Esas No: 2022/6478
Karar No: 2022/7340
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6478 Esas 2022/7340 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6478 E. , 2022/7340 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 5. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 35. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin (TEİAŞ) hizmet alımı sözleşmesi ile hizmet satın aldığı dava dışı yüklenici firmaların işçisi olarak davalıya ait işyerinde trafo merkezinde çalıştığını, davacının bu çalışmalarından doğan alacaklarından davalının asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davalı TEİAŞ'ın ihale makamı konumunda bulunduğunu, davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olmadığını, davacının çalışmalarından doğan tüm özlük haklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, sendika üyesi olan davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunda gerekli hesaplamaların doğru olarak yapıldığı gerekçesiyle toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklan alacak talebinde bulunduğunu ancak Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu iş sözleşmesi öncesinde kamu işveren sendikasının görevlendirilmediğini, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanun'u ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun ilgili maddelerine göre de davanın reddi gerektiğini, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark alacak talebini davalı TEİAŞ'a karşı ileri süremeyeceğini, davacı ile davalı TEİAŞ arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmadığını, ihale makamı konumunda bulunan davalının davacının işyerindeki çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının tüm özlük haklarından yüklenici firmanın sorumlu olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
...davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar hususunda daha önceki dönem açısından dava açmadığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda dosyadaki bilirkişi raporunda davacının işe giriş çıkış tarihlerinin, sendika üyelik tarihinin, davacının unvanının çalıştığı işyerinin işvereni olan alt işverenin, bu işverenin imzaladığı toplu iş sözleşmesinin, uygulanması gereken toplu iş sözleşmelerinin ve talep konusu alacaklara ilişkin toplu iş sözleşmesi hükümlerinin her davacı açısından ayrı ayrı denetlenebilir şekilde belirlendiği tespit edilmiştir.
Eldeki somut dosya açısından yapılan incelemede ise; davalı TEİAŞ'ın hizmet alım sözleşmesi imzaladığı yüklenici firmalardan hizmet satın aldığı, davacının yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait trafo merkezinde çalıştığı, yapılan işin yardımcı iş mahiyetinde olduğu, yukarıda belirtildiği üzere davacının çalışmalarına karşı ve aynı zamanda alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesine karşı davalı işverenin sorumlu olduğu, davacının toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili sendika üyesi olduğu buna ilişkin belgenin dosyada bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden faydalanma hakkının bulunduğu, ancak toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödenmediği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların dosya kapsamıyla örtüşür nitelikte olduğu hesaplamalara karşı davalı tarafın ileri sürdüğü istinaf sebebinin yerinde olmadığı sonuç olarak, mahkemece verilen kararda bir hatanın bulunmadığı, davalı tarafın istinaf başvurusunun yerinde olmadığı tespit edilmiştir..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasında, davacı işçinin talep ettiği toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ve davalının bu alacaklardan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun).
2.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3.6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının davalının işyerinde alt işverenler nezdinde çalıştığı, davalı TEİAŞ tarafından hizmet alım ihalelerinin 4734 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin (g) bendi gereğince yapıldığı, davacının Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar gereğince yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmesinden faydalandırılmadığı anlaşlmakta olup buna göre davalı asıl işveren talep edilen alacaklardan 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince sorumludur.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.