11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3305 Karar No: 2019/1887 Karar Tarihi: 25.02.2019
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3305 Esas 2019/1887 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olduğunu ancak kararın bazı yönlerinin hatalı olduğunu tespit etti. İlk olarak, suça konu olan sahte plakalarda herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmaması durumunda, plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için tescil kuruluşunun mührünün varlığının zorunlu olduğuna dikkat çekti. Bunun göz ardı edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğu belirtilerek, sanığın sadece suça konu trafik ve tescil belgelerine göre mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği kaydedildi. İkinci olarak, sanığın aynı suçla ilgili mükerrer cezalandırılmaması için, diğer resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davanın tespit edilerek incelenmesi gerektiği belirtildi. Son olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun maddeleri ve uygulamalar hakkında da bilgi verilerek, hüküm bozuldu. Bu kapsamda, kararda geçen kanun maddeleri şu şekildedir: TCK 204/1, TCK 43, TCK 230/5 ve /6 fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 27.05.2015 tarihli ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı, TCK 53.
11. Ceza Dairesi 2017/3305 E. , 2019/1887 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan duruşmaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak; 1-Suça konu, plakalar ile ilgili İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 06.01.2014 tarihli ekspertiz raporunda ve mahkemece 27.06.2014 tarihli celsede yapılan incelemede suça konu sahte plakalarda herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığının tespit edilmesi, suç tarihinde yürürlükte bulunan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre; tescil plakalarında, işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09.09.2011 gün ve 28049 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca tescil kuruluşunun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, bu şekilde suça konu plakanın resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşıldığı, bu itibarla yalnızca suça konu trafik ve tescil belgeleri esas alınarak sanık hakkında TCK’nin 204/1 maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Sanık hakkında UYAP kayıtlarına göre resmi belgede sahtecilik suçundan açılmış derdest davanın bulunduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer cezalandırılmaya sebebiyet verilmemesi bakımından, sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla açılan davaların tespitine çalışılması, Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/864 Esas sayılı dosyasının akıbeti araştırılarak aslı veya onaylı suretinin dosya arasına alınması, incelenerek sonucuna göre hukuki durumun değerlendirilmesi zorunluluğu, 3-Kabule göre de; a)5237 sayılı TCK"nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu belgelerin aynı anda ele geçtiğinin anlaşılması karşısında; somut olayda zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden TCK"nin 204/1. maddesine göre belirlenen temel cezanın TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca artırılarak fazla ceza tayini, b)Anayasa Mahkemesi"nin, 10.06.2015 gün ve 29382 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 27.05.2015 tarihli ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 230. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptallerine karar verilmiş olması karşısında; sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamın tekerrüre esas alınmaması gerekliliği, c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.