Esas No: 2015/3371
Karar No: 2018/129
Karar Tarihi: 07.02.2018
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/3371 Esas 2018/129 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “itibari hizmet süresinin tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Karşıyaka 4. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 03.10.2013 gün ve 2012/1036 E.-2013/327 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 16.09.2014 gün ve 2013/21586 E., 2014/17552 K. sayılı kararı ile;
(...Davacı, davalı şirkete ait iş yerinde 04.08.1998 tarihinden 31.10.2007 tarihine kadar baskı makinesi operatörü olarak çalıştığı sürenin 506 sayılı Yasa"nın Ek-5/II bentte geçen itibari hizmet süresi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı 50950238978 T.C. kimlik nolu ve 3501019589953 SS sicil nolu ..."in basım işyeri olan davalı ...nin SGK ve işyeri kayıtlarına göre 408 sok. no:9 Pınarbaşı İzmir adresinde bulunan 1123421.35 sicil nolu işyerinde çalıştığı 04/08/1998-31/05/2007 döneminde 3015 gün, 10034 sok.no:8 A.O.S.B. Çiğli İzmir adresinde bulunan 1260382.35 sicil nolu işyerinde 01/06/2007-31/10/2007 döneminde 150 gün olmak üzere toplam 3165 günlük fiili çalışma süresinin %25 nin itibari hizmet süresi olarak hizmetlerine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalı işyerinde 04.08.1998-31.10.2007 tarihleri arasında çalıştığı ve belirsiz süreli iş sözleşmesinden işinin makine operatörü olduğu, mahkemece keşif yapıldığı, işyerinin mahiyetinin her nevi baskı ambalaj işleri olarak yer aldığı, dinlenen tanıkların davacının basım işinde çalıştığını, cilt yolu ile vücuda geçen kimyasal etkilere maruz kaldıklarını, çalışma ortamında zehirleyici maddeleri soluduklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Basım ve gazetecilik işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmenin yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın Ek 5/II. maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanması için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bunlardan birinci koşul, sigortalının "basım ve gazetecilik" işyerinde çalışmış olmasıdır. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik işyeri birlikte ifade edilmiş ise de; gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalılar da maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yararlanacakları açıktır. "Basım" işinin matbaa işyerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğu ise söz götürmez. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. alt bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır.
Somut olayda, davalı işyerinde çeşitli esnek gıda ambalajı üretildiği, gıda maddelerinin değişik ebatta ambalajlanmasını sağlayan materyalin üzerine baskı ve laminasyon yapıldığı ve davacının "basım" işyeri özelliği bulunmayan bu işyerinde “Flesko Baskı Makinesi Operatörü” olarak çalıştığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yukarıda sözü geçen maddenin öngördüğü birinci koşulun davacı yönünden oluşmadığı, giderek davacı "basım" işinde çalışmadığından itibari hizmetten yararlanamayacağı açık-seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin önce Korsini Baskı Ambalaj A.Ş.’de 04.08.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, Korsini Baskı Ambalaj A.Ş.’nin önce Koreta sonra Etapak unvanını aldığını, 04.08.1998 ile 31.10.2007 tarihleri arasında davalı iş yerinde baskı makinesi operatörü olarak çalıştığını, davalı iş yerinin prim ödemelerini 3A statüsünde ödemesi gerekli iken 1A statüsünde ödediğini ve bu nedenle itibari hizmetten yararlanamadığını, çalışılan iş alanının basım iş yeri kabul edilmesi gerektiğini, davalı iş yerine karşı açılan birçok emsal dosyada iş yerinin basım iş yeri statüsünde olduğunun kabul edildiğini ve itibari hizmetten yararlanılmasına karar verildiğini ileri sürerek müvekkilinin yaptığı iş ve iş yerinin özelliği göz önüne alınarak itibari hizmet süresinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... San. Tic A.Ş. vekili davacının 04.08.1998 ile 31.10.2007 tarihleri arasında müvekkil iş yerinde flesko baskı operatörü olarak çalıştığını, talep ettiği itibari hizmet yönünden beş yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının iş yerindeki çalışmalarının 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde düzenlenen itibari hizmetten sayılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının davalı iş yerinde çalışmaya başladığı 04.08.1998 tarihinden 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihine kadar olan sürede 506 sayılı Kanuna 2098 sayılı Kanunun Ek 1’inci maddesi ile eklenen Ek 5’inci madde hükmüne göre, itibari hizmet süresinden yararlanabilmesi için mevzuatla öngörülen her iki koşulun da birlikte gerçekleştiği, davalı iş yerinin her ne kadar kâğıt ve selüloz iş kolunda faaliyet gösterdiği belirtilmiş ise de iş yerinde çeşitli ambalaj malzemelerinin baskısının yapıldığı ve yapılan işin basım işi niteliğinde olduğu, bu nedenle Etapak Baskı Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. fabrikasında geçen ve 1A olarak diğer davalı kuruma bildirilen toplam 3165 günlük fiili çalışma süresine bu sürenin % 25 oranında itibari hizmet süresi eklenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin ve Etapak Baskı Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme hükmü, davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve Etapak Baskı Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından davalı iş yerinin basım işi niteliğinde olup olmadığı ve davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yaralanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle daha erken emekli olabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın belirlenmesi ve incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun’un Ek 5’inci maddesi:
“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
I - a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar
arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri, 90 gün,
II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00"den sonra çalışılarak yapılan işyerleri, 90 gün,
III - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.) Denizde 90 gün Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
1. Çelik, demir ve tunç döküm,
(...)*, fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda, 90 gün
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.”
Düzenlemesini içermektedir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul sigortalının Basım ve gazetecilik iş yerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda ayrıca gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik iş yeri birlikte ifade edilmişse de, gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan iş yerlerinde çalışan sigortalılarda, maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yaralanacakları açıktır. Ancak "Basım" işinin matbaa iş yerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği bu durumda davanın reddi gerektiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davalı iş yerinin mahiyetinin kâğıt ve selüloz olarak belirlenmesinin öneminin olmadığı, itibari hizmet süresinin tespiti yönünden belirlenmesi gereken olgunun gerçek anlamda yapılan iş olduğu ve davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapılmasının basım işi niteliğinde kabul edilmesi gerektiği bu yönüyle de direnme kararının onanmasının doğru olacağı ileri sürülmüş ise de bu görüş kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve Etapak Baskı Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.02.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olay bakımından davalı iş yerinin basım işi niteliğinde olup olmadığı ve davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmet süresinden yaralanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davacı vekili gıda ambalajı üretim işindeki çalışmaların 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun Ek 5’inci maddesi kapsamında sayılmasını talep etmektedir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ve Etapak Baskı Ambalaj San. Tic. A.Ş. vekili davacının gıda ambalajı üretim işindeki çalışmaların basım niteliğinde iş yeri kapsamına alınmayacağını belirterek ihtilaf konusunu oluşturmaktadır.
Davanın yasal dayanağını 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun Ek 5’inci maddesi oluşturmaktadır. İtibari hizmet süresinden 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılanlardan belli işi yapanlar veya belirli iş yerlerinde çalışanlar yararlanabilmektedir. Ek 5’inci madde hükmünde “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir... Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar, a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri, b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan iş yerleri, c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan iş yerleri, d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan iş yerleri, e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan iş yerleri, f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00"den sonra çalışılarak yapılan iş yerleri, 90 gün…” şeklinde itibari hizmet süresinden yararlanabilecekler sayılmıştır.
Sosyal güvenlik sistemimizde itibari hizmet süresi vücudu yıpratan, çalışma gücünü ve yaşam kalitesini azaltan işlerde çalışan sigortalılar için düzenlenmiştir. Belirli işlerde çalışanların diğer çalışanlara oranla fikren veya bedenen ağır ve yıpratıcı bir iş yaptıkları herkes tarafından kabul edilen gerçektir. İtibari hizmet süresi, fiili hizmet zammının aksine prim gün sayısını artırmaz sadece 3600 günden fazla çalışılması hâlinde emeklilik yaşından indirim yapılması etkisine sahiptir. Bu da kanun koyucunun amacına uygun olarak belirli işlerde çalışan sigortalıların yıpranma paylarına istinaden daha erken emekli olmalarına imkân sunmaktadır. Basım ve gazetecilik iş yerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, kanunda öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleştiğinin belirlenmesi gereklidir. Bunlardan birinci koşul, sigortalının basım ve gazetecilik işinde çalışmış olmasıdır. Ancak bu koşulun araştırılıp saptanmasında; iş yeri dar anlamda muhakkak ve sadece gazete basımıyla uğraşan bir basımevi olarak düşünülmeyip, kanunun açık amacı göz önünde bulundurularak söze değil öze üstünlük tanıyan bir yorumla sonuca varılmalıdır. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. Alt bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin olayda ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır. Birinci koşul olan iş yerinin niteliği bakımından günümüz şartlarına, gelişen teknolojiye ve kanun koyucunun amacına dikkat etmek gereklidir.
Somut olay bakımından, davacının davalı iş yerinde flesko baskı operatörü olan 04.08.1998 ile 31.10.2007 tarihleri arasında geçen çalışmaları yönünden itibari hizmet süresinden yararlanması gereklidir. Matbaa iş yerini itibari hizmet süresi açısından değerlendirdiğimizde, günümüzde matbaa endüstrisinde kullanılan kimyasal maddelerin sayısında büyük bir artış bulunmaktadır. Çalışanlar da özellikle inhalasyon ve deri yoluyla toksik özelliği yüksek birçok maddeyi vücutlarına almaktadırlar. Bu maddeler arasında kurşun civa gibi ağır metaller dahi bulunmaktadır. Hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak matbaalar günümüzde tekstilden ambalaja, elektronik aletlerden duvar kâğıtlarına birçok alanda vazgeçilmez bir öğe durumunda yerini almıştır. Matbaanın bu kadar geniş bir alanda kullanılmasına rağmen hâlâ 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun Ek 5’inci maddesinde düzenlenen basım iş yerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet gösteren iş yeri kabul edilmesi, hak ve eşitliğe uygun kabul edilemez. Aynı maddelerin ve aynı makinelerin kullanıldığı bir iş yerinin mevkute çıkarıldığı bölüm ile ambalaj üzerine baskı yapılan bölümün itibari hizmet süresi açısından farklı değerlendirilmesi hukuka uygun değildir.
Sonuç itibariyle itibari hizmet süresinin tespiti yönünden belirlenmesi gereken olgunun gerçek anlamda yapılan iş olduğu ve davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapılmasının basım işi niteliğinde kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının itibari hizmet süresinden yararlandırılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.