11. Hukuk Dairesi 2018/332 E. , 2019/4930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 20/01/2016 gün ve 2014/522 - 2016/7 sayılı kararı bozan Daire"nin 12/10/2017 gün ve 2016/5542 - 2017/5294 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirket tarafından mercimek türü emtianın Mersin Limanından Sudan"a ihraç edildiğini, emtianın davalı ... şirketi tarafından nakliyat abonman sigorta poliçesi tahtında en geniş teminat kabul edilen enstitü klozu "ICC(A)" şeraiti içinde nakliyat ve deniz rizikolarına karşı sigortalandığını, varma limanında yapılan kontrollerde 12 konteyner mercimeğin ıslanma ve yoğun rutubet nedeni ile kokma, topaklanma yaparak, tüketim vasfını yitirdiğinin tespit edildiğini, bir kısım emtianın ise ıslanma ve yoğun rutubete maruz kaldığı bu nedenle çürüme, topaklanma ve kısmen böceklenme tespit edilmesi nedeni ile tüketim vasfını yitirdiğinin tespit edildiğini, hasarlı emtiadan alınan numuneler üzerinde yaptırılan analiz sonucu numunelerde deniz suyu tespit edildiğini, bu nedenle hasarlı olduğu tespit edilen 33 konteyner mercimeğin imha edilmek üzere ihraç limanına iade edildiğini, emtianın Mersin Serbest Bölgesine tahliyesinden sonra davacı tarafından yapılan kurtarma ve elleçleme sonucu 167.500 kg"ının kurtarıldığını, geriye kalan 576.320 kg mercimeğin ise gıda olarak kullanılması mümkün olmadığından resmi makamlarca imhasına karar verilerek 05/02/2010 tarihinde imha edildiğini, davacı şirketin mal zararının 805.515 USD olduğunu, ayrıca 34.000 USD dönüş navlunu ödediğini, imha masraflarının ise 110.000.- TL olduğunu, davalı ... şirketinin hasarın poliçe dışında kaldığından bahisle hasar tazminatını ödemediğini, davalının hasar bedelini ödememesi üzerine davacının taşıyan ve P&I klüp nezdinde talep ve yasal işlemler başlattığını, konşimentodaki yetki anlaşması gözetilerek taşıyanın klüp sigortacısı ile Londra"da yapılan görüşmeler sonucunda 600.000 USD üzerinden sulh anlaşması yapılarak, taşıyan ve klüp sigortacısının ibra edildiğini, masrafların tenzilinden sonra müvekkilinin banka hesabına 525.000 USD ödendiğini, tahsil edilmeyen zararlardan dolayı davalı ... şirketinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, 239.515 USD"nin 15/09/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/A maddesi uyarınca işleyecek döviz faizi ile birlikte, 110.000.- TL imha bedelinin ise 05/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 27/06/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
1- Dava, sigortalı tarafından kendi sigortacısına karşı açılan tazminat davasıdır.
2- Somut olayda, davacı deniz yoluyla yurt dışına taşıttığı emtiayı davalı ... şirketine karşı deniz emtia nakliyat sigorta poliçesinde taşıma sırasında meydana gelen hasarlar ile, malın tekrar yurda taşınması nedeniyle oluşan navlun bedeli ile imhası masraflarının tahsili istemiyle kendi sigortacısı olan davalı ... şirketine başvurmuş, ancak poliçede, çuvallı bakliyat taşımalarında, her türlü bozulma, kurtlanma, topaklanma, küflenme ve böceklenme vb şekilde tezahür edecek iya ve hasarların teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle ödeme yapmayı reddetmesi üzerine, bu defa malı taşıyan geminin donatanı ve onun P&I Club Sigortacısına başvurmuştur. Davacı, 600.000 USD brüt ve 525.000 USD net zarar miktarı yönünden dava dışı donatan ve onun kulüp sigortacısı ile anlaşmaya varmış ve 27.10.2010 tarihli anlaşma protokolünde sigortacının tüm rücu haklarını ortadan kaldıracak şekilde, başka hiçbir kişinin yüke ilişkin dava ve talep hakkı olmadığı, tüm hukuki süreçlerden vazgeçildiği ifade edilmiştir. Davacı taraf bu dosyada ise, dava dışı taşıyan donatan ve onun kulüp sigortacısından tazmin edemediği miktarı davalı ... şirketinden talep etmektedir.
3- 6762 sayılı TTK’nın 1361.maddesinde yer alan “Borçlarını yerine getiren sigortacı, sigortalının üçüncü şahsa tazmin ettirebileceği bir zararı tazmin ettiği takdirde, 1256 ve 1258 inci maddelerin 2 nci fıkralarının hükümlerine halel gelmeksizin, üçüncü şahsa karşı sigortalının haklarına halef olur. Sigortalı, istediği takdirde sigortacıya, masrafı ona ait olmak üzere, üçüncü şahsa karşı olan haklarına halef olduğunu gösteren ve noterlikçe imzası tasdik olunan bir senet vermeye mecburdur. Sigortalı, sigortacının yukarda yazılı haklarına halel verecek olan her türlü hareketinden mesuldür” şeklindeki açık düzenleme karşısında, davacı, zarardan asıl sorumlu kişiyle anlaşmış ve fazla miktardan açıkça vazgeçmiş olmakla davalı sigortacının halefiyet hakkını ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle, davacının asıl sorumludan kendi vazgeçmesi nedeniyle tahsil edemediği miktarın tahsilini davacıdan talep edemez. Nitekim rapor alınan bilirkişi heyeti de aynı doğrultuda tespitte bulunmuş, yerel mahkemece de bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Sigorta şirketinin riziko tazminatını ödememesinin müeyyidesi yasalarda açık olup, ayrıca TTK 1361/son maddesinin emredici düzenlemesini etkisiz kılacak şekilde ilave müeyyide getirilmesini doğru bulmadığımdan Bozma ilamına ve karar düzeltme isteminin reddine dair Dairemiz çoğunluğunun kararına katılmıyorum.