Vergi Usul Kanununa Aykırı Davranmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6601 Esas 2019/1922 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6601
Karar No: 2019/1922
Karar Tarihi: 26.02.2019

Vergi Usul Kanununa Aykırı Davranmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6601 Esas 2019/1922 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, vergi usul kanununa aykırı davrandığı suçlamasıyla Asliye Ceza Mahkemesi tarafından mahkum edildi. Ancak, sanığın 2007 ve 2009 yıllarında düzenlediği sahte belgelere ilişkin ayrı bir hüküm bulunmamaktadır. Sanık, 2008 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan da yargılanmıştır. Sanık, suçlamaları kabul etmemiştir. Mahkeme, sahte faturaları kullanan şirket yetkililerinin ve ilgili kişilerin dinlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, faturalar üzerindeki imzaların sanığa ait olup olmadığının belirtilmesi için bir bilirkişi raporu alınması gerekir. Mahkeme kararı, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli iptal kararı sonrası TCK'nin 53. maddesi ile ilgili uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmesi nedeniyle bozulmuştur. Kanun maddeleri: Vergi Usul Kanunu, Türk Ceza Kanunu (5237 sayılı kanun), Ceza Muhakemesi Kanunu (1412 sayılı kanun)
11. Ceza Dairesi         2016/6601 E.  ,  2019/1922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Aykırı Davranmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.10.2012 tarih ve 2012/56352 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 2007 ve 2009 takvim yıllarında sahte belge düzenlemek suçlarından da kamu davası açıldığı, ancak bu takvim yıllarına ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşılmakla; bu suçlarla ilgili olarak Mahkemece ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
    1- Sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davası ve yapılan yargılamada; sanığın suçlamaları kabul etmediğini, ... isimli arkadaşının kendisini ... ile tanıştırdığını,... ile birlikte notere gittiklerini ve kendi adına şirket kurulduğunu, ancak sahte faturaları... ya da onun yanında çalışanların düzenlemiş olabileceğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan şirket yetkilileri ya da şahıslar dinlenerek, suça konu faturaları hangi hukuki ilişki karşılığında kimden aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; sanığın savunmasında adı geçen ... ve...’nun kimlik bilgilerinin tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurulması; sanığa ait faturaların ele geçirildiği soruşturma dosyasının akıbeti araştırılarak kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması ve açıldığının anlaşılması halinde duruşmaya getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması; ayrıca suça konu faturalar kimin ev ya da iş yeri aramasında ele geçirilmiş ise o kişinin de tanık olarak beyanının alınması; faturalar üzerindeki imzaların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi raporu aldırılması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.