Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/49
Karar No: 2018/3845
Karar Tarihi: 17.05.2018

Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/49 Esas 2018/3845 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2016/49 E.  ,  2018/3845 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu da usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda olacaktır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için; olaya ışık tutabilecek nitelikte tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp, elde edilen tüm delillerin, akla, mantığa, bilimsel verilere, fiziksel kurallara, herkesçe bilinen somut duruma, gündelik hayatta elde edilen karine niteliğindeki bilgilere uygun olup olmadığı belirlenerek, bu konuda varsa yanılgılar sonlandırılıp, birini diğerine üstün kılan anlatım ve/veya deliller açıklanıp, hukuki sonucun temyiz merciince denetlenebilir bir gerekçe ile yazılması gerekir.
    Öte yandan, yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Birebir olayın muhattabı olan mağdurun beyanı tutarlı ve istikrarlı ise önde ve üstün niteliktedir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunun düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak da deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır.
    Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirleyebilmek ancak kanıtların yorumu ile olanaklıdır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için, önce sözkonusu eylemin işlenip işlenmediğinin belirlenmesi gerekir. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
    Hakimi maddi gerçeğe ulaştıracak araçlar, delillerdir.
    Deliller: Şahsi açıklamalar, tanık beyanları, sanık ve tanıklardan başka kişilerin açıklamaları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve/veya ses kayıt eden açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak deliller eşdeğerdedir. Her olayda lehe ve aleyhe deliller vardır. Deliller; gerçekçi, akılcı, olayı yansıtan ve kanıtlamaya yararlı, hukuka uygun elde edildiklerinde değerlidirler.
    Bu nitelikteki deliller serbestçe değerlendirildikten sonra, vicdani kanı oluşturacaktır. Vicdani kanı oluşturulurken, toplanan kanıtlardan herhangi birine itibar etme zorunluluğu yoktur.
    İlk derece mahkemesi, tek ve asli görevi olan gerçeği ortaya çıkarmak için, sanığın lehine ve aleyhine tüm kanıtları dava sonuçlanıncaya kadar toplar, tek tek ve/veya bir bütün halinde değerlendirip birbirini tamamlayan parçaları ele alıp, mantıksal bir yol izleyerek vicdani kanaate (hükme konu) sonuca ulaşır.
    Varsayıma dayalı ve/veya kuşku duyularak hüküm kurulamaz. Geçerliliği tartışılır ve/veya kanıtlanmamış beyanlar varsa, ortada karanlık kalmış bir nokta olduğu söylenebilir. Kanıtlar mutlaka sanığın suç işlediğini kesin olarak kanıtlayan bir noktaya ulaşmalıdır. Ulaşamıyorsa bu durum sanık aleyhine yorumlanmamalıdır. Ceza yargılamasının en büyük ilkesi olan ""in dubia pro reo"" kuşkudan sanık yararlanır kuralına göre değerlendirme yapılacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelirsek;
    Yakınan ... ...) kollukta alınan ifadesinde; 17/01/2013 günü saat 10:00 sularında elinde ... marka cep telefonu ile konuşarak yürüdüğü sırada iki kişinin yaklaştığını 18-20 yaşlarında 160-165 cm boylarında 55-60 kg aralığında beyaz tenli sakalsız bıyıksız bir şahsın vurup zorla ...nolu hat takılı olan telefonunu alıp yanındaki 20-25 yaşlarında 160-165 cm boylarında 55-60 kg aralığında beyaz tenli kirli sakallı kişi ile ...Köprüsü sokak istikametine kaçtığını beyan edip;
    Müştekinin 14/01/2014 tarihli talimat ile alınan mahkeme beyanında ise; benzer beyan ile karakolda çocuğu teşhis ettiğini, olaydan uzun zaman geçtiğini, şikayetçi olmadığına yönelik açıklamada bulunmuştur.
    Mağdurun görse tanıyabileceğini beyan etmesi üzerine verdiği eşgal bilgileri doğrultusunda Pol-Net ortamındaki suçlular albümünden gösterilen fotoğraflardan herhangi bir teşhiste bulunamadığı,
    Suç mahaline ait herhengi bir kamera kaydının elde edilemediği,
    19/01/2013 günlü olay yakalama savcı görüşme yüzyüze teşhis ve teslim tutanağına göre; Müşteki ... (...)"nin vermiş olduğu eşgal bilgilerine yönelik polisin yaptığı çalışmalar sonucu bu eşgal bilgilerine uyan bir çok suçtan kaydı olan sanık ..."in yakalandığı GBT sorgusunda bir çok suç kaydı olduğu ancak aranan şahıslardan olmadığı gibi üst aramasında herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı Cumhuriyet Savcısının talimatı ile Müşteki ... (...) tarafından, sanık ..."in bire bir gösterildiğinde kesin ve net olarak teşhis edildiği,
    Sanık ... aşamalarda alınan ve özde değişmeyen ifadelerinde; polislerin kendisini evden aldıklarını suçlamayı ve yüzleşmeyi kabul etmediğini, şikayetçinin yanılmış olabileceğini ileri sürüp,
    Sanık ... Müdafii ise; usulüne uygun bir teşhis yapılmadığını ve mağdurun telefonununda ele geçmediğini ileri sürmüştür.
    Sanık ... yakalandığında ... nolu hat ile cep telefonu kullandığını açıklamıştır.
    Tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada, Sanık ... ile mağdur ... (...)"nin hiç bir duruşmada bir arada bulundurulmadıkları anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca;
    Savunma gereğince öncelikle;
    1) Mağdur ... (...) ve sanık ..."in aynı duruşmada hazır bulundurulup, bir kezde mahkeme huzurunda usulen yüzleştirme işlemi yapılıp, mağdurun olay sonrası vermiş olduğu eşgal bilgileri ile sanığın örtüşüp örtüşmediği de mahkemece izlenip, denetime olanak verecek şekilde duruşma tutanaklarına yansıtılıp,
    2) Mağdur ... ...)"dan olay günü zorla alınan cep telefonunda takılı ... nolu hattan hareket ile suça konu telefonun İMEİ numarası saptanıp, aynı hat ve/veya başka bir hat ile suça konu cep telefonunun kullanılıp, kullanılmadığı; kullanıldı ise, sanık ile bağıtının HTS kayıtlarından araştırılıp,
    3) Sanık ... tarafından kullanılan... nolu hat takılı telefonun olay günü ve saatinde hangi baz istasyonundan sinyal verdiğide saptanıp,
    4) Suçun diğer faili ile ilgi yürütülen 2014/70663 soruşturma evrakı akıbetide belirlendikten sonra, sonucuna göre tüm delillerin birlikte ele alınarak sanığın hukuki durumunun takdiri gerektiği düşünülmeden, eksik incelemeyle yetinilerek yargılamaya devamla, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi