Esas No: 2013/1630
Karar No: 2013/1843
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1630 Esas 2013/1843 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1630 E. , 2013/1843 K.- 2247 SAYILI YASA’NIN 10. MADDESINDE ÖNGÖRÜLEN YÖNTEME UYGUN BULUNMAYAN BAŞVURUNUN AYNI YASA’NIN 27. MADDESI UYARINCA REDDİ GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 27
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacılar : 1- N.G., 2- R.B., 3- F.G., 4-H.G., 5- H.G., 6- N.K., 7- A.K., 8- M.A.T., 9- M.T., 10-N.T., 11-G.A., 12-S.G., 13-N.Ç., 14-M.B., 15-A.V., 16-B.V., 17-M.Ö., 18- H.Ö., 19-M.Ö., 20-R.B., 21-M.G., 22-Z.G., 23-Y.G., 24-M.G., 25-S.G., 26-S.G., 27-S.İ., 28-S.A., 29-M.G., 30-A.G., 31-Ş.A., 32 S.G., 33-A.Ö., 34-R.B., 35- K.B. Vekili : Av. B.E.Ö.O. Birleşen Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: 2012/176 sayılı dosyası nedeniyle: Davacı : A.T. Vekili : Av. B.E.Ö.O. Davalılar : 1- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili : Av. Ö.Y. 2- Sincan Belediye Başkanlığı Vekili : Av. Ö.D. O L A Y : Davacı N.G. ve arkadaşları vekili, 4.10.2012 günlü dava dilekçesinde, Ankara İli, Sincan İlçesi, Yenikent Beldesi İmar 1666 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında Pazar yeri olarak ve 1575 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın ise imar planında oyun yeri olarak ayrıldığını; müvekkillerin bu taşınmazların hissedar olarak malikleri olduğunu; taşınmazlara kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00- TL tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E: 2012/5 sayılı dosyasında dava açmıştır. Davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili 6.2.2012 günü mahkeme kayıtlarına giren dilekçesi ile, HMK 116. maddesi uyarınca ilk itirazlardan Yetki, Tahkim ve İş Bölümü itirazında bulunmuş, davanın reddini talep etmiştir. Davalı Sincan Belediye Başkanlığı vekili ise süresi içerisinde verdiği 22.2.2012 günlü dilekçesi ile, davanın görüm ve çözüm yerinin İdare Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur. SİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 10.4.2012 gün ve E: 2012/5 sayı ile, HMK 2. maddesi gereğince mal varlığına ilişkin, tazminat talepli davada davalılardan Sincan Belediye Başkanlığı’nın görev itirazında bulunduğu, ancak tüm dosya kapsamından mahkemelerinin görevli olduğu yolunda karar vermiştir. Davacı A.T. vekili ise; 8.10.2012 günlü dava dilekçesi ile, yine aynı taşınmazlara ilişkin olarak yine fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 29,695,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/176 sayılı dosyasında dava açmış, dosyanın Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: 2012/5 sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir. Sincan Belediye Başkanlığı vekili, 17.10.2012 tarihli, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili de 18.10.2012 tarihli süresi içerisinde verdikleri dilekçede davanın görüm ve çözüm yerinin İdare Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur. SİNCAN 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.12.2012 gün ve E: 2012/176 sayı ile, mahkemelerinin yetkili olduğu, yetki itirazının mevcut olmadığı, ön inceleme aşamasının tamamlandığı anlaşılmakta HMK 143. ve devamı maddeleri gereğince tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde (13.12.2012 günlü) verdiği dilekçede mahkemelerinin E: 2012/176 sayılı dosyasında kayıtlı davada ilk celsede ileri sürülen görev itirazlarının 11.12.2012 günlü duruşmada zımnen reddedildiğini ileri sürmüş, dosyanın Danıştay Başsavcılığına gönderilmesini talep etmiştir. Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi: 17.12.2012 gün ve E:2012/176, K: 2012/140 sayı ile, (1. celsede) açılan davanın Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/5 esas sırasında kayıtlı dava dosyası ile HMK’nun 166/1 maddesi gereğince birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılarak yargılamanın Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/5 esas sırasında kayıtlı dava dosyası üzerinde yürütülmesine karar vermiştir. Sincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi: 20.12.2012 gün ve E: 2012/5 sayı ile, Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/176 esas sayılı dosyasının işbu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğinin görüldüğü, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin, Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/176 esas sayılı dosyasına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yönünde 13.12.2012 tarihinde dilekçe verdiklerini, ilgili mahkemece görev yönünden yaptıkları itirazlarının reddedildiğini, yasal gereğinin yapılmasının istenildiğini tutanağa başladıktan sonra, davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin Danıştay Başsavcılığına göndermek için birleşen dava dosyasındaki olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yönündeki talebi hakkındaki 13.12.2012 günlü dilekçesi ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 12-13. maddeleri gereğince yasal tebligatların yapılmasına karar vermiş, dosya örnekleri Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince, Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2012 gün ve E: 2012/176 sayılı dosyasında olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle yapılan başvuru kabul edilerek, davanın, mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı, dava dilekçesinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın maliki yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku olmadığı, ancak; bu sonuç ya sonuçların genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planından kaynaklandığı, bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulamalarından; başka bir anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarenin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı, idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini talepleri ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 12 ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmeleri, anılan Yasa hükümlerinin gereği olduğu, bu bakımdan hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi idari yargının görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, hukuki elatma olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı, dolayısıyla 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde yer alan idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, nitekim, 11.6.2013 günlü, 28674 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6487 sayılı Kanun’un 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6’ncı maddesinde değişiklik yapan 21’inci maddesinde “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulanmasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir.” Hükmüne yer verilmek suretiyle “hukuki el atma” olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat davalarının görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğunun öngörüldüğü, bu nedenle 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN’ın 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği, Danıştay Başsavcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinin birinci fıkrasında, “Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanun sözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.” denilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Yetkili Başsavcı veya Başkanun sözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şarttır.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan Yasa maddesine göre, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılabilmesi için, görev itirazının hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda yapılmış olması ve mahkemece davada görevli olduğuna karar verilmiş bulunması gerekeceği açıktır. Olayda Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2012/176 sayılı dosyasında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazı mahkemenin ilk celsesinden önce yapılmış olmakla 10. maddenin ikinci fıkrasının öngördüğü koşullardan biri gerçekleşmiş ise de, Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesince görev itirazının reddedildiği ya da davada görevli bulunduğu yolunda herhangi bir karar verilmemiş olduğundan olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için aranan diğer koşul gerçekleşmemiştir. Nitekim, Sincan 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.12.2012 günlü ilk celsesinde verilen kararda görev itirazının reddine ya da mahkemelerinin görevli olduğu yönünde bir ibareye değinilmediğine göre ve Yasada bir süre öngörülmemiş bulunması karşısında davalı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin başvuru dilekçesinde öne sürdüğü “mahkemece görev itirazının 11.12.2012 tarihli duruşmada zımnen reddedildiği” yolundaki iddianın kabulüne olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun bulunmayan başvurunun, aynı Yasa’nın 27. maddesinde yer alan “Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder.” kuralı uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun bulunmayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 30.12.2013 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.