10. Hukuk Dairesi 2019/3247 E. , 2020/3555 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
No : 2018/2727-2019/397
İlk Derece
Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
No : 2017/363-2018/283
Dava, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin ve borç tahakkukunun iptali, borcu olmadığının tespiti ile ödenmeyen maaşların ve yapılan kesintilerin faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Dava, 5434 sayılı Kanun kapsamında çalışan eşi 11.05.2011 de vefat eden davacının, 15.12.1982 tarihinde vefat eden 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı babasından aldığı ölüm aylığının iptali ile borç tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin iptali, borcu olmadığının tespiti ile ödenmeyen maaşların ve kesilen maaşların faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, yargılama sırasında verdiği dilekçe ile davacının maaşlarından kesilen Haziran 2017-Temmuz 218 arası toplam 6.575,88 TL" nın faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, davacının eşiden dolayı Kurumdan aylık almakta iken, 1982 yılında vefat eden babası ..."ten kalan maaşın bağlanması talebi ile Kuruma müracaat ettiğini, davacıya 01/06/2011 tarihinden itibaren aylık bağlandığını, davacının babasının vefat tarihi 2000 öncesi olduğu için ölüm aylığı almasının " geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak" şartına bağlı olduğunu, buna göre ilgili genelge gereği gerekli araştırmalar yapıldığını, sosyal güvenlik kurumu denetmeni tarafından düzenlenen rapor ile hak sahibi davacının 2012 yılı Mart ayı ve sonrasında olmak üzere 2016 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarında aylık gelirinin aylık aylara ilişkin uygulanan asgari ücretin brüt tutarının altında olduğu, diğer aylarda asgari ücretin brüt tutarının üzerinde olduğunun tespit edildiğini, davacının babasından dolayı 4/b kapsamında ödenen ölüm aylığının kesilmesine gerek olmadığı, ancak 2012 yılı Mart ayı ve sonrasında olmak üzere 2016 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve 2017 Ocak ve Şubat ayları haricinde diğer aylarda yersiz yapılan tüm ödemelerin 5510 Sayılı Kanunun 96. Maddesi gereğince geri alınması gerektiği kanaatine varıldığını, denetim raporu gereğince davacının ilgili dönem aylıklarının iptal edildiğini, 22/09/2016 tarihli Genel Müdürlüğün yazısına istinaden sigortalının gelir araştırılmasına bakılmasızın çalışması olmaması nedeniyle 01/10/2016 tarihi itibariyle aylığın yeniden bağlandığını, yapılan işlemler neticesinde sigortalının adına 23.762,10 TL kişi borcu oluşturulduğunu, sigortalının maaşından 1.190,90 TL"sinin kesildiğini, davacının 22.071,20 TL kişi borcu bulunduğunu, bu nedenle davacıya 18/07/2017 tarih ve 9026956 sayılı ödeme emri gönderildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
" Davanın kabulü ile,
-Davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığını kesen kurum işleminin iptali ile yapılan kurum işlemi nedeniyle kuruma borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığını kesen kurum işlem tarihinden itibaren ödenmesi gereken aylıklarının her bir ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hesaplanarak davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacının maaşlarından yapılan toplam 6.575,88 TL kesintinin her bir kesinti tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile hesaplanarak davalı kurumdan alınarak davacıya verilmesine" dair hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili; Davacının babası 2000 yılından önce öldüğünden geçimini sağlayacak başka bir gelirinin olmaması şartının arandığını, buna göre davacının belirlenen tarihlerde gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunun tespit edildiğini ve o dönemler için ödenen maaşların geri alınmasına karar verildiğini, Kurumca ana paraya faiz işletilmediğini, Kurumca yapılan işlemin 5510 sayılı Yasa"ya, 2013/26 sayılı Tahsis Uygulamaları konulu genelgeye, 2011/58 sayılı Fazla ve Yersiz Ödemelerin Geri Alınması hakkındaki genelge hükümlerine uygun olduğunu, aksinin kabulünün davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, Kurumca yapılan işlemin yasa ve mevzuat hükümlerine uygun olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; "davacının hem babasından hem eşinden ölüm aylığı alma hakkı bulunması sebebiyle davalı Kurum vekilinin diğer istinaf sebepleri yerinde olmamakla birlikte davacının aylık kesme işlemi sebebiyle ödenmeyen aylığı bulunmadığı için bu talep açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın tamamının kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı" gerekçesi ile;
"Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Amasya İş Mahkemesi"nin 2017/363 Esas, 2018/283 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına,
1- Davanın kısmen kabulü ile, davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığını kesen kurum işleminin iptali ile yapılan kurum işlemi nedeniyle kuruma borçlu olmadığının tespitine, taleple bağlı kalınarak davacının maaşlarından yapılan toplam 6.575,88 TL kesintinin her bir kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile hesaplanarak davalı Kurum"dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığının kesilmesi üzerine ödenmeyen aylık olmadığından Kurum işlem tarihinden itibaren ödenmesi gereken aylıkların ödenmesine ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, söz konusu mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde, 11.05.2011 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı eşi üzerinden 5434 sayılı Kanun hükümleri gereğince kendisine ölüm aylığı bağlanan davacının,15.12.1982 tarihinde vefat eden 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı babası üzerinden de 01.06.2011 tarihinden itibaren bağlanan ölüm aylığının, Kurum Denetmen Raporu ile yapılan gelir araştırması sonucunda, asgari ücret brüt tutarı üzerinde geliri bulunan dönemlere ait aylıkların iptal edildiği, bu dönemler yönünden yersiz ödeme nedeniyle borç tahakkuk ettirildiği, ancak kendi çalışması bulunmadığı için aylığının 01.10.2016 tarihi itibari ile yeniden bağlandığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki (11.05.2011) ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2727 Esas, 2019/397 Karar sayılı ilamı bozulmalıdır.
SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2727 Esas, 14.02.2019 tarihli 2019/397 Karar sayılı ilamının HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine 18.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.