Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/481
Karar No: 2019/7574
Karar Tarihi: 11.11.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/481 Esas 2019/7574 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu iptali ve satış vaadi sözleşmesinin iptali davasıyla ilgili olarak yapılan duruşma sonucu, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş. Ancak davacılar ve davalılar temyiz dilekçeleriyle bu kararı Yargıtay'a taşımıştır. Yapılan inceleme sonucu, davalılardan bazılarının davayı kabul ettiği, bazılarının kabul etmeyip muvazaalı olduğunu iddia ettiği belirlenmiştir. Bu nedenle, davayı kabul etmeyen davalılar açısından davanın reddine karar verilebilir, ancak kabul beyanı veren davalılar açısından bu hususun değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca, satış vaadi sözleşmesinin iptali talep edilen birleştirilen dava açısından da kararın hatalı olduğu belirtilmiştir. Çünkü burada davanın açıldığı tarih, haklılık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiği ifade edilir. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 ve devamı maddeleri de açıklanarak davanın kabul ve reddine dair detaylı bilgi verilmiştir.
14. Hukuk Dairesi         2019/481 E.  ,  2019/7574 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar-birleştirilen dava davalıları vekili tarafından, davalılar-birleştirilen dava davacıları aleyhine 12.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil, birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar-karşı davalılar ... vd. vekili ile davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili, 185 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın aslında müvekkillerinin murisi ... adına kayıtlı iken, vefatı sonucu murisin mirasçıları adına intikal ettiğini, dava konusu taşınmazı muris ..."ın Tarsus 1. Noterliğinin 08/11/1971 tarih ve ... yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkillerin murisi ... "a sattığını, parasını aldığını ve gayrimenkulün zilyetliğini devrettiğini, muris ..."ın taşınmazı o tarihten beri ekip biçtiğini, murisin vefat etmesi sonucunda davacıların dava konusu taşınmazı ekip biçmeye devam etiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, tarafların murisi ..."ın dava konusu taşınmazın satışından davacıların murisi olan torunu ..."dan satış bedeli almadığını, anılan satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı sırada davacıların murisi ..."ın henüz 16 yaşında olduğunu, ekonomik gücünün dava konusu taşınmazı almaya yetmeyeceğini, dava konusu satışın muvazaalı olduğunu, sözleşmenin zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
    Birleştirilen davada davacı-karşı davalı ..., Tarsus 1. Noterliğinin 08/11/1971 tarih ve ... yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvaaza nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar-birleştirilen dosya davalıları vekili ve davalı-birleştirilen dosya davacısı vekili temyiz etmişlerdir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 308 ve devamı maddeleri uyarınca; davayı kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvaffak etmesidir. Tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkisi bulunduğundan ve usul hukuku hükümleri gereğince tarafların tasarruf ilkesi bulunduğundan, davanın açılmasından sonra hükmün kesinleşmesine kadar davanın kabulü mümkündür. Kabul, karşı tarafın rızasına bağlı olmayıp, etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur.
    Somut olayda;
    1-Asıl dava yönünden; davalılardan ..., ..., ... ve ... 01.11.2012 tarihli duruşmada davayı kabul etmişlerdir. Davayı kabul etmeyen davalılar açısından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmuyor ise de davayı kabul eden davalılar açısından, kabul beyanı değerlendirilmeksizin, davalıların tamamı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    2-Birleştirilen dava açısından, davanın açıldığı tarih nazara alınarak haklılık durumuna göre satış vaadi sözleşmesinin iptaline veya reddine yönelik bir hüküm kurulması gerekirken asıl dava yönünden muvaaza nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olup belirtilen gerekçelerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    11.11.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi

    (Muhalif) (Muhalif)


    K A R Ş I O Y

    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davalıların, muvaaza savunması üzerine mahkemece, davacıların murisinin satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte 16 yaşında olması ve satıcı olan kök muris ...’ın dava konusu taşınmaz dışında başka bir çok taşınmazının da olmasının muvaaza olgusunun ispatında değerlendirilmiş olması hatalıdır.
    Mahkemece, toplanan deliller itibariyle muvaaza iddiası ispatlanmadığından asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi