16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6922 Karar No: 2019/1744 Karar Tarihi: 14.03.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/6922 Esas 2019/1744 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkemenin verdiği karara göre, sanık silahlı terör örgütüne üye olmaktan suçlu bulunmuştur ve mahkumiyet kararı istinaf başvurusu sonucunda esastan reddedilmiştir. Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi ve kararın niteliği de dikkate alındıktan sonra temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildiği belirtildi. Kararda, sanığın ceza süresi yönünden yasal şartları oluşturmadığı, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, suç tarihinin yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesince yanlış yazıldığı belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/6922 E. , 2019/1744 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından; sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE, Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak; 1-Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK"nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi gerekçeli karar başlıklarında suç tarihinin “15.07.2016” yerine “10.11.2016” olarak yazılması gerektiğinin düşünülmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün tekerrür uygulamasına dair kısmından “delaleti ile aynı yasanın 58/6. maddesi” ibaresinin çıkarılması ile yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında bulunan suç tarihlerindeki “15.07.2016” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine “10.11.2016” yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.