17. Ceza Dairesi 2019/891 E. , 2019/5162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Mala zarar verme suçu yönünden temyiz isteminin reddine dair 07.04.2015 tarihli ek kararın suça sürüklenen çocuk müdafiine tebliğ edildiği ve bu karara yönelik temyiz isteminde bulunulmadığının anlaşılmasına göre hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından verilen hükümlerin incelenmesinde;
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından verilen hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde saat 15.00-16.00 aralığında müşteki ...’ın konutuna kapı kilit göbeğini kırarak girip ziynet eşyaları çaldığı, aynı tarihte saat 20.15 sıralarında devriye görevi ifa eden kolluk görevlilerini gördüğünde şüpheli hareketler sergilemesi üzerine kendi beyanına göre yapılan kimlik kontrolünde ismini ... olarak beyan ettiği, müştekinin henüz olay nedeni ile müracaatı bulunmadığı gibi başka suçtan arama kaydı da olmayan ... kimlik bilgileri ile kayıp şahıs kaydı bulunduğundan yakınına teslim edildiği, müştekinin müracaatından sonra kamera görüntülerinin izlenmesinde suça sürüklenen çocuğun ... ismi ile suçun faili olarak yakalandığı, gerçek kimliğinin ancak parmak izi alınarak Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce belirlendiğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, ...’ya ait kimlik bilgilerini kullandığından iftira suçunun yasal unsurları oluşmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Temel cezanın belirlenmesine ilişkin ilkeler 5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesinde, 765 sayılı TCK’nun 29. maddesine benzer olarak;
“(1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler” şeklinde düzenlenmiştir
5237 sayılı TCK’nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasındaki, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” biçimindeki hüküm ile de, işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin, TCK’nun 61/1. maddesine uygun olarak, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.
Öte yandan, sanığın sabıka kaydında geçmiş hükümlülüklerinin bulunması, koşullarının varlığı halinde tekerrür uygulamasında dikkate alınabilecek bir husus olup, TCK"nun 61. maddesinde sayılan temel cezanın belirlenmesi ölçütleri arasında bulunmadığından alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kullanılamayacaktır. Bununla birlikte sabıka kaydındaki geçmiş hükümlülükler ile bu hükümlülüklerin niteliği ve sayısının, aynı Kanun"un 61/1-f maddesinde yer alan “failin kastının ağırlığı”nın belirlenmesi sırasında hakim tarafından gözönüne alınabilmesinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.
Kanun"un öngördüğü sınırlar arasında ceza tayini hakimin takdir ve değerlendirme yetkisinde ise de; bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu konudaki gerekçenin, suçun işleniş şekli, kanuna aykırılığın derecesi, suç konusunun önem ve değeri, suç sebepleri, sanığın kişiliği, kastın yoğunluğu gibi hususların dosya içeriğine uygun olması gerekmektedir.
Somut olayda, suç tarihinde müştekiye ait konuta gündüzleyin kapı kilit göbeğini kırarak girip 1.400,00 TL değerinde ziynet eşyaları çalan suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından cezaların alt sınırdan belirlenmesine karşın, dosya kapsamı itibarıyla suçun işlenmesinde herhangi bir özelliği bulunmayan konut dokunulmazlığının ihlali suçundan teşdit gerekçeleri bulunmadığı halde, uygun olmayan “Suçun işleniş biçimi, suç kastının yoğunluğu” gerekçeleri ile teşdiden uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.