22. Hukuk Dairesi 2013/27391 E. , 2014/37446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2012/835-2013/544
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalıya ait 1. Ana Bakım Merkez Komutanlığı iş yerinde çalıştığını, emeklilik sebebiyle işten ayrıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/4. maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanan işçiye kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatının ödeneceğini, davacının diğer kamu kurumlarında çalıştığı sürelere ait kıdem tazminatının ödenmediğini ileri sürerek, fark kıdem tazminatı alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 15.09.1981-06.02.1082, 24.10.1983-29.01.1984 ve 31.08.1984-31.12.1984 tarihleri arasında A. Şeker Fabrikasında çalıştığını, iş sözleşmesinin iş bitimi sebebiyle askıya alındığını, davacının müteakip kampanyada iş için müracaat etmeyerek iş sözleşmesini tek taraflı olarak fesihettiğini, bu sebeple kıdem tazminatının ödenmediğini, köy hizmetlerinde 02.06.1986-31.12.1986, 06.04.1987- 31.12.1987, 15.04.1988-31.12.1988 ve 15.03.1989-01.12.1989 tarihleri arasında çalıştığını, 1989 yılı iş sezonunda iş sözleşmesinin askıya alındığını, 1990 yılı iş sezonu başladığında davacıya işe başlaması için tebligat yapıldığını ancak davacının işe başlamadığını, bu sebeple kıdem tazminatının ödenmediğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, Adapazarı 1. Ana Bakım Merkezi Komutanlığında 16.04.1990-12.07.2012 tarihleri arasında çalıştığı, emekli olarak işten ayrıldığı, daha önce A. Şeker Fabrikasında 15.9.1981-06.02.1982, 24.10.1983-29.01.1984, 31.08.1984-31.12.1984 tarihleri arasında, Köy Hizmetlerinde 02.06.1986-31.12.1986, 06.04.1987- 31.12.1987-15.04.1988- 31.12.1988-15.03.1989-01.12.1989 tarihleri arasında çalıştığı, şeker fabrikasındaki çalışmasının iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonra işverence yeni dönemde işe çağrılmaması sebebiyle haksız olarak sona erdirildiği, köy hizmetlerindeki çalışmasının, yeni sezonda işe davet edilmesine rağmen, davacının çağrıya uymaması sebebiyle sona erdiği görülmekte ise de, davacının, davalı işyerinde 16.04.1990 tarihinde işe başlamış olması sebebiyle her iki işyerinde işe başlamasının mümkün olamayacağı, bir başka kamu kuruluşunda işe başlamasının istifa olarak kabul edilemeyeceği, bunun, yeni bir kamu kuruluşuna geçmeyi tamamlayan yöntem olarak kabul edilmesi gerektiği sebepleriyle her iki dönem içinde kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, kanuni süresi içinde, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kıdem tazminatına esas alınması gereken süre konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde, işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının şartları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır. Mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinde, kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir. Aynı maddede işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında, işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi, hizmet birleştirmesi için şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz. Ancak aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde, önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
Dosya içeriğinden, davacının, 1981-1984 tarihleri arasında şeker fabrikasında, 1986-1989 tarihleri arasında köy hizmetlerinde geçici işçi olarak çalıştığı, 1990-2012 tarihleri arasında ise davalıya ait işyerinde sürekli işçi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiği, davacıya, 1990-2012 yılları arısındaki davalı işyerindeki çalışmaları karşılığı kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, şeker fabrikası ve köy hizmetlerinde çalıştığı döneme ilişkin ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının, şeker fabrikasındaki çalışması, 1984 yılında iş sözleşmesi askıya alındıktan sonra, yeni sezon döneminde davacının işe başlaması için işverence usulüne uygun olarak işe başlama çağrısı yapılmadığından işverence haksız olarak feshedilmiştir. Bu durumda, bu çalışma dönemine ilişkin kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinin kabulü doğrudur. Ancak, köy hizmetleri çalışması, yeni sezonda davacının işe çağrılmasına rağmen, davacının, M.. B..na ait işyerinde işe başladığı için işe başlamaması sonucu sona erdiğinden, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğinden bahsedilemeyeceği ortadadır. Bu dönemde, işverenin işçiyi usulüne uygun olarak işe davet etmesine rağmen işçinin işe başlamaması sebebiyle iş sözleşmesinin, işçinin istifasıyla sona erdiği kabul edilmelidir. Her iki işyerinin kamu işyeri olması da bu durumu değiştirmez. Hal böyle olunca, bu dönem için kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 31.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.