Esas No: 2022/6521
Karar No: 2022/7427
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6521 Esas 2022/7427 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6521 E. , 2022/7427 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 16.03.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, idari işler departmanında doktor/işyeri hekimi olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından 31.12.2017 tarihinde feshedildiğini, fesih tarihindeki aylık ücretinin 5.859,00 TL olduğunu, müvekkiline başkaca bir ödeme yapılmadığını, davalı işyerinde çalışan tüm personele aylık ücretlerinin 1/3’ü oranında ikramiye ile her yıl performanstan bağımsız ve düzenli olarak ocak ve temmuz aylarında yılda 2 kez en az bir ve/veya iki aylık ücret tutarında prim ödemesi yapıldığını, çalıştığı departmanda hemşire olarak çalışan personele ait 2012 yılından itibaren ikramiye ve prim ödemelerini gösteren ücret bordrolarının sunulduğunu, davacının ise kısmi süreli çalıştığı ileri sürülerek ücreti dışında ödeme yapılmadığını, davacının talepleri karşısında sadece 2017 Ocak, 2017 Temmuz ve 2018 Ocak ayında prim ödemesi yapıldığını, davalı işverence eşit davranma borcuna aykırı davranılarak müvekkilinin işyeri hekimi olarak kısmi süreli çalıştığı gerekçe gösterilerek ikramiye ve prim ödemesi yapılmadığını iddia ederek 4 aylık ücret tutarında eşit davranmama tazminatı ile prim ve ikramiye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa çalıştığı süre boyunca hak etmiş olduğu tüm ücretlerinin ve benzeri istihkaklarının eksiksiz ödendiğini, davacının işyeri hekimi olarak 16.03.2009 tarihinde işe başladığını, iş sözleşmesinin 29.12.2017 tarihinde işyerinin gereklerinden kaynaklanan geçerli nedenlerle ve usulüne uygun olarak feshedildiğini, davacı tarafa çalıştığı süre boyunca hak etmiş olduğu tüm ücretlerinin, kıdem ve ihbar tazminatları ve benzeri istihkaklarının eksiksiz ödendiğini, bakiye alacağının bulunmadığını, ücretinin Türk Tabipler Birliği tarafından her yıl belirlenen asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplandığını ve ödemelerinin yönetmelik ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının müvekkili Şirkette kısmi süreli çalıştığını, kısmi süreli çalışan işyeri hekiminin ikramiye ve prim alacağına hak kazanamayacağını, davacının 5 yıllık süre öncesindeki alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının prim ve ikramiye alacağına hak kazandığı, her ne kadar davacı tarafça eşit davranmama tazminatı talebinde bulunulmuş ise de 4857 İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 5 inci maddesinde düzenlenen eşit davranma ilkesine aykırılığın kanuni şartlarının somut olayda oluşmadığı, davalı tarafın zamanaşımı def'inin de dikkate alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette 8 yıl, 9 ay, 14 gün çalıştığını, bu hususun davacı adına düzenlenen ve davacının imzasını taşıyan dosyada mübrez çalışma belgesiyle sabit olduğunu, 8 yıl, 9 ay, 20 günlük hizmet süresi üzerinden yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararına esas aldığı bilirkişi raporundaki prim hesabının gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkili Şirkette işyeri hekimi sıfatıyla çalıştığı için müvekkili Şirkette doktorlara ödenen ücret uygulamasının diğer çalışanlara ödenen ücret uygulamasından farklı olduğunu, ücretin diğer çalışanlardan farklı olmasının temel sebebinin, ücretinin Türk Tabipler Birliği tarafından her yıl belirlenen İşyeri Hekimliği Asgari Ücret Tarifesi'ne uygun olarak hesaplanması olduğunu, ayrıca davacı müvekkili Şirkette kısmi süreli çalışan işyeri hekimi olduğundan emsal Yargıtay kararlarına göre kısmi süreli çalışan işyeri hekimi bakımından ikramiye ve prim alacağının söz konusu olmadığını, bu kapsamda da müvekkili Şirket uygulamasında kullanılan prim prosedüründe doktor bulunmadığı için davacıya prim ödemesi yapılmadığını, davacının eşit davranmama tazminatı alacağı talebinin reddine ilişkin kararın dosya kapsamı ve toplanan deliller doğrultusunda usul ve kanuna uygun bulunduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca hak etmiş olduğu tüm ücret vb. istihkaklarının eksiksiz olarak ödenmiş olduğunu, davacının müvekkili Şirketten bakiye hiçbir alacağının bulunmadığını, hatalı hesaplamalar içeren bilirkişi raporuna dayanılarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı işyerinde 16.03.2009-31.12.2017 tarihleri arasında işyeri hekimi olarak çalıştığı, davalı tarafça davacının kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı gerekçesiyle prim ve ikramiye alacağı bulunmadığı ileri sürülmüş ise de iş sözleşmesinde işyerinde işçilere tanınan sosyal hakların ücrete ekleneceğinin düzenlendiği, işyeri prim ve ikramiye prosedüründe bu yönde kısıtlayıcı hüküm bulunmadığı, ücret bordroları ve tazminat bordrosu dikkate alındığında tam zamanlı olarak ödemelerin yapıldığı, 2017 yılında davacıya prim ödemesi yapılması da dikkate alındığında, davacının prim ve ikramiye alacağına hak kazandığı, bilirkişi raporunda, hizmet süresine yönelik yapılan maddi hatanın sonuca etkili olmadığı, prim yönünden emsal çalışanlara yapılan prim tahakkukunun, ücretin 1,25 katı oranında olması ve davacıya yapılan prim tahakkuklarının, bu oranın da üstünde olması, ikramiye yönünden prosedürün aksine emsal nitelikteki çalışanlara ücretin 1/3’ü oranında tahakkuk yapılması dikkate alındığında, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya içeriğine uygun olduğu, ancak davacıya Ocak 2017, Temmuz 2017 ve Ocak 2018 bordrolarında prim ödemesi yapılması dikkate alındığında, Aralık 2016 döneminin hesaplamaya dâhil edilmesinin hatalı olduğu, anılan döneme ilişkin hesaplanan 6.707,50 TL’nin dışlanmasıyla birlikte davacının hak kazandığı prim alacağının 36.585,24 TL olduğu ve istinaf başvurusunun kısmen yerinde olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kısmen usul ve kanuna aykırı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının tüm hak ve alacaklarının ödendiğini, bakiye alacağının bulunmadığını, ücretleri Türk Tabipleri Birliğince belirlenen tarife üzerinden ödendiğinden bakiye ücret alacağının bulunmadığını, kısmi süreli çalıştığından ikramiye ve prim ve alacağına hak kazanamayacağını, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin kararının da bu yönde olduğunu, davacının toplam hizmet süresinin 8 yıl, 9 ay, 14 gün olduğunun kabulün hatalı olduğu, prim alacağı bulunmamakla birlikte aksi hâlin kabulünde dahi ödemelerin ücret üzerinden ödendiği, katsayı uygulamasının bulunmadığı, ikramiyeye hak kazanmamış olmakla birlikte aksi hâlin kabulünde Şirketleri uygulamasına göre net ücretin ¼'ü oranında hesaplama yapılmasının gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının prim ve ikramiye alacakları ile eşit davranmama tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri ile davalı Şirketin işyeri prosedürü.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.