Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/29360
Karar No: 2013/227

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/29360 Esas 2013/227 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/29360 E.  ,  2013/227 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, işyerinde istifa etmesi durumunda tazminatlarını alacağını, aksi takdirde tazminatların ödenmeyeceği şeklinde baskı yapması sonucu istifa dilekçesi imzalamak zorunda kaldığını, istifa dilekçesinin müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını ileri sürerek davacının iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, davacının başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarıyla kararın kesinleşmesine kadar ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, bu nedenle işe iade talep etme hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davacının istifa dilekçesini davalı işveren tarafından iradesini sakatlanarak alındığı ispatlanamadığından davacının işyerinden istifa ederek ayrıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.
    İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
    İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez. İşçinin haklı sebeple derhal fesih sebepleri mevcut olduğu ve buna uygun biçimde bir fesih yoluna gideceği sırada, iradesi fesada uğratılarak işverence istifa dilekçesi alınması durumunda da istifaya geçerlilik tanınması doğru olmaz. Bu durumda işçinin haklı olarak sözleşmeyi feshettiği sonucuna varılmalıdır.
    İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde, işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamaz. İstifa durumunda işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi yükümü ortaya çıkabileceğinden, istifa türündeki belgelerin titizlikle ele alınması gerekir. İmzaya itiraz ya da metin kısmına ilaveler yapıldığı itirazı mutlak olarak teknik yönden incelenmelidir.
    Somut olayda davacının işyerinde ... Bölge Müdürlüğünde 6. ve 7. grup bölge tanıtım müdürü olarak çalıştığı, davacının 10.11.2010 günlü dilekçe ile özel nedenlerden dolayı ihbar öneline ilişkin süreyi kullanmadan ayrılmak istediğine dair verdiği dilekçe üzerine kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek işyerinden istifa nedeniyle çıkışı yapılmıştır.
    Mahkemece davacının istifa dilekçesini baskı altında imzalatıldığı ispatlanamadığından istifa ederek işyerinden ayrıldığı sonucuna varılmış ise de istifa eden işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı halde davalı işveren tarafından davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiği anlaşılmaktadır. İstifa dilekçesi öncesinde davacının yöneticisi olduğu ... 2. Bölgesinin 6. ve 7. grupta bütçesini realize edemediğinden bahisle savunma istenmiştir. Ancak davalı işveren tarafından hak kazanmadığı halde kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi ve istifa dilekçesi öncesi davacıdan verimine ilişkin savunma istenmiş olması dikkate alındığında davacının işyerinden ayrılmak için verdiği istifa dilekçesinin serbest irade ürünü olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Bu durumda iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının istifa ederek işten ayrıldığının kabulü hatalıdır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/3. maddesi uyarınca mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3-Davacının kanuni süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının beş aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-Davacının yapmış olduğu 138,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
    8-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak 22.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi