7. Hukuk Dairesi 2015/17350 E. , 2015/8807 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Davalı ...... vekili, Dairemizin 8.4.2014 gün ve 2014/1593-7728 E-K sayılı bozma kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek, maddi hatanın giderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dairemiz kararında maddi hata yapıldığına dair dilekçede özetle ; fazla mesai alacağının hesabı konusunda Dairemizce temyiz incelemesine tabi tutulan emsal dosyalarda belirtilen kıstaslara riyet edilmediği ileri sürülmüştür.
Dosya ve eklerinin yeniden incelenmesinde; Dairemizce emsal nitelikli dosyalarda fazla mesai alacağının hesabı bakımından tünel içinde çalışan işçilerin 2010 yılına kadar üç vardiya halinde çalıştıkları değerlendirilmiş olmakla, davacının tünel içinde çalıştığının belirlenmesi halinde bu tespite uyularak alacak hesabı yapılması gerektiğinin bozma ilamında belirtilmemesi hatalı olmuştur. Davalı . .."nin maddi hatanın düzeltilmesi talebi kabul edilmeli Dairemizin anılan kararı ortadan kaldırılmalı ve .. .."nin 30.10.2013 tarihli mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları yeniden incelenmelidir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı . .. şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken davacının haftanın 7 günü 08.00-20.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile günlük 10,5, haftalık ise 10,5x7=73,5 saat çalıştığı ve böylece 45 saati aşan 28,5 saat fazla çalışması olduğu tespiti uyarınca fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacının hafta tatili alacağı talebi bulunmadığına göre hafta tatili çalışması karşılığı 7,5 saat hesaplama dışında bırakılarak 7,5 saati aşan çalışması bulunması halinde aşan kısmın, fazla çalışma süresine dahil edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.
Ayrıca Dairemizce emsal mahiyette kararlar üzerinde yapılan temyiz incelemesi sonucu tünel içinde çalışan işçilerin 2010 yılına kadar üç vardiya halinde çalıştıkları değerlendirilmiş olmakla davacının çalıştığı yerin tünel içinde olduğunun belirlenmesi halinde bu tespitin nazara alınması gerektiği de unutulmamalıdır.
3-Taraflar arasında ücret alacağı çekişme konusudur.
Ücretin banka kanalıyla ödendiği savunulduğuna göre davacıya ait banka hesap kayıtları getirilerek iddia edilen aylara ait ücretin ödenip ödenmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
4-Takdiri delil niteliğinde olan tanık beyanlarına göre belirlenen ve hüküm altına alınan genel tatil alacağından hakkaniyet indirimi yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Dairemizin 08.04.2014 tarihli 2014/1593 Esas-2014/7728 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 30.10.2013 tarihli kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı . . .."ne iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı . . .. yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı . . .."ye verilmesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.