22. Hukuk Dairesi 2013/19591 E. , 2014/37419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2012/312-2013/289
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ICP Isı Cihazları Fabrikası A.Ş. Avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, iki tarafın yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 31.12.2014 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Davalılardan ICF Isı Cihazları Fabrikası Anonim Şirketi tarafından, davacı aleyhine Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2011/5349 esas sayılı takip dosyasında iki adet kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulmuştur.
Davacı vekili müvekkilinin davalılardan ICP Isı Cihazları Pazarlama Anonim Şirketinde çalışırken kendisinden teminat senedi alındığını, işten ayrıldıktan sonra bu senetler davalı ICF Isı Cihazları Fabrikası Anonim Şirketine ciro edilerek icra takibi yapıldığını iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep emiştir.
Davanın kabulüne dair verilen mahkeme kararı davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmıştır.
İcra ve İflas Kanunu"nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine hak iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır.
Dava konusu senette "bedeli malen ahzolunmuştur" kaydı yer almaktadır. Bu şekilde keşide edilmiş bulunan bir kambiyo senedinin, teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğinin karine olarak kabulü gerekir. Kambiyo senedinin düzenlenmesi ile taraflar arasında soyut bir borç ilişkisi doğmaktadır. Bedel kaydı, dava konusu olayda olduğu gibi mala taalluk ediyorsa, malın teslim edilmediğini ve dolayısı ile borçlu olmadığını davacının ispat etmesi gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 316. maddesine göre, hizmet akdinden doğan davalar basit yargılama usulüne tabidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 318. maddesine göre ise, basit yargılama usulünde, tanık dâhil tüm delillerin, dava ve cevap dilekçesi ile sunulması zorunludur.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayanmamış, ancak kanuni delillerden söz etmiştir. Mahkeme tarafından 24.04.2012 tarihli celsede Hukuk Muhakemeleri Kanununun 318. maddesi uyarınca taraflara delillerini bildirmeleri için iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekili 31.05.2012 tarihli duruşmada “delillerimizi dava dilekçemizde sunmuştuk başka delilimiz bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece davalılara ait defter ve kayıtlar üzerinde serbest mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi 30.11.2012 tarihli raporunda sonuç olarak “davalı şirketlerin ticari defter kayıtlarında tespite konu senetlere ilişkin Tek Düzen Hesap Planında yer alan özellikle 121 ALACAK SENETLERİ ve 900 NAZIM HESAPLARI ile diğer hesapların incelenmesi neticesinde kaydedilmemiş olduğu görülmektedir. Tespite konu olan senetlerin kaynağının nedeninin ise davalı şirketler ile davacı arasında ticari bir ilişki bulunmadığı yalnız “işçi işveren ilişkisi olduğu, davacı M. H. A."in cari hesabında gözüken toplam 47.387,97 TL"lik bakiyeye karşılık alındığı sonucuna ulaşılmıştır” şeklinde görüş belirtmiştir. Daha sonra Mahkeme tarafından 22.01.2013 tarihi 5. oturumda taraflara delillerini sunmaları için tekrar iki haftalık kesin süre verilmiş, davalılar vekili buna muvafakat etmemiş, davacı vekili bunun üzerine 07.02.2013 tarihinde tanık listesi vermiş, 12.03.2013 tarihli celsede tanıklar dinlenmiş ve bu tanık beyanları hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ile davalı lehtar ICP Isı Cihazları Pazarlama Anonim.Şirketi arasında işçi işveren ilişkisi olduğu tartışmasızdır. Ancak davacı imzasını inkâr etmediği senetleri teminat senedi olarak verdiğine dair soyut iddiası dışında hiçbir delil sunmamış, 31.05.2012 tarihli celsede açıkça başka delillerinin olmadığını beyan etmiş olmasına rağmen 5. oturumda 2. kez delil sunması için süre verilemesi sonucunda davalı tarafın karşı çıkmasına rağmen dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına katılamıyorum. 31.12.2014