Esas No: 2022/6141
Karar No: 2022/7329
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6141 Esas 2022/7329 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6141 E. , 2022/7329 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : SENDİKANIN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA YETKİSİNİN TESPİTİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yetki tespitinin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş. vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Sendikanın davalılardan...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş.’ye ait işyerinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi istemiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunduğunu, başvurunun tespit konusu işyerinin 20 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer aldığının anlaşıldığı gerekçesiyle reddedildiğini, bu değerlendirmenin kesinlikle doğru olmadığını ve yetki başvurusundan sonra Bakanlık kayıtları üzerinde yapılan bir tahrifat olduğunu, müvekkili Sendikanın gerekli araştırmayı yaptıktan ve işyerinin 15 sıra numaralı “Taşımacılık” işkoluna girdiğini tespit ettikten sonra işçilere üye olabileceklerini duyurduğunu, işyerindeki 652 işçiden 333’ünün sendika üyesi olduğunu, üyelik başvurularının e-Devlet sistemi üzerinden geçerli olarak kabul edilmesi üzerine üyeliklerin onaylandığını, işyerinin “Taşımacılık” işkolunda yer almamış olsaydı başvuruların sistem tarafından kabul edilmeyeceğini, işkolunun yetki başvurusundan sonra değiştirildiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre de yeni bir toplu iş sözleşmesi yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespitinin ancak bir sonraki dönem için geçerli olacağının düzenlendiğini, başlayan yetki sürecinden sonra işkolu değişikliği tespitinin dahi yapılmadığını ve buna ilişkin açılan bir davanın bile olmadığını, yetki başvuru tarihinden sonra işyerinin girdiği işkolunun “Taşımacılık” işkolundan “Genel işler” işkoluna kaydırılmasının başlamış yetki süreci bakımından geçerli olamayacağını ileri sürerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.06.2015 tarihli olumsuz yetki tespitinin iptali ile davacı Sendikanın 1343453.034 sicil numaralı işyerinde çoğunluğu bulunduğunun tespitine ve toplu iş sözleşmesi için yetkili olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin ... nezdinde ihaleyle üstlenilen atıkların toplanması, taşınması, cadde, sokak ve açık semt pazar yerlerinin temizlenmesi, çöp konteynırlarının yıkanıp temizlenmesi işini yerine getirdiklerini, davanın asıl işveren sıfatıyla... Belediye Başkanlığına teşmili gerektiğini, "Genel işler" işkolunda faaliyet gösterdiklerini, Şirketin yaptığı işin nakliye olarak kabul edilemeyeceğini, Şirket vergi levhasında faaliyetin “tehlikesiz atıkların toplanması” olarak yer aldığını, ayrıca ticaret oda kayıtlarında da Nace kodunun "tehlikesiz atıkların toplanması" olarak yer aldığını, evvelce başka sendikalarca yapılan müracaatlarda Şirket tarafından yapılan işlerin "Genel işler" işkoluna girdiğinin tespit edildiğini ve Resmî Gazete'de yayımlanarak kesinleştiğini, bu tespit kararının bağlayıcı olduğunu, işletme düzeyinde yetki talebinde bulunulmasının zorunlu olduğunu ve işletme düzeyinde çoğunluğun sağlanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; davanın kararın tebliğinden itibaren 6 gün içinde açılması gerektiğini, davanın süresi dışında açıldığını, 19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İşkolları Yönetmeliği'nin “Tehlikesiz atıkların toplanması" 38.11.01 alt sınıf kodu ile 20 sıra numaralı "Genel işler" işkolunda yer alması gereken işyerinin yetki tespit sisteminde oluşan teknik hata nedeniyle 15 sıra numaralı "Taşımacılık" işkolunda yer aldığının tespit edilmesi üzerine işkolunun 20 sıra numaralı "Genel işler" olarak düzeltildiğini ve Sendikaya bildirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... Sendikası vekili cevap dilekçesinde; İşkolları Yönetmeliği ile "Taşımacılık" işkoluna hangi işlerin girdiğinin belirtildiğini, yine 6356 sayıl Kanun'un "İşkolları" başlıklı 4 üncü maddesinin bu hususu düzenlediğini, bilirkişi heyeti aracılığıyla bu hususun araştırılarak karara bağlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.04.2019 tarihli ve 2019/21 Esas, 2019/167 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli ve 2020/1274 Esas, 2020/1723 Karar sayılı kararıyla;
“... Bakanlık 12.12.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 2013/58 sayılı işkolu tespit kararında davalı şirketin yaptığı işin 20 numaralı Genel İşler işkoluna girdiğini tespit etmiştir. Hizmet alımı ile yapılan iş kapsamında motorlu araçlarla nakliye işi yapılmakta ve şoför işçiler de istihdam edilmekte ise de yapılan asıl iş, Belediye sınırları içindeki mahallelerin temizliği, çıkan ve atılan çöplerin toplanması ve biriktirme yerlerine naklidir. İşçilerin çok büyük çoğunluğu da 497 işçi ile 'işçi' adı altında belirtilen temizlik işçileridir. Hal böyle olunca davalı Bakanlığın davacı Sendika'nın yetki tespit başvurusundan önce Bakanlığa ve SGK'na yapılan bildirimlere, sunulan belgelere göre işyerinin işkolu kodunu şimdi olduğu gibi ' 38 11 01 01' olarak belirlemesi gerekirken, yapılan işle bağdaşmayacak şekilde '49 41.01.01' olarak yani 'karayolu ile şehir içi yük taşımacılığı' olarak belirlemesi hatalı olmuştur. Bu aşamadan sonra davalı Bakanlığın (savunmaya göre sistemden kaynaklanan sorun nedeni ile) yaptığı bu maddi hatayı düzeltmesi, 6356 sayılı Kanun'un 5/2 inci anlamında bir işkolu tespiti ve yetki süreci başladıktan sonra işyerinin girdiği işkolunun değiştirilmesi değildir. Bu nedenle davacı Sendika'nın kurulu bulunduğu 15 numaralı işkolunda yeralmayan davalı şirkete ait işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlama 'ehliyetinin' olmadığı anlaşılmaktadır.
...” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.05.2021 tarihli ve 2021/2201 Esas, 2021/9345 Karar sayılı kararıyla;
“...
Somut olayda, davacı sendika tarafından 22/05/2015 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılan başvuru ile (1343453) sicil numaralı işyeri yönünden yetkili olduklarının tespit edilmesi talep edilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 04.06.2015 tarih ve 11827 sayılı cevabi yazısı ile de, Bakanlık kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda 1343453.034 SGK sicil numarası ile işlem gören işyerinin, İşkolları Yönetmeliği'nin 20 sıra numaralı “Genel İşler” işkolunda yer aldığının anlaşıldığı, adı geçen işyerinin sendikanın kurulu bulunduğu 15 sıra numaralı “Taşımacılık” işkolunda yer almaması nedeniyle başvuru hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığı bildirilerek olumsuz yetki tespitinde bulunulmuştur.
Dosya içeriğinden tespit konusu işyerinin, davalı...Yapı Sanayi Ve Temizlik Hizmetleri Ticaret A.Ş. tarafından hizmet alım sözleşmesi kapsamında yürütülen “...İlçesindeki Atıkların Toplanması, Taşınması, Cadde, Sokak ve Açık Semt Pazar yerlerinin Temizlenmesi, Çöp Konteynırlarının Yıkanıp Dezenfekte Edilmesi” işine dair alt işveren işyeri olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamında yer alan kayıtlara göre ise işyerinin 4941 nace kodu ile tescil edildiği, söz konusu işkolu kodunun “Karayolu ile şehir içi yük taşımacılığı” açıklaması ile taşımacılık işkolunda yer aldığı ve ayrıca işyerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca da “Taşımacılık” işkolunda tescil edildiği, bu suretle davacı sendikanın e-devlet sistemi üzerinden işyerinde örgütlendiği anlaşılmıştır.
Ne var ki, tespit konusu işyeri başlangıçta “Taşımacılık” işkolunda tescil edilmiş ise de, yetki başvurusundan sonra Bakanlık tarafından “Genel İşler” işkolu olarak değiştirilmiş ve bu suretle taşımacılık işkolunda faaliyet gösteren davacı sendikanın başvurusu reddedilmiştir.
Bu bağlamda toplu iş hukukumuzda yer alan işkolu tespitine ilişkin düzenlemelere değinmekte yarar bulunmaktadır.
Türk toplu iş hukukundaki normatif düzenlemelerde işkolu kavramı önemli bir yer tutmaktadır. 6356 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesine göre, sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunurlar. İşkolunun belirlenmesi konusunu düzenleyen 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre ise, işkolu tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan tespit ile ilgili kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasını müteakip, bu tespite karşı ilgililer, onbeş gün içinde dava açabilir. Belirtilen süre hak düşürücüdür. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de “Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”
İşkolları Yönetmeliğinin “İşyerinin girdiği işkolunun belirlenmesi” başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre de “Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 5 inci maddesine göre kararın yayımından itibaren onbeş gün içinde dava açabilir.”
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli” başlıklı 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemeye göre ise “İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür.”
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “İşyeri bildirgesi” başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrasına göre de “İşyerinde, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi veya (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, sigortalı çalıştırılan bir işyerini devir alan ya da bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu ... işyeri bildirgesini Kuruma e-sigorta ile göndermek zorundadır.” Yönetmeliğin “İşyeri sicil numarası” başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrasına göre ise “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sigortalı çalıştırılan işyerine; Kurumca ‘Mahiyet kodu’, ‘İşkolu kodu’, ‘Ünite kodu’, ‘Sıra numarası’, ‘İl kodu’, ‘İlçe kodu’ ve ‘Kontrol numarası’nı ihtiva eden bir işyeri sicil numarası verilir ve bu numara işverene tebliğ edilir.”
İşkolu kodu ise Yönetmeliğin 28/1-b maddesinde “yapılan işin Ek-12’de yer alan İşkolu Kodu Listesine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane rakamdan ibarettir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu noktada şu hususu belirtmek gerekir ki, yönetmeliğin ilk halinde işkolu kodu “yapılan işin Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Tarifesine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane rakamdan ibarettir” şeklinde tanımlanmış iken, 21/08/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile tanım yukarıda belirtildiği şekilde değiştirilmiştir.
Ayrıntılı olarak belirtilen mevzuat hükümlerine göre, öncelikle tescil aşamasında işyerinin yer aldığı işkolu ve işkolu kodu belirlenir ve işverene tebliğ edilir. İşyerinin tescil edildiği işkoluna, işverenin, sendikaların yahut ilgililerin itirazı olması durumunda, Bakanlığa müracaat edilmelidir. Bu aşamada Bakanlık tarafından yapılması gereken ise, işyerinin girdiği işkolunun tespit edilerek bu tespiti Resmi Gazetede yayımlamaktan ibarettir. İlgililer tarafından itiraz vâki olmaz ise işkolu tespiti bu aşamada kesinleşir. Tarafların bu tespite de itirazı olması durumunda ise, işkolu tespit kararının iptali için dava açılmalıdır. Kuşkusuz bu ihtimalde yargı kararı ile işyerinin girdiği işkolu kesin olarak belirlenecektir.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, tescil aşamasında bir işyerinin girdiği işkolu tespit edildikten sonra, bu işkolu ancak yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen usûle riayet ile değiştirilebilir. Bir başka ifadeyle, işyerinin tescil edildiği işkolu, idari başvuru yoluyla işkolu kodunun değiştirilmesi suretiyle değiştirilemez ve bu anlamda olmak üzere işkolu kodunun değiştirilmiş olması, işkolunun da buna bağlı olarak değişeceği sonucunu ortaya çıkarmaz.
Bu hususlar yanında yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen usûle riayet edilmeksizin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından da bir işyerinin dahil olduğu işkolu resen değiştirilemez.
Açıklanan bu madde ve hukuki olgular karşısında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından tespit konusu işyerinin “Taşımacılık” işkolunda tescil edildiği ve yetki başvuru tarihine kadar işkoluna ilişkin herhangi bir itiraz ve başvuru bulunmadığı da gözetildiğinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından tescilden sonra yapılan işkolu değişikliği dikkate alınamayacağından, tespit konusu işyerinin yetki başvuru tarihi itibariyle “Taşımacılık” işkolunda yer aldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla mahkemece yetki başvuru tarihi olan 22/05/2015 tarihi itibariyle davacı sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalayabilmek için gereken yarıdan fazla çoğunluğu sağlayıp sağlamadığı belirlenmeli, gerekli kayıtlar getirtilmeli, bu konuda tarafların beyanları alınmalı ve oluşacak sonuca karar verilmelidir.
...” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde;
“... gelen belgeler ve dosyadaki mevcut deliller incelendiğinde yetki başvuru tarihi 22/05/2015 tarihi itibariyle ( 1343453 iş yeri sicil numaralı ) davalı ...yapı sanayi ve temizlik hizmetleri ticaret a.ş.ye ait iş yerinde 650 işçi çalıştığı ve bu işçilerden 326 sının sendika üyesi olduğu, 22/05/2015 tarihi itibariyle davacı sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalayabilmek için gereken yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı...” gerekçesiyle “DAVANIN KABULÜNE, ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğünün 68656013/103.02-11827 sayılı 04/06/2015 tarihli işlemin iptali ile...Yapı San. Ve Tem. Hiz. Tic. A.Ş nin 1343453.034.10.65 sicil nolu iş yerinde davacı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Sendikanın başvuru tarihinden çok daha önceki bir tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak kesinleşmiş bir işkolu tespit kararı varken ve söz konusu işkolu tespit kararında açıkça müvekkili Şirketin dava konusu işyerinin "Genel işler" işkolunda yer aldığı belirtilmişken Sosyal Güvenlik Merkezinin sehven hatalı kayıt işlemine itibar edilerek müvekkili Şirketin "Nakliyat" işkolunda faaliyet gösterdiğinden bahisle davacının toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespitinin apaçık hukuk düzeninin ilke ve kurallarıyla bağdaşmayan, Kanun'un amacına ve lafzına aykırı, haksız bir tespit olduğunu, Resmî Gazete'de yayımlanarak kesinleşen bir işkolu tespit kararının tüm tarafları bağlamasının hukukun bir gereği olup Bakanlığın hatalı işlemini düzeltmesinin yeni bir işkolu tespiti işlemi olmadığını, davacı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapmak için ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili Şirketin işkolu ile davacı Sendikanın kurulu bulunduğu işkolunun farklı olduğunu, müvekkili Şirketin yürüttüğü işin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62 nci maddesinin (e) bendi kapsamında olmadığını, dolayısıyla tek bir ihale işyeri dosyası üzerinden çoğunluğu sağladığından bahisle davacı Sendikanın yetki aldığından bahsetmeye imkân olmadığını, müvekkili Şirketin birden çok işyeri bulunduğundan davacının tek bir işyeri için yetki almasının kanuna aykırı olduğunu, işletme üzerinden yetki alınması itirazlarının kamu düzeni ile ilgili olup Mahkemece resen araştırılması gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumsuz yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir :
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
5. Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında da yeni bir karar veremez. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
3. Mahkemece bozma ilâmı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde işçi sendikasının 22.05.2015 başvuru tarihi itibarıyla işyerinde yarıdan fazla çoğunluğu sağladığı, yetki tespitine konu alt işveren işyerinin kurulmasına esas teşkil eden hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesi olduğu, bozma gereklerinin de yerine getirildiği ve bozma sonrası kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı...Yapı Sanayi ve Temizlik Hizmetleri Tic. A.Ş.'nin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.