile idarece fiyat farkının karşılanabilmesi ve işçilerin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarının akim kalmaması için, farklı koşullarda bağıtlanan, süreleri dahi örtüşmeyen hizmet alım sözleşmelerinin ve farklı ihale şartlarının gözetilerek ayrı işyeri toplu iş sözleşmeleri bağıtlanması bir zorunluluktur. Aksi halde, farklı ihale koşulları ve hizmet alım sözleşmelerinin, tek bir işletme toplu iş sözleşmesi konusu yapılması, sistemi yeniden işlemez hale getirecek ve bu durum da işçilerin mağduriyetine sebebiyet verecektir. Bu itibarla, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı şekilde, işletme toplu iş sözleşmesine dair hüküm Dairemizce de emredici ve kamu düzenine ilişkin kabul edilse de, 6552 sayılı Kanun ile getirilen istisnai düzenlemeler karşısında, kamu kurum ve kuruluşları ile alt işverenler arasında bağıtlanan her hizmet alım sözleşmesinin ayrı ayrı işyeri toplu iş sözleşmesi konusu olması gerektiği tartışmasızdır.
Yine yukarıda belirtilen gerekçelerle, 6552 sayılı Kanun ile öngörülen yeni hukuki durum karşısında, kamu kurum ve kuruluşlarında “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmesi” ile faaliyet gösteren alt işveren işyerlerine dair bağıtlanacak toplu iş sözleşmelerinin, hizmet alım sözleşmesinin süresi ile sınırlı olması da bir zorunluluktur. Bu anlamda olmak üzere, ancak bu şekilde koşulları farklı olan her bir hizmet alım sözleşmesi gözetilerek toplu iş sözleşmesi bağıtlanabilecektir....”
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dosya içeriğinden, davacı alt işveren şirketler ile Çukurova Üniversitesi arasında 01.05.2017 ilâ 31.08.2017 tarihleri arasında geçerli hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, söz konusu alt işveren işyeri ile ilgili olarak davalı işçi sendikasına toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili olduğuna dair 17.07.2017 tarihli yetki belgesi verildiği, bilahare alt işveren tarafından 4735 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi ve Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik hükümleri gereğince toplu iş sözleşmesi görüşmelerini yürütmesi için 31.07.2017 tarihinde davalı kamu işveren sendikasına yetkilendirme belgesi verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre davacı tarafından yetkilendirilen davalı kamu işveren sendikası, tespit konusu işyerinin 4735 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi kapsamında olduğuna ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı gerekçesiyle yetkilendirmeyi reddetmiştir.
3. Somut uyuşmazlıkta Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik kapsamında yapılan yetkilendirmeye konu hizmet alım sözleşmesinin 14 üncü maddesinde, anılan Yönetmelik kapsamında yükleniciye fiyat farkı ödeneceği açık bir şekilde belirtilmiştir. Diğer taraftan hizmet alım sözleşmesinin de personel çalıştırılmasına dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
4. Bu itibarla, davacılar tarafından anılan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılan davalı kamu işveren sendikasına verilen yetkilendirme geçerli olduğu gibi yetkilendirmenin reddi de hukuka aykırıdır.
5. Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, Mahkemece davacılar tarafından yapılan 31.07.2017 tarihli yetkilendirmenin geçerli olduğunun tespitine, yetkilendirmenin reddine dair Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikasının (...) 07.08.2017 tarih ve 5906 sayılı işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine ve fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.