14. Hukuk Dairesi 2018/1616 E. , 2019/7628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09/04/2012 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademede rayiç değerin tahsili, ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/12/2016 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce davalılar vekilinin istinaf talebinin reddine, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüyle yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15/10/2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Diğer taraftan gelen olmadı. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bağlandı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, tapu iptali ve tescil, ikinci kademede rayiç bedelin tahsili, ecrimisil talebine ilişkindir.
Davacılar vekili, muris ...’nin 13.12.2002’de öldüğünü, davacıların murisin birinci ve ikinci eşinden olma çocukları, davalıların ise üçüncü eşi ve üçüncü eşinin başkasından olan ancak kendi nüfusuna aldığı çocuk olduğunu, sadece davalıların mirasçı olarak gösterildiği verasetin iptali için açılan davada yargılama devam ederken davalıların murise ait gayrimenkulü bu verasete dayanarak sattıklarını, davalılar aleyhine İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/271 Esasına kayıtlı dosyada muris adına olan ... tarih, ... numaralı, ... ,...ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki tapu tahsis belgesinin iptali için açtıkları davanın usulden reddedildiğini, davacılar adına tapu iptali ve tescil, olmadığı halde dava tarihindeki rayiç bedelin davalılardan tahsilini, ayrıca 2002 senesinden beri ecrimisilin de hesaplanarak yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davacılardan ...’in ölüm tarihinde murisin mirasçısı olmadığını, soy bağının düzeltilmesi davasıyla sonradan mirasçılığının belli olduğunu, bu sebeple davalıların hileli davranışlarından bahsedilemeyeceğini, dava konusu ...,... ada 3 parsel (yeni tapu kaydına göre ...,... ada 11 parsel) sayılı taşınmazdaki tapu tahsis belgesi alındığında bir bodrum ve bir zemin kat iken 1991de davalılar tarafından bina yıktırılıp zemin ve üç normal katlı bina yaptırıldığını, murisin bu konuda emeği ve parasının olmadığını, tapu iptali ve tescil talebinde hukuki yarar gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
Yargılama aşamasında davalıların açtığı ve mahkemece de bekletici mesele yapılan İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/582 Esas sayılı muhdesatın aidiyetinin tespiti davası reddedilmiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu taşınmazın, tarafların ortak muris ... adına tapu tahsis belgeli olduğu, ancak halen taşınmazın İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı olduğu, müşterek muris adına tapu tahsisli taşınmaz üzerinde muris tarafından yapıldığı kabul olunan binayı öncesinde davalıların veraset ilamında ketmettikleri, davacı mirasçıların, kullanmalarına ya da gelirinden yararlanmalarına izin vermeyip, tasarrufları altında bulundukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 30/11/2002-09/04/2012 tarihleri arası davacılar arasında hesaplanan 69.000,00 TL ecrimisilin, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan miras payları oranında müteselsilen alınarak davacılara miras payları oranında ödenmesine, davacı vekilinin tapu iptal tescil talebiyle; gayrimenkulün rayiç bedelinin tahsili taleplerinin reddine, ecrimisil talebi yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından, davalılar vekilinin istinaf başvuru taleplerinin esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvuru talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir.
HMK’nın 92/2. maddesinde; “Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter.”
HMK’nın 345. maddesinde ise; “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır
Somut olayda; davacılar vekiline gerekçeli kararın 20.02.2017 pazartesi tebliğ edildiği, istinaf süresinin 06.03.2017 pazartesi günü dolmasına rağmen davacılar vekilince istinaf dilekçesinin UYAP üzerinden 07.03.2017 salı günü dosyaya gönderildiği anlaşıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 346. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerden gelir elde edildiği iddia edilerek ecrimisil talep edilmiş olduğundan, mahkemece öncelikle bu konunun aydınlatılması amacıyla binada bulunan bağımsız bölümleri kimin/kimlerin kullandığı araştırılmalıdır. Davalı mirasçılar dışındaki kişinin/kişilerin kullanımının olduğunun anlaşılması halinde konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla bu yerlerle ilgili ecrimisil hesaplaması yaptırılmalıdır. Davalı mirasçıların bizzat kullanımlarının olduğunun anlaşılması halinde ise intifadan men koşulu gerçekleşmediği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 2.037 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.