7. Ceza Dairesi 2021/24388 E. , 2021/12135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4389 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük
Dairemizin 24.05.2021 tarih ve 2021/2832 Esas, 2021/6484 Karar sayılı ilamı ile sanık ... müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının ve katılan banka vekilinin temyizleri üzerine yapılan incelemede hükmün oybirliği ile onanmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından KD-2021/94751 sayılı itiraz yazısı ile sanık yönünden Dairemiz kararının kaldırılarak hükmün bozulması ve oluşan dava zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi için itirazda bulunulmuştur.
Dosya kapsamına göre, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 05.11.2012 tarih ve 2011/9 Esas, 2012/50 Karar sayılı ilamı ile sanığın Toprak Bank Merkez Şubesi müdürü olarak görev yaptığı süre içerisinde usulsüz şekilde gerçekleşen eylemleri nedeniyle basit zimmet suçundan mahkumiyetine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 26.03.2014 tarih ve 2013/17552 Esas 2014/5718 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Daha sonra, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucunda 25.03.2015 tarih ve 2014/5909 sayılı ihlal kararına istinaden dosya yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmiş ve İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi 23/06/2015 tarih ve 2011/9 Esas sayılı ek kararı ile infazı durdurarak yargılamanın yenilenmesine karar vermiştir.
Mahkemece 12.07.2016 tarihli ve 2015/19 Esas, 2016/44 Karar sayılı ilam ile sanık ... hakkındaki önceki mahkumiyet hükmünün iptaline ve sanığın 4389 sayılı Yasa"nın 22/3. maddesi gereğince basit zimmet suçundan teşdiden mahkumiyetine karar verilmiş ve bu kararın temyizi üzerine Dairemiz 24.05.2021 tarih ve 2021/2832 Esas, 2021/6484 Karar sayılı kararı ile sanık hakkındaki hükmün onanmasına karar vermiştir.
Sanığa yüklenen eylemi yaptırım altına alan yasal düzenlemelere kısaca değinmek gerekirse;
Sanık ..."in üzerine atılı suç 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 22/3. madde ve fıkrasında düzenlenen "banka zimmeti" suçu olup, söz konusu düzenleme; "Banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları görevleri dolayısıyla kendilerine tevdi olunan veya muhafazaları, denetim veya sorumlulukları altında bulunan bankaya ait para veya sair varlıkları zimmetlerine geçirirlerse altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkum edilirler. Bu fıkrada gösterilen suç, bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmişse faile oniki yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç katı kadar ağır para cezası verilir. Ayrıca, meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece re’sen ödettirilmesine hükmolunur. Zararın kovuşturma yapılmadan önce tamamıyla ödenmiş olması halinde cezaların yarısı, ödeme hükümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte bir oranında indirilir." şeklindedir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nun 109. maddesindeki düzenlemeye göre; "Aynı fiilden dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar muhakemesi görülmek lazımgelen mahkümünaleyhin ahiren vakı olan mahkümiyeti evvelki mahkümiyetinden daha hafif bir cezayı mutazammın ise müruru zaman müddeti sonraki hüküm ile tertip olunacak cezaya göre hesap olunur."
Yine, 5237 sayılı TCK"nun 66/5. madde ve fıkrasında "aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlayacağı" hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, 765 sayılı TCK"nda muhakemenin iadesine karar verilmesinin dava zamanaşımına tesir edeceğine ilişkin bir hüküm mevcut olmadığı gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.01.1942 gün ve 16-16 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere kesinleşen hükümlerin muhakemenin iadesi yoluyla yeniden incelenmesinde dava zamanaşımının mevzu bahis olamayacağına hükmedilmiştir.
Bununla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2012/3-909 Esas sayılı ilamına göre, "765 sayılı TCK"nun 109. maddesinde muhakemenin iadesi sonucu failin suçunun daha hafif cezayı gerektiren başka bir suç olduğunun belirlenmesi durumunda, bu suçun kanunda belirlenen zamanaşımının ilk yargılama süresi içinde gerçekleşmiş bulunduğunun belirlenmesi durumunda fail hakkındaki davanın düşmesine karar verileceği hükme bağlanmış, diğer bir ifadeyle, muhakemenin iadesi sonucu değişen suç vasfının önceki muhakeme sırasında doğru tespit edilmesi durumunda davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilecek idiyse, muhakemenin iadesi sonucunda da davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine kararı verileceği öngörülmüştür.
Anılan tüm bu yasal düzenlemelerin ve açıklamaların ışığında yapılan yeniden inceleme sonunda;
Yargılamanın yenilenmesine konu olan somut olayda, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK hükümlerine göre yargılamanın yenilenmesi aşamasında dava zamanaşımı söz konusu olmadığı, buna karşılık sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nun 66/5. maddesi uyarınca dava zamanaşımının yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edildiği tarihten itibaren yeni baştan işlemeye başlayacağı açıktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yukarıda anılan ilamı da dikkate alınarak, inceleme konusu dosyada sanık lehine olan ve zamanaşımını kabul eden 5237 sayılı TCK gereğince zamanaşımının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, suç tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar geçen süre ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulünden Dairemiz tarafından 24.05.2021 tarihinde yapılan temyiz incelemesine kadar geçen süre gözetildiğinden, sanığın üzerine yüklenen banka zimmeti suçundan somut olaya uygulanması gereken TCK"nun 66/1-d, 66/4-5 ve 67/4. maddelerinde öngörülen 15 ve 22,5 yıllık dava zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmediğinden itirazın REDDİNE,
Dosyanın 05/07/2012 gün ve 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa"nın 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nun 308. maddesine eklenen 2 ve 3.fıkraları uyarınca itiraz incelemesinin yapılması için Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 11.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi