7. Hukuk Dairesi 2015/4547 E. , 2015/8743 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Tazminat
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili ....."nde işçi olarak çalışmaktayken 26/05/2011 tarihinde ......."ne ve Sosyal Güvenlik Kurumuna emekli olmak için dilekçe verdiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunca emeklilik dilekçesine 08/06/2011 tarihli cevabi yazı ile 01/10/1981 tarihinde ilk işe girişinin verildiğini, ancak kurum arşivinden yapılan incelemede işveren dönem bordrosuna rastlanılmadığından müdürlükçe yapılacak bir işlem bulunmadığını, yargı yoluyla tespiti halinde gerekli işlemlerin yapılacağının bildirildiğini, bunun üzerine İş Mahkemesi Hakimliği"nin 2011/496 Esas, 2012/244 Karar sayılı dava dosyasıyla tespit davası açıldığını, İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonuncunda davacının sigortalı başlangıç tarihinin 01/10/1981 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinin tespitine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay tarafından onanıp kesinleştiğini, kesinleşen bu yargı kararı üzerine ..."ne başvuran davacının 6107 sayılı .... Hakkında Kanunun geçici 4. maddesinin 7.fıkrası uyarınca emeklilik ikramiyesinin % 30 fazlasının tarafına ödenmesini talep ettiğini, davacının talebine rağmen 6107 sayılı ... Hakkında Kanunun geçici 4. maddesinin 7.fıkrası gereğince ödenmesi gereken emeklilik ikramiyesinin % 30 fazlasının müvekkiline ödenmediğini belirterek 6107 sayılı ... Hakkında Kanunun geçici 4.maddesinin 7.fıkrası uyarınca % 30 fazlasıyla ödenmesi gereken emekli ikramiyesinden, davacıya eksik ödenen 22.500,00 TL alacağın, hak ediş tarihi itibariyle işleyecek en yüksek faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacının 26/05/2011 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna emeklilik başvurusunda bulunmadığından, bu tarih itibariyle kıdem tazminatına hak kazanamadığını, davacının hizmet tespiti davası açarak mahkemece verilen ilamla emeklilik için gerekli prim/gün sayısına hak kazanmış olması da, 26/05/2011 tarihinde veya 6107 sayılı Kanunun geçici 4.maddesi 7.fıkrası gereğince müvekkili bankanın İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği 29/04/2011 tarihinden itibaren 2 aylık süre içerisinde herhangi bir tarihte Sosyal Güvenlik Kurumu"na yazılı müracaatının bulunmuş sayılması için yeterli olmadığını, 1475 Sayılı Kanunun 14.maddesindeki kanuni zorunluluk olan şekil şartının yerine getirilmemesi sonucu, geçmişe dönük olarak kıdem tazminatının % 30 fazlasıyla ödenmesi yönündeki talebinin reddedildiğini, davacıya kıdem tazminatı olarak çalıştığı süre karşılığı olan 75.616,56 TL net ödemenin yapıldığını, emeklilik ile ilgili düzenlemelerin hepsinde yazılı istekte bulunmanın en önemli koşul olduğunu, müvekkili bankaca yasal süresi içinde başvuru koşulunu yerine getirmeyen davacının talebinin kabulünün mümkün görülmediğini belirterek haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 6107 sayılı Yasanın geçici 4. maddesinde emeklilik ikramiyesinin % 30 fazlasıyla ödenme koşulu olarak “emekli aylığına hak kazanmış olma” ve “yönetmeliğin yayımlanmasından itibaren iki ay içinde başvuruda bulunma” koşullarının yer aldığı, davacının süresi içinde başvuru yaptığı, başvuru tarihi itibariyle emeklilik aylığına hak kazandığı ancak davacı dışında SGK ve dönem işvereninin yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklanan nedenlerle emekli olamadığı ve davalıya yapmış olduğu başvuruyu geri çektiği, sigortalılık başlangıcının yargı yoluyla tespiti sonrasında davacının 26.05.2011 tarihi itibariyle emeklilik aylığına hak kazandığının kesinlik kazandığı görüldüğünden, davacının %30 fark kıdem tazminatı alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının 6107 sayılı ..... Hakkında Kanunun geçici 4. maddesi 7. fıkrası uyarınca emeklilik ikramiyesinin % 30 fazlasına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 12.06.2012 gün, 2012/10893 Esas, 2012/11048 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen İş Mahkemesi’nin 2011/496 Esas, 2012/244 Karar sayılı ilamında davacının sigortalılık başlangıcının 01.10.1981 olarak belirlendiği, davacı tarafından sunulan SGK’nın 08.11.2012 tarihli yazısında “506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin B bendine göre emekliliğe hak kazanma şartlarından 26.05.2011 tarihi itibariyle mahkeme kararına göre tespit ettirilen ilk giriş ve günle yaş ve yıl ve gün şartlarını doldurmasına rağmen, 26.05.2001 tarihi itibariyle tahsis talep ve beyan taahhüt belgesinin verilmemiş ve sigortalının işten çıkışının yapılmadığı tetkik edilmiş olduğundan yaşlılık aylığı bağlama işlemi yapılamamıştır” denildiği, davacının 17.08.2012 tarihli fark emeklilik ikramiyesi talebi dilekçesine, davalının verdiği cevapta, 16.10.2012 tarih 2378 sayılı yazısında davacının 26.05.2011 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazanıp kazanmadığı hususunun SGK’dan alınacak yazıyla belgelenmesi halinde talebinin değerlendirileceğinin belirtildiği, SGK’nın 08.06.2011 tarihli yazısında davacının 01.10.1981 ilk girişinin verildiği ancak dönem bordrosunun bulunmadığı yönündeki yazısının sunulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gönderilen tahsis dosyasında; davacının hizmet döküm cetvelinde 28.09.1989 - 13.08.2012 tarihleri arasında davalı işyerinden sigorta bildirimlerinin yapıldığı, 13.08.2012 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, emeklilik başvurusunun kabul edildiği, hizmet döküm cetvelinde 25.02.2001-16.04.2012 tarihleri arasında 20415 işyeri no.lu davalı işyeri tarafından prim ödemelerinin yapıldığı, gelir bağlama kararının sunulduğu görülmektedir.
Yine dosyaya sunulan kıdem tazminatı bordrosunda davacının çıplak ücretinin 70,51.-TL brüt, giydirilmiş brüt ücretinin 114,06.-TL brüt olduğu, tazminata esas ücretin 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca 30 günlük tutarının 4.562,40.-TL olduğu, fesih tarihinde kıdem tazminatı tavan tutarının 3.033,98.-TL olduğu bu nedenle tavan tutar üzerinden 76.118,95.-TL brüt kıdem tazminatı ödemesinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait özlük dosyasından davacının davalıya ait işyerinde şoför olarak çalıştığı, ... Sendikası üyesi olduğunu anlaşılmaktadır.
6107 sayılı ... Hakkında Kanunun geçici 4. maddesinin 7. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Bankada görev yapmakta olanlardan emekli aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlara, bu Kanunun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen yönetmeliğin yayımlanmasından itibaren iki ay içinde emeklilik başvurusunda bulunmaları halinde, emeklilik ikramiyeleri yüzde otuz fazlasıyla ödenir. Ancak, bu kapsamda emekli olan personel, emekli oldukları tarihten itibaren üç yıl içinde Bankada yeniden istihdam edilemez.” denildiği, İller Bankası Anonim Şirketi İnsan Kaynakları Yönetmeliği’nin 29.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiği tespit edilmiştir.
Davacının 14.05.2011 tarihinde davalıya emeklilik için başvuru yaptığı, 16.05.2011 tarihi itibariyle emeklilik talebinin değerlendirilmesi için yeniden dilekçe verdiği, işe başlama tarihinde sorun olduğunu öğrenmesi üzerine 18.05.2011 tarihli dilekçesinde emekli olmak için verdiği dilekçenin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. 6107 sayılı Yasanın geçici 4. maddesinde emekli ikramiyesinin % 30 fazlasıyla ödeneceğinin belirtildiği, davalı tarafından işçilere de ilave ücret ödemesinin yapıldığı belirtilmiştir. Davalı tarafından davacıya kıdem tazminatı tavan tutarı üzerinden ödeme yapıldığı, tazminatın % 30 fazlasının ödenmesine ilişkin düzenlemenin ise davalının statü değişikliği nedeniyle çalışanları emekliliğe teşvik için ek ödeme niteliğinde olduğu, 1475 sayılı İş Kanununun 14/6. maddesinde öngörülen kuralın kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda davacının ilk bildirimin yapıldığı 01.10.1981 tarihinde dönem bordrosunun verilmemiş olması nedeniyle sigorta başlangıcı olarak belirtilen tarih kabul edilmemiş, ancak dava yoluyla yapılan tespit ile belirtilen tarih davacının sigorta başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Sigorta başlangıcının Kurumca kabul edilmemesi davacının kusurundan kaynaklanmamaktadır. Davalı işveren davacı fiilen o tarihte çalıştığı halde dönem bordrosu vermeyerek kusurlu işlemiyle 1 günlük çalışma süresiyle ilgili ihtilafa neden olmuştur. Dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu da kendisine işe giriş bildirgesi verildiği dönem bordrosu verilmediği ve kontrol görevi olduğu halde bu görevini yerine getirmeyerek davacının kıdem tazminatının eksik ödenmesine sebep olduğundan ayrıca sorumludur.
Davacı tarafından davalıya süresi içinde emeklilik başvurusunda bulunulduğu ancak daha sonra emeklilik nedeniyle ayrılma talebinden vazgeçildiği, hizmet başlangıç tarihi tespiti davasından sonra davacının 26.05.2011 tarihi itibariyle emekli aylığı bağlanmasına hak kazandığının Kurum tarafından bildirildiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının 26.5.2011 tarihinde davalı işveren ile dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun kusurlarıyla sebep verdiği olay nedeniyle uğradığı zararı daha açık bir anlatımla 26.5.2011 tarihinde emekli olması halinde alabileceği %30 zamlı kıdem tazminatını ancak haksız fiilden kaynaklanan tazminat olarak isteyebileceği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş davacının ilk defa emeklilik müracaatı üzerine emekli olması halinde alabileceği o dönemin ücretiyle kıdem tazminatı miktarını hesaplayarak bunun %30’luk kısmıyla davalı işvereni sorumlu tutmaktır.
Kabule göre de dava konusu alacak haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağı niteliğinde olduğundan ilk emeklilik başvuru tarihi olan 14.5.2011"de emeklilik başvurusunun kabulü halinde emeklilik aylığının bağlanması gereken tarih belirlenerek bu tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece emeklilik başvurusunun kabul edildiği 13.08.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması hatalı ise de kararı davacı temyiz ettiğinden bozma nedeni yapılmamış , hataya değinilmekle yetinmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.