22. Hukuk Dairesi 2019/3452 E. , 2019/11287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Mahkemenin yukarıda tarih, esas ve karar numarası belirtilen kararının temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 24/10/2018 tarihli ve 2018/8569 esas, 2018/23092 karar sayılı ilamıyla ONANMASINA karar verilmiştir.
Davacı vekilince Dairemiz kararının maddi hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04/02/1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ile 09/05/1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın maddi hatalı kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 24/10/2018 tarihli ve 2018/8569 esas, 2018/23092 karar sayılı ilamıyla, Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş ise de, fesih meselesi ve dolayısıyla davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasındaki uyuşmazlığın çözümü bakımından, delillerin değerlendirilmesinde maddi hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, maddi hataya dayanan Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/01/2015 tarihli karar, Dairemizin 27/06/2016 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, Mahkemece verilen 29/01/2015 tarihli ilk kararda, işverenin iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu kabul edilmiştir. Bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama sonucunda tesis edilen hükümde ise, dava dilekçesinde iş sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiğinin açıklandığı ve işçi feshinin haklı bir sebebe dayandığının kanıtlanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava dilekçesinin birinci sayfasının son paragrafında, fesih ile ilgili açıklamalara yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu paragrafta feshin hangi tarafça yapıldığı noktasında muğlak anlatım içeren cümleler yazıldığı görülmekte ise de, paragrafın son cümlesinde “... 25 Eylül 2012 tarihli ...Noterliğinin 07383 sayılı ihtarnamesi ile müvekkilimin yukarıda yazdığımız nedenlerle süresiz olan iş sözleşmesi fesih edilmiştir.” denilmiştir. Bahsi geçen noterlik ihtarnamesi ise, işverence keşide edilen fesih bildirimidir. Keza, davalı vekili de davaya cevap dilekçesinde, iş sözleşmesinin müvekkili işverence, 25/09/2012 tarihinde keşide edilen ihtarname ile haklı sebeple feshedildiğini savunmuş ve dilekçesi ekinde ...Noterliği’nin 25/09/2012 tarihli ve 7383 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşide edilmiş fesih bildirimini sunmuştur. Bu itibarla, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği sabittir. Kaldı ki, 27/06/2016 tarihli bozma ilamında, işverenin haklı fesih iddiası karşısında, ceza davası yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiş olup, Mahkemece bozmadan sonraki yargılamada iş sözleşmesinin işçi tarafından feshedildiğinin kabul edilmesi bozma ilamına da aykırıdır.
Davalı işverenin iş sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı meselesinin değerlendirilmesine gelince;
İşverence, iş sözleşmesi, davacı işçinin aynı işyerinde çalışan bölge müdürü Nihat Samsun’a karşı hakaret ve tehdit eylemlerini işlediği iddiasıyla feshedilmiştir. İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat yükü işveren üzerindedir.
Davacı işçinin tehdit ve hakaret suçlarından yargılandığı ceza davasında, ...2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 14/02/2013 tarihli ve 2012/875 esas, 2013/157 karar sayılı kararıyla, sanığın atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli, şüpheden uzak, kesin ve somut deliller elde edilemediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir. Karar, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 06/12/2017 tarihli ve 2014/29078 esas, 2017/26924 karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleşmiştir.
Delil yetersizliği sebebiyle verilen beraat kararı hukuk hakimi açısından bağlayıcı değil ise de, eldeki dava dosyası kapsamında davacının hakaret ve tehdit eylemlerini işlediğine yönelik itibarı kabil bir delil yoktur. Anılan sebeplerle, işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği kanıtlanamadığından, davacı işçi kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporundaki hesaplamanın denetlenerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçeyle anılan taleplerin reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.