Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6291
Karar No: 2022/7226
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6291 Esas 2022/7226 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6291 E.  ,  2022/7226 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 16.05.2013-19.02.2018 tarihleri arasında kesintisiz olarak asgari ücret karşılığı çalıştığını, emekli olmasına iki ay kadar bir süre kaldığını, ancak emekli olarak ayrılması hâlinde tazminat ödememek zorunluluğu bulunan davalı işverenin bu yükümlülükten kaçınmak adına iş sözleşmesini haklı ve geçerli neden olmadan feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yapılan tazminat ve alacakların zamanaşımına uğradığı, davacının iş sözleşmesinin işini gereği gibi yapmaması; aracın otomatik basamağını açık bırakarak trafikte seyretmesi ve basamağın darbe alarak zarara neden olması sebepleriyle ile haklı nedenle feshedildiği, işyerinde kanuni çalışma saatleri uygulandığını ve davacının da haftalık 45 saati geçen çalışmasının bulunmadığı gibi dava dilekçesine konu edildiği şekliyle ödenmeyen ücret alacağının da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmadan feshedildiği, davacının kullandığı araca zarar verdiği iddiasının yöntemince ispatlanamadığı, yıllık izin ücreti yönünden dava şartı sağlanmadığı gibi izin ücreti alacağının da bulunmadığı, fazla çalışma ve ücret alacağı taleplerinin de ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davalı vekili istinaf sebeplerinde özetle; Davacının servis işini yaptıktan sonra yine işverenin emir ve talimatını beklediği, servisin gözetimi ile bakım ve güvenliğinin davacıya ait olduğunu, işverenin fatura evrak getirip götürme işlerinin de davacıda olduğunu, İş Kanunu 66/c maddesi gereğince bu sürelerinde çalışma süresinden sayılması gerektiğini, farazi çalışma sürelerinin de fiili çalışma süresinden sayıldığından farazi ve fiili çalışma süreleri toplanarak değerlendirilecek süreye göre çalışma süresinin belirlenmesi gerektiğini, tanık anlatımlarına göre davacının haftanın 3 günü 13-14 saat çalışarak günde 6-7 saat fazla çalışma yaptığının ispatlanmasına rağmen fazla çalışma ücretinin reddedilmesinin hatalı olduğu, ayrıca tanıkların bankaya yatan ücretleri içerisinden her ay 100,00 TL'yi elden işverene iade ettiklerini belirttiklerini, ihtarnamede davacının 5.700,00 TL ücret alacağı bulunduğunu beyan ettiğinden ücret alacağının kabulü gerektiğini, hükümde davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

    2.Davalı vekili istinaf sebeplerinde özetle; davalı Şirkete ait işyerinde engelli çocuk ve bireylerin eğitiminin yapıldığını, ancak davacının işlerini ağırdan aldığını, direndiği, başkasının yapmasını beklediğini, davacının işini özenli ve dikkatli ifa etmeyip işi gereği kendisine teslim edilen araçlara gerekli ihtimamı göstermediğini, kullandığı servis aracının davacıya sağlam olarak teslim edilmesine, bu konudaki tutanak imzalamasına rağmen gerekli dikkati göstermeyip aracın otomatik basamağını açık bırakarak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü ve basamağın darbe almasına ve Şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, bu nedenlerle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın tümü ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.



    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
    "...
    ...Araca ait basamağın davacının hatası ya da ihmali ile hasara uğradığı yöntemince ispatlanamadığı gibi tarafların kabulünde olduğu üzere feshe gerekçe yapılan bu olayın davacının emekliliğe hak kazanarak işten ayrılmayı düşündüğü dönemde ileri sürülmesi, fesih gerekçesi yapılan diğer olaylara ilişkin yöntemine uygun delil sunulmaması nedeni ile iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı neden olmadan feshedildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması, davalının takas-mahsup talebinin yerine getirilmemiş olması dosya kapsamına uygundur.
    Fazla çalışma ücreti alacağının ispatı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Cevap dilekçesinde işyerinde servis programlarının sekiz bölge olarak ayarlandığı, her bölgeye bir şoför ve hostes verildiği belirtilmiş olup davacının şoför olarak görev yaptığı araçta, hostes olarak çalışan davacı ve davalı tanıklarının beyanına göre haftada 45 saati geçen çalışmasının bulunmamaktadır. Diğer davacı tanığının şoför olarak farklı güzergahta çalışması, birbiri ile uyumlu olmayan davacı tanığı anlatımları karşısında aynı araçta görev alan tanıkların beyanlarına itibar edilmesi dosya içeriğine uygun görüldüğünden fazla çalışma ücretinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
    Öte yandan dava açılmadan önce, dava konusu kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ücret ve fazla çalışma ücreti yönünden arabulucuya gidildiği ve anlaşma sağlanamadığına dair arabulucu son tutanağının sunulduğu, anılan tutanakta arabulucu görüşmesine konu edilen tazminat ve alacakların sayıldığı ancak dava konusu yıllık izin ücreti alacağından bahsedilmediği görülmüştür.Bu sebeple yıllık izin ücretine yönelik arabulicu dava şartı sağlanmadığından davanın reddi yerindedir. Mahkemece yıllık izin ücreti alacağı yönünden bu yönde değerlendirme yapıldıktan sonra ayrıca işin esasına girilerek değerlendirme yapılması hatalı ise de hukuki sonuca etkili görülmemiştir.
    Ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı taraflar arasında tartışmalıdır.
    Davacı, asgari ücretle çalıştırıldığını, banka aracılığı ile ödeme yapıldıktan sonra ücretin bir kısmının elden geri alındığını ve bu şekilde asgari ücretin altında çalıştırıldığını iddia ederek eksik ödenen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı ise, davacının asgari ücretle çalıştığını, ücretin bir kısmının iade edildiği yönündeki iddianın doğru olmadığını savunmuştur.
    Davacı, 20.02.2018 tarihinde noter aracılığı ile davalıya gönderdiği ihtarnamede, işverenin her ay ücreti banka aracılığı ile ödedikten sonra, baskı uygulanması nedeni ile 100,00TL’yi elden geri aldığını ve çalıştığı süre boyunca toplam 5700,00TL ücretin bu şekilde eksik ödendiğini belirtmiştir.
    Davacı tanıkları bankaya asgari ücret kadar ödeme yapıldığını ancak işveren ile yaptıkları anlaşma doğrultusunda her ay belli bir miktarı işveren Mehmet Yıldırım’a geri verdiklerini belirtmiştir. Davalı tanıkları elden ücret ödemesi olmadığını beyan etmişlerdir. Banka aracılığı ile ödenen ücretlerin bir kısmının elden işverene iade edildiğinin, başka delillerle desteklenmeden, salt davacı tanığı anlatımları ile ispatı mümkün görülmediğinden ücret alacağı talebinin reddedilmesi de dosya içeriğine uygun görülmüştür..." gerekçeleriyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı olmak üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.


    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu belirterek, kararın temyizen incelenerek bozulmasını talep etmiştir.

    2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talebi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.


    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip edilmediği, davacının kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı, ücretin eksik ödenip ödenmediğine ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.


    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi