Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2211
Karar No: 2019/10601

Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2019/2211 Esas 2019/10601 Karar Sayılı İlamı

14. Ceza Dairesi         2019/2211 E.  ,  2019/10601 K.

    "İçtihat Metni"

    Cinsel taciz suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in yapılan yargılaması sonunda 5237 sayılı ...nın 105/1, 105/2-e., 31/3. ve 52/2. maddeleri uyarınca 6000 TL adli para cezası ile ve 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 2. Çocuk Mahkemesi’nin 15.11.2018 tarihli ve 2018/152 Esas, 2018/154 Karar sayılı kararı verildiği, bu karara karşı katılan ... vekili Avukat...’in suça sürüklenen çocuk hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi ve aleyhine vekalet ücreti hükmedilmemesi yönünden itiraz edildiği, Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 27.11.2018 tarihli 2018/1001 Değişik İş nolu kararı ile itirazın reddedildiği, katılan vekili tarafından bu karara karşı vekalet ücreti yönünden kanun yararına bozma yoluna gidilmesi talep edilmesi üzerine; kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, suça sürüklenen çocuk aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden anılan karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.02.2019 gün ve 94660652-105-34-346-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, koşulları itibariyle oluşmayan kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.07.2019 tarihinde üye ...’in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Cinsel taciz suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in 5237 sayılı TCK’nın 105/1, 105/2-e, 31/3 ve 52/2 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 2. Çocuk Mahkemesinin 15.11.2018 gün ve 2018/152-454 E-K. Sayılı ilamına karşı katılan vekilinin ücreti vekalet yönünden yapılan itirazın, Bakırköy 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 27.11.2018 gün ve 2018/1001 Değişik iş sayılı kararının Yüksek Adalet Bakanlığı’nın 11.02.2019 gün ve 2019/13306 sayılı talebiyle vekalet ücreti yönünden kanun yoluyla bozma istemi üzerine Dairemizce yapılan incelemede istemin reddine ilişkin verilen kararda, sayın Daire çoğunluğuyla ihtilafımız; suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde, hükmün açıklanmasının karar verildiği hallerde kendini vekille temsil ettiren katılan lehine, vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceğine ilişkindir.
    Sayın Daire çoğunluğu tarafından kanun yararına bozma nedeni olarak ileri sürülen nedenler yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebi reddedilmişsede; kanunun kapsamının belirlenmesi bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanması ve 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma müessesesini incelemek gerekir.
    5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasasının 23. maddesi ile kabul edilmiş olup, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 23. maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 231. maddesine eklenen 5-14. fıkralar ile de büyükler için kabul edilmiş, aynı Yasanın 40. maddesiyle 5395 sayılı Yasanın 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılık hariç olmak koşuluyla, çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı koşullara tabi kılınmıştır.
    Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası için kabul edilen bu müessese, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2008 gün ve 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklik ile hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezaları için uygulanabilir hale getirilmiş, şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak uygulanan bu müessese Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Kanunlarında yer alan suçlar ayrık olmak üzere, tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Kanun yararına bozma ise karar ve hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında tatbikat birliğini sağlamak amacıyla olağanüstü bir denetim muhakeme yolu olup; hakimin takdir hakkına giremeyen dar kapsamlı bir kanun yoludur. Maksat mahkeme kararlarının içeriğinin hukuken uygunluğunun tesisidir.
    5271 sayılı CYY’nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma müessesesinde hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık olduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ilgili ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde, karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Bir karar veya hükmün yasa yararına bozulmasının, ilgili aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı, bozma sonrasında kararı veren hakim veya mahkemede yeniden inceleme, araştırma ve yargılama yapılıp yapılmayacağı, hangi hallerde Yargıtay’ın doğrudan hükmetme yetkisinin bulunduğu, 5271 sayılı Yasanın 309. maddesinde sıralı ve ayırıcı biçimde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, yasa yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken ‘karar’ ve ‘hüküm’ ayrımı gözetilmiş, ayrıca mahkûmiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür. Bu kapsamda bozma nedenleri incelendiğinde; uyuşmazlığa konu olan CYY’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca bozma nedenleri Yasanın 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde, yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar da bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararda lehe veya aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
    Bu tür kararların yasa yararına bozulması durumunda, kararı veren hakim veya mahkemece bozma doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak aleyhe sonuç doğurup doğurmamasına bakılmaksızın yeni bir karar verilir. Yeni karar ilgilinin lehine veya aleyhine olabilir.
    Uygulamada da; hüküm çeşitlerinden sayılmakla birlikte adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları, hüküm niteliğinde olmayan durma kararları, Cumhuriyet Savcısının kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına yapılan itirazın kabulü veya reddine dair mercii kararları, iddianamenin iadesi kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararlar, infaza dair kararlar ve Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 gün ve 2009/169-223 sayılı kararında kabul ettiği hükmün açıklanmasının ertelenmesine ilişkin kararlar CYY’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi kapsamında davanın esasını çözmeyen kararlardandır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların CMK’nın 223. maddesinde sayılan kararlardan olmadığından yargılamanın yenilenmesi yasağı ihlal edilmeyecektir. (CGK 06.10.2009 2009/169-223). Bu tür kararlara karşı kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulması halinde, Yargıtay özel daireleri tarafından, kararın bozulmasına ve “müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmektedir.
    Yukarıdaki izahat ışığında somut olayın incelenmesinde ise;
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 168. maddesinin 1.fıkrasında yer alan "Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler." 2. fıkrasında "Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir.” şeklindeki,
    5271 sayılı Kanun"un 324. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen "Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla Devlet Hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir." 2. fıkrasında, “Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir." şeklindeki hükümlere,
    Yine aynı Kanun"un 325. maddesinde yer alan.
    (1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
    (2) (Değişik fıkra: 06/12/2006-5560 S.K.27.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır." biçimindeki düzenlemeler gözetildiğinde kanun yararına bozmaya konu kararda katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu sebeple;
    Suça sürüklenen çocuk hakkında cinsel taciz suçundan hükmün açıklanmasına geri bırakılmasına karar verilip, ancak katılan kendisini vekille temsil ettirdiği halde katılan lehine, suça sürüklenen çocuk aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de gerektiğinden anılan karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, kararın bozulması düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına iştirak edilmemiştir.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi