Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/3318 Esas 2013/3531 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3318
Karar No: 2013/3531

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/3318 Esas 2013/3531 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/3318 E.  ,  2013/3531 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi


    Dava, Emekli Sandığından aylık alan sigortalının ölümünden sonra yersiz olarak ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalıların murisine Emekli Sandığı tarafından aylık bağlanmış olup, sigortalının ölümünden sonra çekilen aylıklarının tahsili için açılan eldeki dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasıdır.
    İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 106"ncı maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70"inci maddesinde, bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği 5510 sayılı Kanun"un 101"inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun"un geçici 4"üncü maddesinde ise; "Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ila 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir. Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkae alınar." hükmü öngörülmüştür.
    Yukarıda açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre; 5434 sayılı Kanun hükümlerince bağlanan davaya konu aylığı kesilmesi ve yersiz ödemeye dayalı olarak istirdatına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun"un uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda sözü edilen 101"inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.
    Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesine göre kimler aleyhine idari yargıda dava açılabileceği açıklanmış olup, gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında idari yargı yerinde dava açılamayacağı ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, işin esasına girilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.