Esas No: 2022/3928
Karar No: 2022/7326
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3928 Esas 2022/7326 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3928 E. , 2022/7326 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usuli eksikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının Sağlık Bakanlığına bağlı Niğde Devlet Hastanesinde ihale ile hasta karşılama ve yönlendirme hizmetleri işini üstlenen Filiz Ltd Şirketine bağlı olarak çalıştığını, davacının Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası üyesi olduğunu, sendika ile alt işveren arasında 01.09.2014 tarihinden geçerli olmak üzere iki yıl süreli toplu iş sözleşmesi yapıldığını, davacının 09.06.2015 tarihine kadar olan alacaklarının daha önce ... 26 İş Mahkemesinin ait 2016/882 Esas, 2016/322 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alındığını, bu defa 01.07.2015 tarihinden dava tarihine kadar olan toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ödenmesi gerektiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ücret zammı, ikramiye, yakacak yardımı, bayram yardımı, bulaşıcı hastalık primi, gece zammı, hastalık yardımı, fazla çalışma, tatil çalışma ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunarak işin yapıldığı yer mahkemesinin Niğde Mahkemesinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, toplu iş sözleşmesinin ancak sendika ile toplu iş sözleşmesini imzalayan Şirket arasında hüküm ve sonuç ifade edeceğini, İdarenin bu konuda muvafakatının alınmadığını, davanın Türkiye Kamu Hastaneler Kurumu aleyhine açılması gerektiğini, bu Kurumun tüzel kişiliği bulunduğunu, dava dışı Şirket ile müvekkili arasındaki sözleşmede işçilerin tüm özlük ve alacaklarından yüklenicinin sorumlu olduğunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu gereğince yüklenici Şirket ile asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle ancak dava tarihinden itibaren faiz uygulanabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Yapılan yargılama sonunda toplanan delillerden, davalı vekili Kamu Hastaneler Kurumunun husumete ehil olduğunu ileri sürmüş ise de ; davanın devamı sırasında Kamu Hastaneler Kurumu olarak ayrı tüzel kişilik verilen kurumun kapatılarak Sağlık Bakanlığına devredildiğini, kaldı ki ayrı tüzel kişiliği olduğu dönemde de Sağlık Bakanlığına bağlı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili davanın dava dışı şirketlere ihbarlarını talep etmiş ise de ; usulüne uygun şekilde ihbar dilekçesi vermediği gibi gider avansını da yatırmamış olması nedeniyle bu talebi yerine getirilmemiştir.
Davalı vekili yetki itirazında bulunarak Niğde mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş olsa da ; davalı ... Bakanlığının ikametgahı mahkemesi mahkememiz olduğu, davalı vekilinin bu itirazının yerinde olmadığı görülerek talebinin reddine karar verilmiştir.
Davanın devamı sırasında 696 Sayılı KHK çıkmış seri olarak açılan bir kısım dosyalarda davacıların bu kararneme kapsamında kamu işçiliğine geçmiş oldukları anlaşımış olsa da; bu davacı bakımından bu kararnameden yararlanılmadığı, davacının Niğde E tipi Kapalı Cezaevinde 5 yıl hapis cezasına mahkum olması sebebiyle vesayet altına alındığı tespit edilmiş ise de davanın devamı sırasında davacı tahliye edildiğinden yeniden dava ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılarak davaya devam edilmiştir.
Davalı vekili husumet itirazında bulumuştur. 4857 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde, işletmenin ve işin gereği teknolojik nedenlerle, uzmanlık gerektiren işlerde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran, diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi dendiği, bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı, o işyeri ile ilgili olarak İş Kanununda iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu TİS 'den doğan yükümlülüklerinden dolayı, alt işveren ile birlikte sorumlu olup, davalılar arasındaki ilişkinin yasanın bu maddesine göre alt işveren ve asıl işveren ilişkisi olduğu, davacı işçiye karşı birlikte sorumlu tutulmaları gerektiği, davalı bakanlığın husumet itirazının yerinde olmadığı, davacı tarafından müteselsil sorumlu tutulan sorumlu olanlardan birini tercih ederek dava açmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
... 26 İş Mahkemesine ait 2016/882-322 E-K sayılı dosyada davacının bu mahkemedeki dava tarihi olan 13/07/2015 tarihine kadar olan alacakları mahkemesince hüküm altına alınmış, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 22 H.D nin 03/07/2017 tarih 2017/36226-15681 E-K sayılı ilamı ile düzeltilerek onama kararı verilmiş, kesinleşmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda 13/07/2015 tarihinden davacının iş aktinin fesh edilmiş olduğu 25/10/2016 tarihine kadar olan dönem için hesaplama yapılmış, yapılan hesaplamanın daha önce kesinleşen dosya içeriğine TİS lere uygun olduğu tespit edildiği..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, toplu iş sözleşmesinin davacının mensup olduğu Sendika ile yüklenici firma arasında hüküm ve sonuç doğurduğunu, müvekkili İdarenin muvafakatının alınmadığını, ihale mevzuatı uyarınca taleplerin muhatabının müvekkili olmayıp yüklenici firma olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olduğunu ve ihale şartnamelerinde müteahhit firma çalışanları için asgari ücret dışında bir ödeme yapılamayacağının belirtildiğini, yetki, talebin zamanaşımına uğradığı, belirsiz dava açılamayacağı hususlarındaki itirazlarını tekrar ettiklerini belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... davacının davalı ... Bakanlığına ait Niğde Devlet Hastanesinde yüklenici firma bünyesinde hasta karşılama ve yönlendirme hizmetleri çerçevesinde çalıştığı, davalı Bakanlık ile yüklenici firmalar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalıya husumet yöneltilmesinde bir hatanın bulunmadığı, TİS'den kaynaklanan alacaklardan dolayı alt işverenlerle birlikte sorumlu olduğu, davanın kısmi dava olarak açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, alacakların hesaplandığı dönem itibariyle dava ve ıslah zamanaşımının söz konusu olmadığı, davalının ikametgahı itibariyle mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmış, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığı..." gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile davalı İdarenin alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan asıl işveren sıfatı ile sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesinde;
" (1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır."düzenlemesi yer almıştır.
2.4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin altıncı fıkrası;
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisidenir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."düzenlemesi yer almıştır.
3. Değerlendirme
Dosya kapsamına göre sendika üyesi olan davacının alt işveren ile Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası arasında düzenlenen 01.09.2014-31.08.2016 dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca alacaklarını talep ettiği, Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan alacaklardan davalı İdarenin asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğuna karar verilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bir üst başlıkta yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki gerekçenin yerinde olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.