Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6269
Karar No: 2022/7224
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6269 Esas 2022/7224 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6269 E.  ,  2022/7224 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 14. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Siverek 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı dava vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın 18.01.2003 tarihinden itibaren davalı Siverek Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında sosyal yardım ve inceleme görevlisi unvanı ile kamu işçisi olarak çalışmaya başladığını ve halen çalışmasının devam ettiğini, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun'a (6772 sayılı Kanun) aykırı olarak davacıya ilave tediye alacağının ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen birikmiş ilave tediye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı Kurum cevap dilekçesi vermemiş, davalı vekili yargılama aşamasındaki yazılı ve sözlü beyanlarında davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Somut olayda, dava konusu talepler kanunun yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olup, söz konusu dönemde 7144 sayılı Kanun'un 7. maddesi yürürlükte olmadığı gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip, ayrı işyeri olan bağımsız işveren olduklarının belirlendiği tarafları bağlayıcı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bulunmaktadır. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 17/01/2019 tarih, 2018/16612 Esas, 2019/1341 Karar sayılı ilamı)

    Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davacının taleplerinin 25/05/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7144 sayılı Kanun'un 7. Maddesinde yapılan değişiklikten önceki döneme ilişkin olması ve emsal yargıtay kararları da göz önünde bulundurularak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Devlete bağlı kuruluş olduğu hususunun Mahkeme karar gerekçesine dayanak yapılan 09.06.2017 tarihli ve 2016/3 Esas, 2017/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığını, Anayasa Mahkemesince yapılan bir bireysel başvuruda verilen ihlal kararında " Yargıtay, işveren konumundaki SYDV Vakıflarının hukuki statüsünün belirlenmesi amacıyla içtihadı birleştirme yoluna gitmiş ancak anılan kararda vakıfların özel hukuka tabi tüzel kişi olduğu tespiti yapılmışsa da çalışan personel hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır." denilerek söz konusu kararda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığının teyit edildiğini, Mahkemece karar verilirken bu hususun dikkate alınmadığını, davanın 16.01.2016 tarihinde açıldığını, İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 2016/3 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararının tarihinin ise 09.06.2017 olduğunu, içtihadı birleştirme kararlarının geriye yürümeyeceğini bu sebeple İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmaması gerektiğini, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının baştan itibaren kamu işyeri olduklarını, bu yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun da kararının bulunduğunu, 16.05.2018 tarihli ve 7144 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 7 nci maddesi ile de bu durumun teyit ve tespit edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    25/05/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7144 sayılı Kanun'un 7. maddesinde, "Vakıflar, 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğünce imzalanacak işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi kapsamında işyerleridir.” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Kanunun 22. maddesinde kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve uyuşmazlığa konu 7. maddenin farklı bir tarihte yürürlüğü gireceğine dair ayrıksı bir hükme de yer verilmemiştir. Hukuki güvenlik ilkesi kural olarak yasaların geriye yürütülmemesini gerekli kılar. “Yasaların Geriye Yürümezliği İlkesi” uyarınca yasalar kural olarak yürürlük tarihlerinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olamaması hukukun genel ilkelerinden "‘Kazanılmış Hakların Korunması” ilkesinin gereğidir.
    Bu noktada, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karara bağlanan 09.06.2017 tarih 2016/3 esas ve 2017/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının incelenmesi gerekirse, söz konusu karar uyarınca "3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olup, ayrı işyeri olan bağımsız işveren oldukları, bu nedenle her vakıf için işyeri düzeyinde toplu iş sözleşmesi yetkisi verilebileceği; iş güvencesi hükümlerinden yararlanmanın ön koşullarından olan işçi sayısı tespit edilirken her vakıf yönünden sadece kendi işçi sayısının dikkate alınacağına" karar verilmiştir. İçtihadı birleştirme kararları Yargıtay Kanunu'nun 45. maddesine göre bağlayıcıdır.
    Somut olayda, dava konusu talepler Kanun'un yürürlük tarihinden önceki döneme ilişkin olup, söz konusu dönemde 7144 sayılı Kanun'un 7. maddesi yürürlükte olmadığı gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının özel hukuk tüzel kişiliğine sahip, ayrı işyeri olan bağımsız işveren olduklarının belirlendiği tarafları bağlayıcı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bulunmaktadır.
    Bu bakımdan ilk derece mahkemesince dava konusu ilave tediye alacağı isteminin reddine hükmedilmesi isabetli olup davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının dayandığı deliller ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi HMK 355. maddesi kapsamında kamu düzenine de aykırı bir husus bulunmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu..." gerekçesiyle davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin yanı sıra Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının konumu ve çalıştığı işyeri itibarıyla ilave tediye alacağına hak kazandığını, aksi yöndeki kararın hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışan davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanamayacağı konusundadır.

    2. İlgili Hukuk
    1. 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi şöyledir:
    "Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmiyen yerlerde çalışmakta olan ve İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır."

    2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.06.2017 tarihli 2016/3 Esas, 2017/4 Karar sayılı kararı.

    3.Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarihli ve 2019/8695 Esas, 2019/23264
    Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Siverek 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 30.05.2017 tarihli ve 2016/54 Esas, 2017/335 Karar sayılı kararı.


    4. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2019/2780 Karar sayılı; 17.02.2020 tarihli ve 2019/41 Esas, 2019/2781 Karar sayılı; 17.02.2020 tarihli ve 2019/42 Esas, 2019/2782 Karar sayılı kararları.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.


    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi