Esas No: 2022/5543
Karar No: 2022/8382
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5543 Esas 2022/8382 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararın üzerinde yapılan incelemede, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilirken, kadının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığı için bu kararın hatalı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, takdir edilen maddi ve manevi tazminat ödemelerinin kadının lehine daha uygun miktarlarda olması gerektiği ve iştirak nafakasının da daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri hükümlerinin dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar ile velâyet yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile nafakalar için ÜFE artışına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Yapılan yargılama sonunda davalı-davacı kadın yararına aylık 5000TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Dosyanın tetkikinden, kadının İstanbul ...’de 1 adet mesken, ...’te “Sosyal tesis ve havuz” niteliğinde bağımsız bölüm, Tekirdağ’da 1 mesken, 2 adet ... kerpiç ev, 3 adet tarla ve 1 adet bağının bulunduğu ve maliki olduğu taşınmazlardan kira gelirleri elde ettiği anlaşılmakta olup; kadının tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesindeki “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşme” koşulu kadın yönünden oluşmamıştır. Bu durumda, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Melis ... yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, tarafların bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.19.10.2022 (Çrş.)