22. Hukuk Dairesi 2019/2297 E. , 2019/11294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin usta öğretici olarak çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiğini, davacının ders saati ücretinin eksik belirlendiğini, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, ilave tediye alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin, eksik ödenen ücret ve ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu, davacının iddia ve taleplerinde haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 04/11/2014 tarihli ilamıyla bozulmuştur. 04/11/2014 tarihli bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar ise, Dairemizin 18/10/2016 tarihli ilamıyla bozulmuştur. 18/10/2016 tarihli bozma ilamına da uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 18/10/2016 tarihli bozma ilamında;
“...davacının, aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 176. maddesi ve dosya içeriğinde yer alan taahhütnamelere göre, ders saati ücreti ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce, usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre; öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek, günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse; ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse; bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan, 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
Şu husus da belirtilmelidir ki, somut olayda, taraflar arasında, akti tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüzkırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 X 10,00 TL =1.400,00 TL"dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL X 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL"nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.” şeklinde bozma sebebine yer verilmiştir.
Mahkemece, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü ücretleri ( eksik ödenen ücret alacağı) hesaplamasında bozma ilamına uygun davranılmıştır.
Ancak, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanması bakımından, aylık ücret miktarının belirlenmesinde, 18/10/2016 tarihli bozma ilamında belirtilen hesaplama usulünün izlenilmeyerek, farklı bir yöntem uygulanması hatalıdır. Anılan sebeple, yukarıda açıklanan bozma sebebinde gösterilen usul dahilinde aylık ücret miktarı belirlenmelidir. Bu noktada, şu husus da gözden kaçırılmamalıdır ki; kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda son ücretin dikkate alınması gerektiği kuraldır. Ancak, eldeki uyuşmazlıkta, davacı aylık maktu ücretle değil, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu"nun 176. maddesi ve dosya içeriğinde yer alan taahhütnamelere göre, ders saati ücreti ile çalışmıştır. Dolayısıyla, bozma ilamında belirtilen hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu halde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının tespit edilerek sonuca gidilmesi gereklidir.
İlave tediye alacağı bakımından ise; Mahkemece, ders saatinin yedibuçuk sayısı ile çarpılarak bulunan ücret üzerinden hesaplama yapılması hatalıdır. Anılan alacağın hesaplanmasında, yukarıda açıklanan çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü için belirlenen günlük ücret hesap yöntemi esas alınarak, Bakanlar Kurulunca tespit edilen ilave tediye ödeme tarihindeki işçinin bir günlük ücreti dikkate alınmalıdır.
Kabule göre de, davacının dava ve ıslah ile toplam 11.410,66 TL ilave tediye alacağı talep etmesine rağmen, Mahkemece talebin aşılarak 13.764,19 TL ilave tediye alacağına hükmedilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine aykırıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.