Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6630
Karar No: 2022/7525
Karar Tarihi: 13.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6630 Esas 2022/7525 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6630 E.  ,  2022/7525 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde şoför olarak 26.05.2009 tarihinde çalışmaya başladığını ve 10.01.2011 tarihinde emekli olana kadar belirsiz süreli iş sözleşmesi ile aralıksız çalıştığını, müvekkilinin çalışma süresi boyunca hak kazandığı haftalık 5 saat fazla çalışmaya ilişkin ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile fesih ile kazandığı kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.

    Davalı Cevabının Özeti
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili işyerine gelerek emekliliğine çok kısa bir süre kaldığından bahsederek işe girmek istediğini, müvekkilinin de işçiye ihtiyacı olmadığı hâlde sırf davacının mağdur olmaması düşüncesiyle davacıyı işe aldığını, müvekkilinin işçiye ihtiyacı olmadığından davacının, yaz aylarında ürün ekme ve toplama zamanlarında kısa zamanlı olarak ve asgari ücretle çalıştığını ve talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

    Mahkeme Kararının Özeti
    Mahkemece yapılan ilk yargılamada, davacının 4857 sayılı İş Kanunu’na (4857 sayılı Kanun) tabi olmadığından ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun’dan doğmadığı gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olup söz konusu karar, davacı tarafça temyiz edilmiş ise de Dairemizin 30.10.2012 tarihli ve 2012/26968 Esas, 2012/35242 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.

    Görevli Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna göre 18.11.2013 tarihli ve 2012/639 Esas, 2013/659 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.04.2018 tarihli ve 2015/42906 Esas, 2018/4109 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Görevli Mahkemece bozma ilâmına uyulması sonrası yapılan yargılamada, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Temyiz
    Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Gerekçe
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve özellikle dava tarihi 08.03.2011 olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında 07.06.2018 olarak belirtilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

    2- Davacının davalıya ait tarım işlerinden sayılan işyerinde, 26.05.2009-10.01.2011 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun hükümlerine değil; mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 313 üncü vd. maddelerinde yer alan hizmet sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu hususu Dairemizin yukarıda belirtilen 30.10.2012 tarihli ve 2012/26968 Esas, 2012/35242 Karar sayılı kararı ile de sabit hale gelmiştir.

    Davacının talepleri kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarıdır.

    Mülga 818 sayılı Kanun’un 344 üncü maddesinde, “muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim takdir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü yer almaktadır.

    Mülga 818 sayılı Kanun’un 345 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü yer almaktadır.

    Mülga 818 sayılı Kanun’un 329 uncu maddesinde ise fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup söz konusu düzenlemeye göre, "Sözleşme ile kararlaştırılmış ya da mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir."

    Mülga 818 sayılı Kanun’un 334 üncü maddesine göre ise " İşveren işçiye mutat serbest saatler ya da günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir."

    Hâl böyle olmakla birlikte; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hak kazandığı kabul edilen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının 4857 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak hesaplandığı görülmektedir. Söz konusu taleplerin Mülga 818 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi ve talepler hakkında bu Kanun hükümlerine göre bir karar verilmesi gerekirken 4857 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak değerlendirme yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    Davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları bakımından ise davacı ıslah dilekçesinde söz konusu alacakları atiye bıraktığını ifade etmiş olup Mahkemece bozma öncesi verilen 18.11.2013 tarihli ve 2012/639 Esas, 2013/659 Karar sayılı karar ile mülga 818 sayılı Kanun’da kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı hakkında hüküm bulunmadığı gerekçesiyle bu alacaklara ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 03.04.2018 tarihli ve 2015/42906 Esas, 2018/4109 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin davacının söz konusu alacakları geriye bırakma talebinin davanın geri alınması mahiyetinde olduğundan davalının açık rızasının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada, davalı vekili davacının ilgili alacaklar bakımından davayı geri alma taleplerini kabul etmediklerini beyan etmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulması sonrası yapılan yargılamada, bozma öncesinde olduğu gibi kıdem tazminatı ve yılık izin ücreti alacakları bakımından mülga 818 sayılı Kanun’da hüküm bulunmadığı gerekçesiyle bu alacaklara ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Bozma öncesinde aynı gerekçeyle söz konusu taleplerin reddine ilişkin karara karşı davacı vekilinin temyiz talebi bulunmadığından, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının reddinin davalı bakımından usuli kazanılmış hak oluşturduğu hususu da ayrıca gözetilmelidir.

    Sonuç
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep hâlinde ilgililere iadesine, 13.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi