Esas No: 2022/6153
Karar No: 2022/7223
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6153 Esas 2022/7223 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6153 E. , 2022/7223 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 26. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkete ait gemide 13.02.2012-06.08.2018 tarihleri arasında ikinci mühendis (çarkçı) olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 5.000,00 TL olduğunu, ayrıca günde üç öğün yemek verildiğini ve sosyal yardımlardan faydalandırıldığını, kanuni mesai saatleri dışında çalıştırılmasına, bayram ve tatil günlerinde çalışmaya devam etmesine rağmen karşılığı ücretlerinin ödenmediğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna gerçek ücreti yerine daha düşük ücret üzerinden bildirim yapıldığını, davacı tarafından bu nedenlerle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediğini, 21.07.2018 tarihli fesih bildiriminin bu nedenle geçersiz olduğunu, işe gelmediği tarihlerde hakkında devamsızlık tutanakları tutulan davacının noter aracılığıyla işe davet edildiğini ancak ihtarname tebliğine rağmen mazeret bildirmemesi ve işe gelmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiğini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... davacının davalıya ait gemide 14/02/2012-06/08/2018 tarihleri arasında ikinci mühendis ( çarkçı) olarak hizmet akdiyle çalıştığı ve akdin davacı tarafından haklı nedenle fesih edildiği kanaatine varılmakla, Mahkememiz görüş ve kabulüne uygun 27/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaba göre ve fazla mesai ücreti talebi yönünden örtülü denkleştirme yapıldığına dair savunmanın kabulü mümkün olmadığından, birinci seçenekte yapılan hesaba itibar edilerek ve fazla mesai, hafta tatili, UBGT ücretleri talepleri yönünden takdiren % 30 indirim yapılarak ve 30/12/2020 harç tarihli ıslah dilekçesiyle artırılan rakamlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması ve diğer alacaklar yönünden belirsiz alacak davası açılması nedeniyle zamanaşımının dava tarihinde alacağın tamamı için kesilmesi nedeniyle, davalının ıslah sonrası zamanaşımı savunması dikkate alınmamıştır." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile yıllık izin ücreti alacakları dava ve ıslah dilekçesindeki talep tutarlarına göre dava ve ıslah tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek faizleri ile hüküm altına alınmıştır.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesi ve talep artırım dilekçesinin her ikisinde de mevduata uygulanacak en yüksek faiz talebi bulunduğu hâlde, gerekçeli kararda her bir kalem için işleyecek faiz türünün yasal faiz olarak belirlenmenin ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, dava ve talep artırım dilekçesinde talep ettikleri tüm kalemler yönünden işleyecek faizin, mevduata uygulanacak en yüksek faiz olarak düzeltilmesini ve kıdem tazminatı yönünden iş sözleşmesinin feshi, diğer talepleri yönünden tahakkuk tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarının da hatalı olarak belirlendiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetki itirazlarının hukuka aykırı olarak değerlendirilmediğini, davacının fesih bildiriminde müvekkilinin hangi eylemi sebebi ile iş sözleşmesini feshettiğini açık ve kesin bir şekilde belirtmediğini, bu durumda davacı tarafından yapılan feshin geçersiz olduğunun kabulünün gerekeceğini, davacının mazeretsiz ve bildirimsiz olarak işe gelmediğini, bu nedenle hakkında devamsızlığa ilişkin tutanaklar tutulduğunu, daha sonra da davacıya işe davet ihtarnamesi gönderildiğini ancak haklı herhangi bir mazeret beyan etmeyen ve işe de gelmeyen davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle kıdem tazminatı hakkı bulunmadığını, davacının fazla çalışma ve tatil ücreti alacakları ile yıllık izin ücreti alacaklarına yönelik taleplerinin haksız olduğundan reddi gerekirken kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının da dava dilekçesinde ayın 2 haftası çalışıp 2 haftası çalışmadığını kabul ve beyan ettiğini, davacının işin niteliğinden ötürü denkleştirme şeklinde çalıştırıldığını, iş ilişkisinin başından beri 2 hafta gemide çalışan, 2 hafta çalışmayıp istirahat eden ve işten ayrıldığı tarihe kadar ücret bordrolarına itiraz etmeyen davacının bu çalışma esasını benimsediğini, fesih sonrası bu yöndeki taleplerin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacı, 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na (854 sayılı Kanun) tabi olduğundan haftalık çalışma saatinin 48 saatlik çalışma üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini belirterek Mahkemenin kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacının gemi adamı olarak çalıştığı, deniz iş kanuna tabi olduğu,4857 sayılı İş Kanununa tabi işçilik alacaklarına uygulanan ve kanunda açıkça düzenlenen mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının gemi adamının alacaklarına uygulanmasının mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesince kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı ve UBGT alacağına yasal faize hükmedilmesinin ve kıdem tazminatına temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olduğu, ancak davanın belirsiz alacak davası şeklide açıldığı görülmekle faiz hükmünün dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılmadan tüm talep edilen alacaklar bakımından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, aksi uygulamanın hatalı olduğu davacının bu yöndeki istinaf talebinin faiz başlangıç tarihleri yönünden kısmen yerinde olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilince hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de karar tarihi itibariyle yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre hükmedilen alacak miktarı gözetilerek hükmedilen vekalet ücretinde yanlışlık bulunmadığı görülmekle bu yöndeki davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
..." gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından, faiz hükmünün dava ve ıslah tarihi ayrımı yapılmadan talep edilen alacaklar bakımından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, aksi uygulamanın hatalı olduğu belirtilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, istinaf başvuru sebepleri yeterince incelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 854 sayılı Kanun'a tabi olarak çalışan davacının kanuni çalışma saatleri dışında ve ayrıca bayram ve tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı, çalışılmış olması hâlinde işverence karşılığının ödenip ödenmediği ve iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2. 854 sayılı Kanun'un "Önelsiz fesih ve infisah" kenar başlıklı 14 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Madde 14 – Süresi belirli olan veya olmıyan yahut da sefer üzerine yapılan hizmet akti:
...
II - Gemiadamı tarafından:
a) Ücretin kanun hükümleri veya hizmet akti gereğince ödenmemesi,
b) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı, kanuna, hizmet akitlerine veya sair iş şartlarına aykırı hareket etmesi,
c) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak ve adaba aykırı hareket etmesi,
III - İşveren, işveren vekili veya gemiadamı tarafından:
a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması,
b) Gemiadamının herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide çalışmasına engel bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi,
Hallerinde feshedilebilir.
..."
3- 854 sayılı Kanun'un "İş süresi" kenar başlıklı 26 ncı maddesi söyledir:
" Genel bakımdan iş süresi, günde sekiz ve haftada kırksekiz saattir. Bu süre haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek suretiyle uygulanır.
İş süresi, gemiadamının işbaşında çalıştığı veya vardiya tuttuğu süredir.
İşveren veya işveren vekili, gemiadamının vardiyalarını yemek ve dinlenme zamanlarını bir çizelge ile belirtmek ve bu çizelgeyi gemiadamlarının görebilecekleri bir yere asmak zorundadır."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.