22. Hukuk Dairesi 2013/24102 E. , 2014/37467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2013/205-2013/212
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tehsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savumuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısemn kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının gece çalışmasında da fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu tartışmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 69. maddesinde, “Çalışma hayatında "gece" en geç saat 20.00"de başlayarak en erken saat 06.00"ya kadar geçen ve her halde en fazla onbir saat süren dönemdir…... İşçilerin gece çalışmaları yedi buçuk saati geçemez” şeklinde kurala yer verilmiştir. Haftalık İş Günlerine Bölünemeyen Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre “ a) Günlük iş süresi onbir saati, gece çalışma süresi yedibuçuk saati, …..geçemez.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece güvenlik görevlisi olan davacının fazla mesai alacağına hükmedilmiş ise de, gece çalışmasının yedi buçuk saati geçemeyeceği göz önünde bulundurularak davacının gece yedi buçuk saati aşan çalışmaları için de fazla mesai ücreti alacağının bulunup bulunmadığı hesaplanarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasında, işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, iş yerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı net 1.000,00 TL ve 200,00 TL yemek yardımı aylık ücret aldığını iddia etmiştir. Mahkemece, emsal ücret araştırması yapılmış ve davacının asgari ücretin %30 fazlası ücret alabileceği bildirilmiştir. Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş emsal dosyada ise ( Yargıtay 22 Hukuk Dairesi, 2014/19548 esas ve 2014/28912 karar sayılı ilam) davacının görevi aynı olduğu halde farklı ücretler esas alınmıştır. Hal böyle olunca, davacının ücreti emsaller ve kıdemi nazara alınarak belirlenmeli ve söz konusu ücrete göre dava konusu alacakların hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 31.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.