16. Hukuk Dairesi 2016/7044 E. , 2019/845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... mahallesi çalışma alanında bulunan 203 ada 24; 219 ada 9, 17, 20 ; 204 ada 17, 25; 267 ada 6; 268 ada 3; 106 ada 43; 107 ada 28; 118 ada 7, 8, 9; 167 ada 39; 109 ada 97 parsel sayılı sırasıyla 4.836.76, 2.149.48, 8.888.67, 315.01, 20.680.36, 13.118.23, 103.76, 459.93, 3.800.00, 4.232.23, 2.048.28, 2.266.31, 2.555.50, 2.938.14, 10.353,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 203/24, 219/17, 204/17, 268/3, 118/8, parseller ... adına, 219/9-20, 267/6, 118/7, parseller ... adına , 106/43,107/28, 167/39, 109/97 parseller ... adına, 118/9 parsel ... mirasçıları adına irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile 180 ada 14 ve 182 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davacılar vekili Av. ... 27.05.2010 tarihli celsede 155 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili davayı takip etmediklerini belirtmiş, beyanı imza ile tutanak altına alınmış oluğuna ve bu tarihten sonra 3 aylık yasal süre içerisinde usulünce davanın yenilenmesi talebinde bulunmadığına göre, 155 ada 7 parselle ilgili davanın 6100 sayılı HMK"nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3- Dava, tapu iptali ve tescile ilişkin olup, tapu kayıtlarının iptali istenilen çekişmeli 106 ada 43, 107 ada 28, 109 ada 97 ve 167 ada 39 parsel sayılı taşınmazlar, yargılama sırasında tapuda satış suretiyle üçüncü kişilere devredilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinde davacının; bu durumda devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edebileceği gibi, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürebileceği hususu düzenlenmiştir. Buna göre davada müdeabihin başkasına temlik edildiğini öğrenen mahkemenin, bu hali kendiliğinden gözeterek davacıdan seçimlik hakkını sorması ve davacının vereceği cevaba göre işlem yapması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; temyiz eden davacı tarafa HMK"nın 125. maddesindeki seçimlik haklarının hatırlatılması ve verilecek cevaba göre işlem yapılması gerekirken, bu yön göz ardı edilerek davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
4- Çekişmeli 203 ada 24, 219 ada 9, 17, 20, 204 ada 17, 25, 267 ada 6, 268 ada 3, 118 ada 7, 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise mahkemece davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davalı taraf, çekişmeli taşınmazların taksim edildiğini savunduğuna göre, taşınmazların öncesinin tarafların murisi ... ait iken 1955 yılında ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tarafların murisi ... ölümünden sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise çekişmeli taşınmazların kime isabet ettiği konusundadır. Bu durumda taksim olgusunu ispat yükü davalı tarafa ait olup, kanıtlanmadığı sürece elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçılardan biri tarafından sürdürülen zilyetliğin, kendi adına olmayıp miras şirketi adına olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan öncelikle, tarafların murisi Derviş Hüseyin"in terekesinin taksim edilip edilmediğinin araştırılması gerekli olduğu halde mahkemece, bu konuda yapılan araştırma hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşım belgelerle, bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceğine göre paylaşıma dayanan davalı taraftan bu hususa ilişkin delilleri sorulmalı ve varsa dayanakları kayıt ve belgeler de getirtilip dosya tamamlandıktan sonra, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve kadastro tutanağında imzası bulunan tüm tespit bilirkişileri hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşifte kök muris ... ’in ölüm günü itibariyle, terekesine dahil taşınır ve taşınmaz mallarının neler olduğu, ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemince yapılmış bir taksimin olup olmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, paylarına karşılık aldıkları taşınır ve taşınmaz mallarının akıbetlerinin ne olduğu, mirasçılar arasında ve üçüncü kişilere satılıp devredilen taşınmaz olup olmadığı, bu şekilde satış olmuşsa hangi taşınmazlar yönünden ve hangi pay oranları üzerinden olduğu, davalı tarafın kullanımında bulunan dava konusu taşınmazların taksimen kendi murislerine düşen yerler olup olmadığı, davalı tarafın taksimen ... diğer mirasçılarına bırakıldığını iddia ettiği taşınmazlara ait tutanak ve kayıtlar incelenerek, söz konusu taşınmazların ne şekilde iktisap edildikleri tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, varsa tarafların dayandıkları kayıt ve belgeler uygulanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanakları ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve paylaşımda eşitliğin kural olmadığı göz önünde tutulmalıdır. Kadastro tutanağının edinme sebebinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, hazır bulundurulacak tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 08.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.