Esas No: 2022/6065
Karar No: 2022/7555
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6065 Esas 2022/7555 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6065 E. , 2022/7555 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 16.02.2021 tarihli ve 2020/8063 Esas, 2021/4045 Karar sayılı kararı ile karar bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına kısmen uyulup kısmen direnilmiş ve bu kararın da davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2022 tarihli ve 2021/9-778 Esas 2022/65 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının bozulmasına karar verilerek bozma kararının uyulan kısmı hakkında verilen karara yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirket yönetiminin 18.06.2016 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, müvekkilinin TMSF yetkilileri ile 21.09.2018 tarihinde belirli süreli iş sözleşmesi imzalayarak çalışmaya başladığını, 20.02.2019 tarihinde davalı Şirketin yönetiminin Şirket sahibine devrinden sonra müvekkili ile çalışmak istenmediği belirtilerek iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan süresinden önce feshedildiğini ileri sürerek bakiye süre ücreti ve cezai şart alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkiline ait işyerinde 21.06.2018-21.06.2019 tarihleri arasında fabrika müdürü olarak çalıştığını, bütün işletmeyi sevk ve idare ettiğini, davacı ile imzalanan iş sözleşmesinin belirli süreli olarak değerlendirilemeyeceğini, bunun için objektif nedenin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 21.06.2018-21.06.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığı, 18.06.2016 tarihinde Şirket yönetiminin TMSF’ye devri nedeniyle tarafların belirli süreli iş sözleşmesi yapmasını haklı kılacak objektif neden bulunduğu, iş sözleşmesinin süresinden önce 21.06.2019 tarihinde feshedildiği, sözleşmedeki cezai şartın ifâya ekli cezai şart niteliğinde kararlaştırılmadığı bu nedenle davacının cezai şartın yanı sıra bakiye süre ücreti alacağına hak kazanamayacağı, bakiye süre ücreti alacağı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek cezai şart alacağı hüküm altına alınmıştır.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2020/1459 Esas 2020/1523 Karar sayılı kararı ile yapılan işin niteliği ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 11 inci maddesi dikkate alındığında taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinin belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen bakiye ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesinin sonucu itibarıyla doğru olduğu, ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi ve haklı fesih sebebinin bulunmaması karşısında feshe bağlı cezai şartın geçerli olmakla birlikte çalışma süresine göre %50 oranında indirimin uygun olacağı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, bakiye süre ücreti alacağı talebinin reddine, cezai şart alacağının kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.02.2021 tarihli ve 2020/8063 Esas, 2021/4045 Karar sayılı kararı ile; davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra;
“… Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olarak kurulduğu, davalı işverenin belirli süreli olarak yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu iddia etmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, bu nedenle sözleşmenin belirli süreli olduğunun kabulünün gerektiği, aksi yöndeki Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin yerinde olmadığı, öte yandan cezai şartın hüküm altına alınması doğru olmakla birlikte hakkın özüne dokunmayacak bir indirim yapılması gerekmekte olup Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan %50 indirim fazla olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Kısmen Direnme Kararı
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/1251 Esas, 2021/1259 Karar sayılı kararı ile cezai şartta yapılan indirimin fazla olduğuna ilişkin bozma kararına uyulduğu ve %40 oranında indirim yapıldığı belirtilerek bakiye süre ücreti alacağı yönünden ise direnme kararı verilmesi gerektiği ve 4857 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi hükmü karşısında iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyizinde, direnme kararının hatalı olduğunu, davacının bakiye süre ücretine hak kazandığını, cezai şart alacağında yapılan indirimin fazla olduğunu, davalının arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz katılmadığını, bu nedenle lehlerine vekâlet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
C. Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2022 tarihli ve2021/9-778 Esas, 2022/65 Karar sayılı ilâmı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup davacı işçinin sözleşmenin belirli süreli olduğuna güven duymak suretiyle bakiye süreye ait ücretlerini talep ettiği, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun işverence ileri sürülmesinin normun işçiyi koruma amacına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılması olarak da değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin davacı iddiası ve talebi doğrultusunda belirli süreli iş sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma kararının uyulan kısmı hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dairemizce temyiz incelemesine konu uyuşmazlık, bozma sonrası cezai şartta yapılan indirim oranı ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun)179 ile 182 nci maddeleri, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 18/A maddesinin on birinci fıkrası
3. Değerlendirme
1. Yukarıda açıklandığı üzerine Hukuk Genel Kurulu kararında taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin davacı iddiası ve talebi doğrultusunda belirli süreli iş sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği açıklanarak direnme kararı bozulmuştur.
2. Somut uyuşmazlıkta 6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen ifaya eklenen cezai şartın söz konusu olmadığı, aksi sözleşmede kararlaştırılmamış olmakla davacı işçi açısından 6098 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince cezai şart ya da sözleşmenin süresinden önce feshinden kaynaklı tazminat (bakiye süre ücreti) talebi hususunda seçimlik hak doğduğu, Dairemiz uygulamasına göre bu durumda işçiye seçimlik hakkını kullanmak üzere süre tanınması ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
3. Dairemizin 06.02.2021 tarihli ve 2020/8063 Esas, 2021/4045 Karar sayılı kararında da yukarıda açıklanan seçimlik haktan bahsedilmemesi maddi hataya dayalı olup maddi hata nedeniyle taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan söz edilemez.
4. Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu kararının gereği yerine getirilerek ve davacıya açıklanan seçimlik hakkı tanınarak sonuca gidilmelidir.
5. Oluşturulacak yeni hükümde 6325 sayılı Kanun'un 18/A maddesinin on birinci fıkrası da değerlendirilmelidir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.