Esas No: 2020/185
Karar No: 2022/1696
Karar Tarihi: 05.12.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/185 Esas 2022/1696 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2020/185 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/1696
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2014/1190 E 2019/660 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri ile feri müdahil vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, 25/06/2014 tarihinde ...'den ... model dava konusu aracı ÖTV ve KDV Dahil 142.766,82 TL bedelle satın aldığını, aracın satın alındığı tarihte 1.499,78 TL daha ilave bedel ödenerek boya koruma işlemi yaptırıldığını, boya koruma işlemi yapıldıktan birkaç hafta sonra araç yıkatıldığında motor kaputu başta olmak üzere kaportanın her yerinde beneklenmeler ve lekelerin ortaya çıktığını, sonrasında boya koruma işlemlerinin yenilendiğini, ancak araç üzerindeki lekelerin tam olarak geçmediğini, dava konusu araçta henüz birinci ay dolmadan sağ arka camın açık kaldığını, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığı yönünde yorum yapıldığını, daha sonra, dava konusu aracın anahtarsız çalıştırılması için kullanılan start/stop butonunun arızalandığını, müvekkilinin davalı tarafından satılan markaya olan güveninin kaybolduğunu belirterek aracın iadesi ile bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkilinin aracı davacıya teslim ederken, araçta olması gereken özelliklerin tam ve eksiksiz olarak yer aldığını ve araçta herhangi bir teknik sorun olmaksızın teslim edildiğini, davacının aracı teslim aldıktan sonra yapılan boya koruma işlemi neticesinde ortaya çıkan lekeler ve beneklerin üretimden kaynaklı olmadığını, aracın yıkanması esnasında kireçli su ve uygun olmayan malzemeler kullanılmış olabileceğini, bahse konu lekelerin dış kaynaklı etkenler nedeniyle oluştuğunu, davacının diğer şikayeti olan arka camın açık kalması probleminin tamir edilmek istendiğini, gerekli parça siparişlerinin yapıldığını, ancak araç tamir edilmek üzere servise davet edildiğinde davacının tamiratı kabul etmediğini, davacının bir diğer şikayeti olan start/stop butonunun çalışmaması şikayetini servise bildirmediğini, inceleme yapılmasına müsaade edilmesi halinde bu problemin de tamirat yapılarak giderilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Feri Müdahil ...AŞ vekili, ayıplı araç satışı iddialarının doğru olmadığını, aracın iadesi ile bedelin tahsiline ilişkin şartların somut olayda bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu ... model aracın 25/06/2014 tarih ve fatura ile 142,766,82 TL bedelle 0 olarak davacı tarafça satın alındığı, davalı tarafça araçta boya koruma işlemi yaptırılması esnasında yanlış uygulama nedeniyle Nikelaj/krom kaplamalı parçalarda lekelenmeler meydana geldiği, bu ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, start-stop butonunda zaman zaman temassızlık ve otomatik cam açma sistemininde arıza bulunduğu bu arızaların da gizli ayıp niteliğinde olduğu, Nikelaj/krom kaplamalar, start-stop butonu ve otomatik cam açma sistemi parçalarının değiştirilmesi gerektiği, orjinal tüm krom aksesuar parçaları, start-stop ve tomatik cam açma sistemi parçalarının ve montaj için gerekli işçilik bedelleri toplamının 3.482,77 TL +KDV olduğu (toplam 4.109,68 TL) davacı tarafça aracın 0 km araç olarak alınmış olması, davacının araçtan faydalanma süresi, ayıp bedelinin satış bedeline oranı, ayıpların ehemmiyet ve araçtan faydalanmaya etkileri, ayıbın parca değişimi ile giderilecek nitelikte olması dikkate alındığında bedel iadesinin iyi niyet kurallarına aykırı ve satıcı aleyhine orantısızlığa sebep olacağı belirtilerek davacının davasının değişim bedeli olarak kabulüne, 3.482.77 TL +KDV'nin( toplam 4.109,68 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu halde mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği, kullanıcı hatasına ilişkin iddiaları üzerinde durulmadığı, start-stop arızası ile ilgili olarak müvekkiline hiç başvurulmadığı, ihbar yükümlülüğü üzerinde durulmadığı,
İstinaf eden feri müdahil vekili tarafından;
Ayıplı hizmet tespitlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı,
İstinaf eden davacı vekili tarafından;
Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde müvekkilinin mağdur olduğu, zira hükmedilen tazminat miktarları ile müvekkilinin piyasadaki parça fiyatlarının değişimi nedeniyle onarım yaptırabilmesinin mümkün olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olup olmadığı ve ayıplı olması halinde davacının seçimlik hakkı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ayıplı satış nedeniyle aracın iadesi ile birlikte bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Uyuşmazlık, ticari satımdan kaynaklandığından davada 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümleri uygulanması gerekir.
6102 Sayılı TTK'nın 23/1. maddesinde TTK'daki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de TBK'nın satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanacağı düzenlenmiş, 23/1-c. maddesinde malın ayıplı olduğu, teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu durumu aynı süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK'nın 223. maddesinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, satıma konu aracın davacı tarafından 27/06/2014 tarihinde satın alındıktan sonra boya koruma işlemi yaptırıldığı, boya koruma işlemi yapıldıktan birkaç hafta sonra araç yıkatıldığında motor kaputu başta olmak üzere kaportanın her yerinde beneklenmeler ve lekelerin ortaya çıktığı, dava konusu araçta henüz birinci ay dolmadan sağ arka camın açık kaldığı, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığı yönünde yorum yapıldığı, daha sonra dava konusu aracın anahtarsız çalıştırılması için kullanılan start/stop butonunun arızalandığı belirtilerek davacı yanca iş bu dava açılmıştır.
Davacı yanca boya nedeniyle davalı yana başvurulduğu, boya koruma işlemlerinin birden fazla kez yenilendiği, yine cam ile ilgili olarak servise başvurulduğu, start/stop arızası ile ilgili olarak servise başvurulduğu, ancak herhangi bir işlem yapılmadığı iddia edilmiştir. Davalı taraf ise boya ile ilgili başvuru yapıldığını, cam ile ilgili sorunun bildirildiğini, start/stop ile ilgili ise başvurulmadığını öne sürmüştür.
Dosya kapsamında kök ve aynı raporun eki niteliğinde birden fazla kez rapor alınmış, bu raporlar hükme esas alınarak mahkemece hüküm tesis edilmiştir. Ancak alınan raporlar kendi içerisinde çelişkili olup, bu hali ile raporların hükme esas alınabilmesi mümkün değildir.
Öncelikle mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak tespit raporu da dahil olmak üzere dosya kapsamında alınan tüm raporlar irdelenerek ve aralarındaki çelişki giderilerek boya, cam ve start/stop ile ilgili üretimden kaynaklanan bir ayıp olup olmadığı, var ise ayıbın niteliği belirlenerek ayıba ilişkin tüm hükümler birlikte değerlendirilerek boya koruma ile ilgili üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunmaması halinde davalı yanın sorumluluğu saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu belirlemeler yapıldıktan sonra 6102 Sayılı TTK'nın 23/1. maddesinin yollaması ile 6098 Sayılı TBK'nın 227. maddesinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, tarafların ve fer'i müdahil vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf ve feri müdahil vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1190Esas, 2019/660Karar ve 11/09/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava taraflarınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 05/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan...
e-imzalıdır
Üye...
e-imzalıdır
Üye...
e-imzalıdır
Katip...
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."