Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3943
Karar No: 2020/4832
Karar Tarihi: 07.10.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3943 Esas 2020/4832 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3943 E.  ,  2020/4832 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil davası sonunda ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili ile tereke temsilcisi tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve tereke temsilcisi tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babaları ... ’ın adına kayıtlı 991 parsel sayılı taşınmazını 15/03/1996 tarihinde satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini, davalının o tarihlerde henüz 20 yaşında olduğunu ve bu taşınmazı alacak gelirinin bulunmadığını, yapılan muvazaalı işlem nedeniyle mirastan mahrum kaldıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... ’ın tüm mirasçıları adlarına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, murisin savurgan biri olup, kumar borçları ve diğer borçlarının olduğunu, kendisinin ise o tarihlerde düğün ve toplantılarda müzik aleti çalarak ve şarkıcılık yaparak oldukça iyi bir gelir elde ettiğini, murisin borçları nedeniyle taşınmazı satma ihtiyacı olduğunu, satışın gerçekleştiği 1996 yılında dava konusu taşınmazın imar planı ve belediye alanı dışında değersiz bir mülk iken, dava tarihinde değerlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 29.05.2018 tarihli ilamı ile, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekili ile tereke temsilcisinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1937 doğumlu mirasbırakan... ’ın 02.07.1998 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ve davalı oğlu ... ile dava dışı çocukları ... , ... , ... ve ... ’ün kaldıkları, murisin adına kayıtlı 991 parsel sayılı taşınmazdaki 1840/2140 payını 15.3.1996 tarihli satış işlemi ile davalı oğluna temlik ettiği, davacının yapılan satış işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı ve tüm mirasçılar adına payları oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu, bu nedenle ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/10 tereke -2017/1 K sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde muris Yaşar Türkkan’ın terekesine ...’ın temsilci olarak atandığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda; mirasbırakan ... ’ın terekesine ... tereke temsilcisi olarak atanmış olmakla davayı açan mirasçıların davayı takip yetkisi kalmadığından davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine.Tereke temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; dosya içeriği ve toplanan deliller itibariyle, davalının temlik tarihinde 20 yaşında olduğu, askerden yeni döndüğü, düzenli bir gelirinin bulunmadığı ve çekişme konusu taşınmazı alacak gücünün olmadığı, murisin de malvarlığının tamamını devrettiği hususları göz önüne alındığında ve hayatın olağan akışı ile dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınması gerektiği ve davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gererkirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Tereke temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi