Esas No: 2022/5458
Karar No: 2022/7336
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5458 Esas 2022/7336 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5458 E. , 2022/7336 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
BİRLEŞEN DOSYA :... 2. İŞ MAHKEMESİNİN 2017/114 ESAS SAYILI
DOSYASI.
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait... Termik Santralinde ve alt işverenler bünyesinde 07.12.1996 tarihinden itibaren temizlik işçisi olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin özelleştirme sebebi ile feshedildiği 12.01.2015 tarihine kadar devam ettiğini, davalı ... AŞ (EÜAŞ) ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ve davacının başından beri davalı işverenin asıl işçisi olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2.Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde ise muvazaa iddiasına dayalı olarak fark ücret ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. .
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ihale makamı olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın husumetten ve esastan reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2018 tarihli ve 2015/1326 Esas, 2017/114 Karar sayılı kararıyla toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak, davacının özelleştirmeden sonra da aynı işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiği ve feshe bağlı alacaklara hak kazanmadığı gerekçesiyle asıl davanın; davalı ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 22.09.2020 tarihli ve 2018/1967 Esas, 2020/1770 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, birleşen davanın kabulüne, asıl davanın ise reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 01.03.2021 tarihli ve 2021/92 Esas, 2021/5173 Karar sayılı ilâmı ile tarafların diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, davacının baştan itibaren davalı EÜAŞ'ın işçisi olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üyeliği veya dayanışma aidatı ödeyerek faydalanma talebi bulunmadığından toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığının belirlenerek emsal işçi olması hâlinde ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının emsal işçi ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınması; sendikalı olmayan emsal işçi bulunmadığının anlaşılması hâlinde davalı ile ihbar olunan alt işverenler arasındaki sözleşme ve şartnamelerde işçiye ödenecek ücretin belirlenmiş olması ya da işçiyle yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin gösterilmiş olması ve eksik ücret ödendiğinin tespiti durumunda bu ücrete göre ücret farkı ve ilave tediye alacağının hesaplanması; böyle bir tespit yapılamadığı takdirde ücret farkı alacağı talebi reddedilerek ilave tediye alacağının davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince tahkikata devam edilerek alacakların yeniden hesaplattırılacağı dikkate alındığında, bilirkişi raporu alındıktan sonra davacı tarafa taleplerini arttırmak üzere kanuni iki haftalık süre verilmesi gerekeceğinden bu yönde bozma yapılmadığı belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Dairemizce bozma ilamına uygun olarak yeniden yapılan yargılamada bilirkişi raporu alınarak davacıya talep artırım dilekçesi vermesi için süre verilmiş ancak davacı vekilince,talep artırımı talep etmeyeceklerine dair beyanda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar davalı ile alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu değerlendirilmiş ise de davacı işçinin sendikalı olmadığı ve dayanışma aidatı ödemediği dolayısıyla işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, davalı işyerinde davacının emsali işçinin de bulunmadığı, davacının ücretinin taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmelerine uygun olarak ödendiği, fark ücret alacağı, ihbar tazminatı, yıllık izin, alacağı bulunmadığı anlaşılmış ilave tediye alacağı yönünden ise fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplama yapılarak..." gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin sona erdiği 12.01.2015 ile yeniden işe başladığı 01.02.2015 tarihleri arasında 20 gün fark olduğunu, 01.02.2015 tarihinde başlayan çalışmanın yeni bir iş sözleşmesine dayandığının kabulü gerektiğini, işyeri devri koşullarının oluşmadığını, davalı EÜAŞ tarafından alt işverenlere yazılı fesih bildiriminde bulunularak 31.12.2014 tarihinde özelleştirme nedeniyle aralarındaki sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğinin bildirildiğini, alt işveren tarafından da davacı dâhil tüm işçilerin iş sözleşmelerinin eylemli olarak feshedildiğini, davacının davalı EÜAŞ bünyesinde muvazaalı bir şekilde değişen alt işverenler nezdinde çalıştığının ispatlandığını, davalı EÜAŞ'ın emsal kadrolu işçileri ile davacının çalışma koşullarının aynı olduğunu, davacının işe giriş tarihinden itibaren asıl işverenin işçisi olarak kabul edilmesini ve işçilik alacaklarının asıl işverenin işçilerinin aldığı ücret üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili; davalı EÜAŞ'ın ihale makamı olduğunu, muvazaa tespitinin hatalı olduğunu ve hüküm altına alınan alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriği, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasında bozma ilâmına uygun araştırma yapılıp yapılmadığı, baştan itibaren davalı Şirketin işçisi olarak kabul edilen davacının alması gereken ücret miktarının tespiti ile belirlenen ücret miktarına göre fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan araştırmada; davalı işyerinde sendikasız emsal işçi bulunmadığı ve davacının ücretinin taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerine uygun olarak ödendiği tespit edildiğinden, ücret farkı alacağı reddedilerek davacının ilave tediye alacağının da kendi ücreti üzerinden hesaplanması isabetli olup davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince bozma doğrultusunda karar verildiğinden kesinleşen hususlara ilişkin davalı vekilinin temyiz sebepleri de yerinde görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.