7. Hukuk Dairesi 2015/4738 E. , 2015/8729 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde ATM ve Şube Sistemleri Teknisyeni olarak 01/06/2003-31/08/2012 tarihleri arasında çalıştığını belirterek fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Yasanın 132 inci maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 inci maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.
Somut olayda davalı , davacının tüm haklarını aldığına dair ibraname sunmuştur. 31.08.2012 tarihli ibraname başlıklı belgede de davacının çalışma dönemi içindeki fazla çalışma ve genel tatil ücretlerini aldığını, hiç hak ve alacağı kalmadığını, şirketi ibra ettiğini beyan ettiği. 31.08.2012 tarihli ikale sözleşmesinde de davacının iş akdinin 31.08.2012 tarihinde ikale yolu ile sona erdirildiği, işverenin işçinin hizmetlerine karşılık çalışanı mağdur etmemek için 7.200.00-TL"yi maaş hesabına ödeyeceği, iş sözleşmesi ikale ile sona erdiğinden davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı ve işe iade davası açma hakkı doğmadığını kabul ettiği, şirket aleyhine dava açılması halinde anlaşma bedeli olarak ödenen tutar ile son brüt ücretin 8 katı tutarında cezai şart ödeyeceği, davacının ücret ve ekleri, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil • ücretleri, yıllık ücretli izin alacakları yönünden işvereni ibra ettiğinin belirtildiği, yine 31.08.2012 tarihli Sulh ve İbra Sözleşmesine göre de; davacıya 2.250,00-TL ücret, 750,00-TL ikramiye, 2.887,50-TL izin ücreti, 28.064,32-TL kıdem tazminatı, 7.200,00-TL diğer ödeme olmak üzere toplam brüt 42.163,46-TL, net 37.444.38-TL ödeme yapıldığı, davacının çalıştığı süreye ilişkin tüm ücretlerini, hafta tatili ve genel tatil günlerinde kanunen ödenmesi gereken ücretleri, yapmış olduğu fazla mesai karşılığı ücretleri ile bunlara ait eklerinin tamamını aldığı, çalıştığı halde ücretini almadığı hiçbir ücret ve alacağı olmadığı, tarafların birbiri hakkında haksız isnatlarda bulunmayacaklarını kabul ettikleri, doğmuş ve doğabilecek hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyanla bilumum dava ve talep haklarından feragat ettiklerini beyan ettikleri, davacının işverenden kanun ve hizmet akdinden doğan hiçbir şekil ve nam altında herhangi bir alacağı kalmadığını, maddi ve manevi herhangi bir hak talebinde bulunmayacağını beyan ve ibra ettiği görülmektedir.
Mahkemece iş akdinin 31.08.2012 tarihinde sona erdiği, ibranamenin de aynı tarihte imzalandığı görülmekle iş akdinin sona erdiği tarihten itibaren 1 ay geçmeden imzalanmış ibra sözleşmesine itibar edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ibraname dikkate alınmamıştır. Banka kanalı ile ödeme yapılması ispat vasıtası olup ödemenin banka kanalıyla yapılmamış olması yanlız başına ibranamenin makbuz niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak davacının ibranamede yazılı miktarların ödenmediği şekilde bir itirazı bulunmadığından yukarıda izah edilen ilkeler doğrultusunda söz konusu sulh ve ibraname makbuz hükmünde değerlendirilerek diğer alacaklar karşılığı olarak yapılan 7.200,00 TL ödemenin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarından mahsup edilmesi gerekirken yazılı şekilde ibraname ile ödenen miktar dikkate alınmadan karar verilmiş olması bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.