6. Hukuk Dairesi 2021/737 E. , 2021/376 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; 2001 yılı ve öncesinden gelen kimden alacaklı olduğu bilinmeyen 3.966,16 TL yem alacağı ve 3.624,36 TL sulama alacağının muhasebe kayıtlarında mevcut olduğu ve bu tutardaki kooperatif alacağını tahsil imkanının kalmadığını ve kooperatifin böylece zarara uğratıldığını ileri sürerek zararlarının 31/12/2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında sunulan raporlardan dava dilekçesinde belirtilen meblağın üzerinde kooperatif zararının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
1- Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK"nın 298/3. (HUMK"nın 388.) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK"nın 294/3. (HUMK"nın 389.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki uygulamada HMK"nın 294/4. (HUMK"nın 381/son ) fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekle gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde, HMK"nın 294/3. (HUMK"nın 389. ) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyeti ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK"nın 298/2"nci maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı öngörülmüştür. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HUMK"nın ve HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.
Somut olayda mahkemece, kısa kararda, 7.180,89 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararda 7.590,46 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne şeklinde kısa karar ile çelişkili hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, bir kısım davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentlerde açıklanan hükmün, re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bir kısım davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davalılara iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.