11. Hukuk Dairesi 2017/5357 E. , 2019/4945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04/05/2017 tarih ve 2010/392 E- 2017/90 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/10/2017 tarih ve 2017/756 E. - 2017/718 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.06.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, muris ... tarafından hazırlanmış olan Çorum Binevler Uydu Kent Projesinin Çorum Binevler bölgesinden Çorum eski yerleşkesine ve Çorum Çimento Fabrikasına kadar olan alanın tip konut alanı işaretli parseller üzerine yapılması öngörülen konut mimari projeleri ile merkez çarşı işaretli parsel üzerine yapılması öngörülen merkez çarşı projesini kapsadığını, bu projenin hızlı nüfus artışının ve köyden kente göçün neden olduğu kentleşme ihtiyacını karşılayarak gecekondulaşma ve çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmayı amaçlayan aynı zamanda Anadolu kültür ve yaşam tarzına uygun ve bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını da hedef alan ilim ve güzel sanat eseri olduğunu, davalının mülkiyetindeki arsa üzerinde bulunan villasında projeye aykırı değişiklik ve eklentilerin yapıldığının tespit edildiğini, yapılan değişikliklerin murisin hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, esere tecavüzün ref’ine, projeye aykırı olarak yapılmış eklenti ve değişikliklerin kal’ine, projeye uygun hale getirilmesine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 65.707,53 TL "ye yükseltmiştir.Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davalının davaya konu taşınmazı 2004 yılında arsa olarak aldığını, belediyenin kontrolünde inşaatını yaptığını, davacıların murisine ait projenin Belediye tarafından değiştirildiğini, bu nedenle davacıların muhatabının ancak Belediye olabileceğini, bir bütün halindeki proje ve binaların iddia edildiği gibi FSEK maddesi 2/3 ve 4/3 anlamında bir proje ve mimari eser olmadığını, davaya konu projenin tamamlanmadığını, dava konusu edilen projenin sadece bir binanın planından ibaret olmayıp davacının da iddia ettiği gibi bir yaşam alanı oluşturmak amacı ile düşünüldüğünü, bu proje ve uygulamasının nasıl yapılacağına, hangi kriterlerin uygulanacağına, sorumluluğun kimde olacağına ilişkin olarak yapılan sözleşmelerin bulunmasının zorunlu olduğunu, işlevsellik özelliklerinden dolayı mimari eserde değişiklik yapılabileceğini, değişen teknoloji ve yasal düzenlemeler nedeniyle bu değişikliklerin yapılmasının zaruret haline geldiğini, davalının hak ihlalinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacıların murisinin çizdiği mimari projeye davalı tarafından yapılan bir tecavüzün söz konusu olmadığı, keşif sonrası düzenlenen teknik bilirkişi raporunda davaya konu binanın mimari projeye aykırı yapıldığı belirtilmiş olmakla birlikte bu değişikliklerin davacıların murisinin mimari projesine değil ruhsata konu başka bir mimari projeye aykırı olduklarının belirlendiği, davacıların murisinin mimari projesine aykırı bir durum değil binanın yapılmasına dayanak mimari projeye aykırı bir husus olduğundan tespit edilen aykırılığın davanın konusunu oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacıların murisinin Çorum Belediyesi için “Binevler Uydu Kent Projesi” adı ile 1974 yılında hazırladığı planlarda tip konut alanı işaretli parseller üzerinde yapılması öngörülen konutlar için çizilen mimari projeye aykırı olarak davalı tarafından yapılan değişiklikler nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu mimari projenin FSEK"in 2. maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olduğu, dava konusu proje üzerinde projeyi çizen mimar olarak davacıların murisinin ismi yer aldığından FSEK"in 11. maddesindeki karine de nazara alındığında dava konusu mimari projenin hak sahibinin davacıların murisi olduğu bilirkişi raporlarına istinaden mahkemece kabul edilmiş olup, eser sahibi FSEK hükümleri gereğince mali ve manevi haklarının ihlali halinde esere tecavüzün men ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir. Uyuşmazlık, davacının Çorum Belediyesi için “Binevler Uydu Kent Projesi” adı ile 1974 yılında hazırladığı nazım imar planı ve uygulama imar planı ile bu planlarda tip konut alanı işaretli parseller üzerine yapılması öngörülen konutlar için çizilen mimari projeye davalı tarafından yapılmış projeye aykırı değişiklik ve eklentilerin olup olmadığı, davacıların murisinin mimari projesine davalı tarafından gerçekleştirilen FSEK kapsamında bir ihlalin söz konusu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı, taşınmazını 2004 yılında arsa olarak satın almış, belediye imar planı değişikliğinden sonra davacıya 27/12/2005 tarihinde yapı ruhsatını vermiş, davalı da villasını inşa etmiştir. Bilirkişi tespitlerine göre davalıya ait yapı davacıların murisine ait mimari projeye ve ruhsata esas olduğu bildirilen projeye aykırı yapılmış olup, söz konusu değişiklikler, binanın sağlamlaştırılması, bakım ve kullanım işlevinin arttırılması ve kolaylaştırılması, ömrünün uzatılmasına yönelik değişiklikler olarak değerlendirilemeyecektir.
Islah dilekçesi nazara alındığında davacılar vekilince, davacıların murisine ait olan mimari projenin kısmen değiştirilerek ve büyütülerek işlenmiş hali olan başka bir mimari projenin eser sahibi olan davacıların murisinden izin alınmaksızın davalı tarafından arsası üzerine yapacağı yapıya ruhsat almak amacıyla Çorum Belediyesi"ne sunulduğu da ileri sürülerek, maddi tazminat talebinin arttırıldığı anlaşılmaktadır.İbraz edilen son ek bilirkişi raporuyla, dosyada yer alan davacıların murisine ait tip mimari proje ile üzerinde herhangi bir mimar bilgisi ve imzası olmayan ancak üzerindeki kaşe ve imzalardan belediyece 19/06/1991 tarihinde tasdiklendiği, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Çorum Temsilciliği ve TMMOB Mimarlar Odası Çorum Temsilciliği tarafından denetlendiği anlaşılan, “Projenin Fenni Mesuliyetini Kabul Ediyorum” ibaresi altında “Dam Tavukçuluk Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.” kaşesi bulunan mimari projenin karşılaştırılması sonucunda sözü edilen bu son projenin davacıların murisinin müellifi olduğu T tipi mimari projenin kısmen değiştirilmiş ve kısmen büyütülmüş hali olduğu saptanmış, bir mimari projenin mimardan izin alınmaksızın değiştirilmesinin işleme hakkının ihlali olacağı bildirilmiştir.
Öncelikle belediye yazı cevabından davalı tarafından yapı ruhsatına esas hangi mimari projenin sunulduğu anlaşılamamakta olup, davalı tarafından davacıların murisine ait olduğu belirlenen mimari projenin eser sahibinin izni olmaksızın yapı ruhsatına esas olmak üzere belediyeye sunulup sunulmadığı tespit edilemediği gibi bilirkişi raporunda sözü edilen ve yapı ruhsatına konu ve davacıların murisinin müellifi olduğu T tipi mimari projenin kısmen değiştirilmiş ve kısmen büyütülmüş hali olduğu bildirilen projenin de sunulup sunulmadığı tespit edilememiştir. Bu suretle, davalı tarafından yapı ruhsatına esas belediyeye sunulan projenin belirlenmesi, davacıların murisine ait projenin veya bu projenin kısmen değiştirilmiş ve kısmen büyütülmüş halinin izinsiz olarak kullanılıp kullanılmadığının tespiti, böylece davalı tarafından davacıların murisi olan eser sahibinin çoğaltma ve işleme haklarına tecavüz edilip edilmediğinin değerlendirilmesi, FSEK"ten kaynaklanan mali ve manevi hak ihlalinin bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı davalının inşa ettiği yapı üzerinden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.